17.Uluslararası Ankara Öykü Günlerinin son söyleşisi yapıldı
17.Uluslararası Ankara Öykü Günleri kapsamında bu yılki son söyleşi yapıldı. Söyleşinin konusu öyküde dil sorunsalı oldu.
Uzun bir aranın ardından bu yıl 17. kez düzenlenen Uluslararası Ankara Öykü Günlerinin son söyleşisi dün yapıldı. Saat 16.00’da Route’de başlayan söyleşide, konu öyküde dil sorunsalıydı. Nil Sakman’ın moderatörlüğünde yapılan söyleşide konuşmacı olarak Ayşegül Çelik, Gürsel Korat, Berna Durmaz ve Nurullah Kuzu yer aldı. Konuşmaya ilk olarak Nil Sakman başladı. Konunun öyküde dil sorunsalı olduğunu söyleyerek söyleşide yer alan 4 yazarın da kitaplarından birkaç kesiti dinleyicilere okudu ve tartışmayı başlatarak sözü Berna Durmaz’a bıraktı.
Durmaz: “Herkesin bir dili var”
Berna Durmaz, salonda bulunan herkesin ortak bir dili konuştuğunu, ancak herkesin kendine ait bir dil sözlüğü olduğunu günlük hayatta konuşurken veya bir şeyler karalarken bu sözlükten yararlandığını söyledi ve “Herkesin bir dili var” dedi. Herkesin kendine ait bir dilinin olmasının bazen yazma sürecini sancılı bir hale getirdiğini aktaran Durmaz, bu durumu “Yazma sancısı” olarak niteledi. Berna Durmaz’ın ardından Nurullah Kuzu söz aldı.
Kuzu: “Edebiyatçı kendinden önceki eserleri okumalıdır”
Durmaz’ın ardından söz alan Nurullah Kuzu, insanın kendisine ait bir imajı olması gerektiğini belirtti. Edebiyatçının kendine ait bir dil kurması için çok çalışması gerektiğini söyleyen Kuzu, “Edebiyatçı kendinden önceki eserleri okumalıdır ve kendi imajını ona göre çizmelidir” dedi. Edebiyatçının dili sade kullanması gerekliliğinden de bahseden Kuzu, söz konusu durumu edebiyatçının sadece kendi imajını kullanarak halledebileceğini dile getirdi.
Korat: “Yazar cinsiyetsizdir, bedeninde bütün cinsiyetleri deneylemektir”
Nurullah Kuzu’nun ardından söz alan Gürsel Korat, kendisinin yarattığı karakterlere değindi. Yarattığı karakterlerin iç dünyasını hayal ettiğinden bahsederek, “Bazen kendi karakterlerimin koltukta nasıl oturduğunu, o anki ruh halinin ne olduğunu düşünürüm” dedi. Yazarın kendi karakterlerini düşünmesi gerekliliğinden de bahseden Korat, “Yazar cinsiyetsizdir, bedeninde bütün cinsiyetleri deneylemektir” ifadesini kullandı. Dilde ses kavramına da değinen Korat bazılarının duydukça yazdığını ancak kendisinin yazarak duyduğunu söyledi.
Çelik: “Her şeyde ses ön plandadır”
Son olarak Ayşegül Çelik söz aldı. Okuduğu bir kitaptan yaptığı alıntılamayla sözlerine başlayan Çelik, sadece insan ırkının söylediği şeylere anlamlar ve üst anlamlar kattığını dile getirdi. İnsanların mutlaka bir sesi olduğundan bahseden Çelik, “Biz sesi daha da geliştirip kullanmışız. Mesela benim yazdığım her şeyde ses ön plandadır” dedi.
Söyleşinin ardından soru-cevap kısmına geçildi ve imza töreninin ardından etkinlik sona erdi.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/24996
Yol: Ana sayfa » Yazılar » 17.Uluslararası Ankara Öykü Günlerinin son söyleşisi yapıldı
Bir cevap yazın