İLEF’e Genç İletişimciler’den 5 ödül
İLEF, 28’incisi düzenlenen Aydın Doğan Vakfı Genç İletişimciler Yarışması’nda beş ödül kazandı. Ödüllerden dördünü Reklam Atölyesindeki çalışmaların aldığı törende, GÖRÜNÜM muhabiri Alp Eren Kaya da “Dikmen Vadisi: Köprünün Öte Tarafındaki Hayatlar” isimli çalışmasıyla Yazılı Röportaj Dalında üçüncülük ödülüne layık görüldü.
Bu yıl 37 farklı fakülteden öğrencilerin katıldığı Genç İletişimciler Yarışması’nda en çok ödül alan dördüncü fakülte olan İLEF, yarışmadan beş ödülle döndü. Toplam 772 projenin gönderildiği yarışmada İLEF öğrencileri dört dalda ödül kazandı. Tüm Türkiye’den bin 295 öğrencinin başvurduğu yarışmada, üçü ikişer tane olmak üzere yedi İLEF öğrencisi ödül kazanmış oldu.
Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde düzenlenen ve İLEF Dekan Vekili Prof. Dr. Abdülrezak Altun’un da katıldığı törende Alp Eren Kaya’nın GÖRÜNÜM’ün 116-117. sayısındaki özel ek olarak verilen foto-röportajı, Yazılı Röportaj dalında üçüncülükle ödüllendirildi. Kaya yaptığı başvuruyla, Genç İletişimciler Yarışmasında GÖRÜNÜM’e yedi senenin ardından ödül kazandırmış oldu.
Kaya: “Ekip çalışmasıydı”
Ödül almaya değer bir eser ortaya koyduğu için mutlu olduğunu belirten Alp Eren Kaya, ödülünü şu sözlerle değerlendirdi:
“GÖRÜNÜM’deki çalışmalarımızı ekip olarak yürütüyoruz. Bu da aslında ekip çalışmalarından yola çıkarak alınmış bir ödüldür. Bütün GÖRÜNÜM muhabiri arkadaşlarıma ve atölye hocalarına teşekkür ederim. GÖRÜNÜM’e yıllar sonra ödül kazandırmış olmak da ayrı bir gurur sebebi.”
Ödül komitesinin Kaya’nın çalışması için değerlendirmesi şöyle:
“Kentteki büyük sosyal çelişki, bir köprünün iki yanındaki bambaşka hayatlar çarpıcı anlatım ve fotoğraflarla yansıtılmış. İki hafta olay yerinde sürdürülen bir çalışma olması bir diğer artısı.”
Fotoğraflar yardım kampanyasına dönüşmüştü
Muhabirimiz Kaya’nın Dikmen Vadisi’nde yürüttüğü çalışmalar bir sosyal yardım kampanyasına da dönüşmüştü. Gazi Üniversitesi Yardım Gönüllüleri Topluluğu üyeleri, Kaya’nın fotoğraflarıyla haberdar oldukları, Dikmen Vadisi’nde çadırlarda yaşamak zorunda kalan yoksul aileler için geçtiğimiz ay “Elin Dokunacak Kadar Sıcak mı?” başlığıyla bir yardım kampanyasını düzenlemişti.
İLEF 5 ödülle döndü
28. Genç İletişimciler Yarışmasında İLEF toplam 5 ödüle layık görüldü. Ödüllerden dördü Reklam Atölyesinde çalışan öğrencilerin oldu.
İLEF öğrencilerinin aldığı ödüller şöyle:
Basın Reklamı (Gazete-Dergi) Birincilik Ödülü: Tamer Kılıç ve Zeynep Sakallıoğlu (Reklam Atölyesi)
Basın Reklamı (Gazete-Dergi) İkincilik Ödülü: Betül Silindir ve Merve Güler (Reklam Atölyesi)
Reklam Filmi Senaryosu Üçüncülük Ödülü: Betül Silindir ve Meriç Özyön (Reklam Atölyesi)
İnternet Reklamı İkincilik Ödülü: Zeynep Sakallıoğlu ve Tamer Kılıç (Reklam Atölyesi)
Yazılı Röportaj Üçüncülük Ödülü: Alp Eren Kaya (GÖRÜNÜM)
Alp Eren Kaya’nın ödül alan foto-röportajı:
Dikmen Vadisi: Köprü’nün öte tarafındaki hayatlar
Dikmen Vadisi uzun yıllar gecekondu direnişleriyle ve geri dönüşüm işçileriyle gündeme geldi. Vadi’nin ilk üç etabı yapısal olarak park görüntüsüne sahip olsa da dördüncü ve beşinci etapları gecekondu ve barakaların gölgesinde hurdaların toplandığı bir alan. Kentsel dönüşümle birlikte göçle gelen kâğıt işçilerinin milyon liralık konutların gölgesinde yaşadığı, kentin ortasında kalmış izbe bir hayatın mekânı.
