İrfan Değirmenci İLEF’teydi
Kanal D’nin sevilen sabah haberleri sunucusu İrfan Değirmenci “Medya, Toplum ve Sansür” konulu söyleşisiyle GÖRÜNÜM’ün konuğu olarak İLEF’teydi.
Hafta içi her sabah 06.45 – 10.00 saatleri arasında Kanal D ekranında sabah haberlerinde izleyiciyle buluşan ve gündemi yorumlayan deneyimli gazeteci İrfan Değirmenci GÖRÜNÜM’ün konuğu olarak “Medya, Toplum ve Sansür” konulu söyleşide deneyimlerini öğrenciler ile paylaştı. Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezinde (ATAUM) Cuma günü saat 14.30’da başlayan söyleşide İLEF’li olduğu yıllardan başlayarak adım adım gazetecilik kariyerini ve meslek hayatında yaşadığı sıkıntıları aktaran Değirmenci, öğrencilerin yoğun ilgisi ve sorularıyla karşılaştı. Söyleşinin ardından Değirmenci, GÖRÜNÜM’ü ziyaret ederek muhabirlerimizle sohbet etti.
“İrfan, çok fazla mesaj kaygılısın”
Söyleşiye gazeteciliğe başladığı yılları ve yaşadığı zorlukları anlatarak başlayan Değirmenci, öğrencilerin soruları üzerine gündemdeki medya ve sansür tartışmalarını da değerlendirdi. “Sansürle nasıl başa çıkıyorsunuz” sorusu üzerine kanaldan üst düzey bir yetkili ile yaptığı konuşmayı aktaran ünlü sunucu, kendisine “İrfan çok fazla mesaj kaygılısın, jest ve mimiklerinle izleyicilere mesaj göndermeye çalıştığın o kadar belli oluyor ki, böyle yapma” dendiğini söyledi. Konuşmasının devamında Değirmenci, “Söylediğim sözleri geçtim, mimik ve jestlerimmiş sorun olan. Ben her zaman böyle konuşuyorum. Bir haberin doğru olduğuna inanmıyorsam eğer neyse geçelim diğer gazeteye diyorum. Yani ‘Yuh olsun size. Bu mu haber? Yalancılar’ diyemediğim için manşete neyi taşımışlar deyip geçiyorum diğer tarafa. Bu kadarını da mı yapmayayım? Korkuyorlar. İnanın herkes çok korkuyor. Ama korkunun ecele faydası yok. İnandığınız şeyi söylemek adına gördüğünüz, doğru olduğunu bildiğiniz şeyleri söylemek adına biraz cesaret gerekiyor” dedi.
“Günün birinde ben de düşündüğümü özgürce söyleyebileceğim”
Değirmenci, “Sizi ne zaman ana haberleri sunarken göreceğiz” sorusunu, kendisinin de ana haber sunmayı çok istediğini söyleyerek cevapladı. İnsan doğasına aykırı bir iş yaptığını, son 9 yılda geceleri çalışıp gündüz uyumak zorunda kaldığını kaydeden Değirmenci, ana haber sunmanın sadece ana haber sunmayı istemekle ilgili olmadığını belirterek, şöyle dedi: “O ana haber bülteninin koltuğunu medya patronunun size teslim etmesi için farklı farklı rollerinizin de oluşması gerekiyor. Ya siz onların kurallarını kabul edip orada prompterdan akan yazıyı okuyan adam olacak ve oturacaksınız ya da biraz bekleyeceksiniz. Ben şu an bekliyorum. Belki günün birinde ben de düşündüğümü özgürce söyleyebileceğim ve haber değeri taşıdığını düşündüğüm şeyi insanlara prime time’da anlatabileceğim bir koltuğa sahip olurum” dedi.
