Gazeteci Bozkurt: “Gazeteci hukuk devleti inşa ettirmelidir”

Gazeteciler Cemiyeti Basın Evinde düzenlenen, Demokrasi için Medya/ Medya için Demokrasi Programı atölyelerinin dünkü konuğu gazeteci Sedat Bozkurt oldu.  Bozkurt,  Devlet, Siyaset ve Medya Atölyesinde konuyla ilgili bir sunum yaptı.

Atölyesi, Program Direktörü, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcı Yusuf Kanlı’nın, programın içeriğini ve amaçlarını kısaca tanıttığı açılış konuşmasıyla başladı.

“Gazeteci hukuk devleti inşa ettirmelidir”

Kanlı’nın ardından sunumuna başlayan gazeteci Sedat Bozkurt, devlet ve medya ilişkisinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili görüşlerini aktardı. Bozkurt, medyanın devleti denetlemesi gerektiğinin altını çizerken, “Üç bağımsız güç; yargı, yasama ve yürütmenin olmadığı bir siyasal sistemde dördüncü güç olarak medyayı görme ihtimalimiz yoktur” dedi. Bozkurt, demokrasi ihtiyacını şu sözlerle dile getirdi:

“Devletin amacı ya medyayı kendisine bağımlı hale getirmektir ya da kontrol etmek veya sahip olmaktır. Bu dünyanın her yerinde yaşanmaktadır. Türkiye’de ise medyanın şu yönü çok göz ardı ediliyor: medya geniş halk yığınları adına devleti denetler. O, halk yığının taleplerini, itirazlarını, devlet aygıtını ellerinde bulunduranlara ya da devleti oluşturan küçük iktidarlara iletir ve bunu takip eder. Bunu yaparken de halk desteğini arkasına alması gerekir. Bunu nasıl yapacak? Medyanın dördüncü güç olabilmesi ve geniş halk yığınları arkasına alabilmesi için rejimin demokrasi olması lazım. Bu nedenle gazeteci politiktir. Gazetecilik faaliyeti de taraflıdır. Halktan yana, kamu yararından yana taraflıdır. Kendisinin bağımsız bir gazetecilik yapabilmesi için demokrasinin asgari zeminini oluşturması lazımdır. Güçler ayrılığından oluşan o demokratik zemini, rafine bir hukuk devletini inşa ettiremezse, bunu talep etmezse, bu zeminde bağımsız gazetecilik yapılmaz. Gazetecilik yaparken tarafsızdır ama haber tercihlerinde taraftır.

“Yandaş meyda tarifi değişti”

Deneyimli gazeteci Bozkurt, gazetecilik gibi gazetecilikle ilgili tanım ve isimlendirmelerin de değiştiğine dikkat çekti. Bir toplantıda RTÜK yetkililerince yapılan bir sunuma değinen Bozkurt, “Milli menfaatlere uygun bir yayın ya da habercilik diye bir kavram ile karşımıza çıktılar. Medyanın terörle mücadele diye bir görevi olmaz. Terörle mücadele devletin görevidir. Medyanın ilkeleri vardır. Medyanın görevi, devleti bu mücadelede kendisini var eden demokrasi devletinin gereklerini yerine getiriyor mu diye denetlemektir” diye konşutu.

Devletin medya ile ilişkisini genelde “devletin medya üzerinden baskıcı, onun kendi mesleğini gereğini yapamaz hale getirme ilişkisi” olarak tanımlayan Bozkurt, devletin varlığının basın özgürlüğüne hiçbir zaman katkı sağlamadığını söyledi. Bozkurt, yandaş olarak tarif edilen medya düzeninin günümüzde değiştiğini belirterek “Özellikle AKP döneminde yandaşlık tarifinin yetmediği bir patronluk yapısı oluştu. Şimdi Türkiye’deki medyanın yüzde 90-95’inin bizzat mülkiyeti siyasal iktidara, hatta bizzat Cumhurbaşkanına ait. Mülkiyet yapısı değişti. Mülkiyetinin tamamı iktidarda olan kurumlarda gazetecilik yapma ihtimaliniz yoktur” dedi.