W. Eugene Smith,“İnsanların fotoğraflarını çekmek istiyorsanız öncelikle o insanları tanımayı öğreniniz” diyor. İnsanların fotoğraflarını çekmeden önce onlarla tanışıp vakit geçirmek ve güvenlerini kazanmak, fotoğraf çektiğinizi unutacaklarını kadar samimi olmak en iyi yaklaşım. Vadi’de geçirdiğim iki haftalık süreçte izini sürdüğüm yaklaşım da bu oldu. Yeri geldi birlikte yemek yedik, çay içip birlikte ısındık… Smith sözünü “İnançlarını, tavır ve hareketlerini, hislerini anlamaya çalışınız. Biliniz ki kültürünüz ve meşgul olduğunuz konu hakkındaki bilginiz ne kadar derin olursa, başarı oranınız da o kadar büyük olur” diyerek bitiriyor. Bu söz benim için kapıyı açan anahtar oldu.
Dikmen Vadisi, uzun yıllar gecekondu direnişleriyle ve geri dönüşüm işçileriyle gündeme geldi. Vadi’nin ilk üç etabı yapısal olarak park görüntüsüne sahip olsa da dördüncü ve beşinci etapları gecekondu ve barakaların gölgesinde hurdaların toplandığı bir alan. Kentsel dönüşümle birlikte göçle gelen kâğıt işçilerinin milyon liralık konutların gölgesinde yaşadığı, kentin ortasında kalmış izbe bir hayatın mekânı.
Vadi’nin yukarı kısmında, özellikle son zamanlarda göçle gelen Güneydoğulu kâğıt toplayıcı işçiler ve Suriyeli sığınmacılar bir arada yaşıyordu. Suriyeli Said ailesinin otuz altı günlük bebekleri Ebru’nun donarak hayatını kaybetmesiyle Dikmen Vadisi bir kez daha gündeme gelmişti. Ankara Valiliği 30 Ocak sabahı, Büyükşehir Belediyesi ve Emniyet Genel Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyonla Suriyeli sığınmacılar buradan alındı, çadırları yıkıldı, kamplara gönderildi. Onlardan geriye kalan barakalar da belediye ekiplerince kaldırıldı. Bölgede yaşamlarına yine kaçak barakalarda devam eden kâğıt işçileri için de uyarının ilk işaretiydi bu. Belediye’den gelen yazıya göre onlara da bulundukları barakaları boşaltmaları için beş günleri vardı.
Sürenin dolmasının ardından Vadi’ de sessiz ama gergin, gündelik bekleyiş devam etti. Bir yandan ilgili bakanlığın yasak koyduğu atık kâğıt satışları, bölgede yaşayanların geçim şartlarını olumsuz etkilerken, Vadililer bir de barınma problemiyle karşılaştı. Onlarca baraka ve gecekondunun bulunduğu bölge yaşayan aileler devletten yalnızca çalışabilecekleri bir alan ve kalacakları bir yerin garantisini bekliyordu. Çünkü başkentin göbeğinde “kaçak” yaşıyorlardı.
Her şeye rağmen belediyeye başvurup yakacak yardımı alıyorlar, çocuklarına en yakın okullarda eğitim olanağı sağlıyorlardı. Çocuklar çamurların arasında bata çıka okula giderken, okumayı bırakanlar ve yetişkinler çıkıp hurda toplamaya devam ediyordu. Geride kalanlar ise toplanan atıkları ayrıştırmakla, bölgenin güvenliğiyle ve gelen yardımları “kapma” yarışında görevliydi. Dediklerine göre de ekmeklerini, gün geliyor, gerçek anlamda çöpten çıkarıyorlardı.
Gergin ve sessiz bekleyiş 11 Şubat sabahı sona erdi. Yağmurlu bir sabah, gün ağarmadan belediye ekipleri yanlarında polislerle bölgeyi abluka altına alıp barakaları yıktı. Kimileri eşyalarını yağmur ve çamurdan korumaya çalışırken kimileri de Valiliğin ayarladığı misafirhanelere gitmek için belediye otobüslerine bindirildi. Gitmeyi reddedenler ise yakınlarının yanına yerleşmeyi tercih etti. Tercih ettiler ancak iki göz gecekonduda nüfus sayısı ikiye katlanmış oldu. Valilik misafirhanesinde kalanlar da daha sonra zorla memleketlerine gönderildi. Vadi’de yalnızca kamulaştırılan gecekondular kaldı. Yakın zamanda da onların yıkılacağı iddia ediliyor. Aileler şimdi ellerinde kalan son barınaklara ne olacağını merak ederken bir yandan çocuklar okula, çalışanlar sokağa çıkmaya devam ediyor.
Foto-Röportaj özel ekinin PDF’i için tıklayınız.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/13792
Yol: Ana sayfa » Yazılar » İLEF’e Genç İletişimciler’den 5 ödül
Bir cevap yazın