“Önemli olan sizin içinizdeki şehirdir”
Deneyimli sunucu, Ankara ve İstanbul gazeteciliği arasındaki farklara ve meslek hayatında yaşanabilecek rekabete dair “Ankara’da bugün kavga ettiğin adam gelir oturur yan masana. Ankara’da herkesi tanırsın, yardımcı olur herkes. Ama İstanbul’da böyle değildir. İstanbul’da arkanda dolaşırlar. Bir ayağın takılsa çelme takıp düşürecek, senin koltuğuna oturacak insanlar var. Rekabet edeceğiniz kişiler daha fazla İstanbul’da. Bu mesleği yapacak olanları da korkutmak istemiyorum, evet İstanbul bu iş için iyi bir laboratuvardır. Hem İstanbul hem Ankara, önemli olan sizin içinizdeki şehirdir” dedi.
İrfan Değirmenci, GÖRÜNÜM’ü ziyaret etti
İrfan Değirmenci, ATAUM’daki söyleşinin ardından GÖRÜNÜM’ü ziyaret etti. GÖRÜNÜM’ün geçmiş sayılarını inceleyen Değirmenci, gazetenin muhabirleriyle sohbet etti ve onların sorularını cevapladı.
• İLEF’e gelip gittiğiniz sürenin habercilik anlayışınıza bir etkisi oldu mu?
Üniversitede Türkçe’ye adapte olmaya çalışan, bir yandan okuyan diğer taraftan da davalarıyla uğraşan arkadaşlarımız vardı. Ötekileştirilmiş, itilmiş birçok arkadaşım oldu. Ön yargıları sürdürmek çok kolay. İnsan, kendini doğrularıyla güvende hisseder. Buradan hiçbir yabancıyla konuşmadan, tanışmadan ön yargılarla gitmek de mümkündü. Herkesin ayrı bir hikâyesi var, herkes kendini toplumda ayrı bir şekilde var etmeye çalışıyor. Ancak, kendinizden farklı olanları da anlamaya çalışırsanız insan oluyorsunuz. İnsan olmak önemli. Kartvizitinde gazeteci yazan ama midemi bulandıran o kadar çok insan var ki…
• Yaptığınız en zor yayın hangisiydi?
Van depreminin ardından 4 – 5 kanal bir araya geldik; canlı yayında telefonlar bağlandı ve yardım topladık. Telefonun basındaki bir adam, sarhoş, alkol almış. “Benden de bir buçuk milyon dolar” diyen bir adama gülümsemek zorunda kaldım ve “Not ediyorum efendim. Adınız neydi” dedim. Adamın o parayı vermeyeceğini hissediyorsun. Ama kendini o işin içinde bulmuşsun. Yayından sonra, o gün vaadedilen paranın toplanamadığı, bütün kanalların bir araya gelerek topladığı paranın yeterli olmadığı ortaya çıktı. Vanlı depremzedelere umut olduk biz orada ama yeterince yardımcı olunamadı. Kendimi orada çok yapıştırılmış hissettim. “Keşke şimdi orada olmasaydım” dediğim yayınlardan biri. Ama bilemiyorsun ki, hayat tecrübelerden ibaret.
• Her sabah izleyicilerinize toplumun konu olduğu bir hikâye anlatıyorsunuz ve muhalif olarak görülüyorsunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Muhalif olayım diye muhalif olmuyor insan. Bir süre sonra sana benzeyen ya da benzemeyen insanların farklılıklarını topluma anlatmaya çalışırken buluyorsun kendini. Bu ülkede muhalefet ne biliyor musun? Bildiğin gibi yaşamak, başlı başlına muhalefet haline geldi. Çünkü hayat tarzından, yaşayışından vazgeçmeni ister hâldeler. Sen onlar gibi selamlaşmadığın zaman ya da egemenler gibi görünmediğin, konuşmadığın, davranmadığın anda zaten varoluşunla muhalifsin. Üzerine fazladan bir şey söylemene gerek kalmıyor. Ülkede vaziyet bu kadar ciddi.
Çok iyi bir yere gitmiyor ülke. Bunu bilirken saklıyorsan, anlatamıyorsan, hele ki çok izlenen bir televizyonda 3 saat boyunca konuşabiliyorsan, yapma o işi. Ben de anlatabildiğim kadar anlatmaya çalışıyorum. Diyorum ki, “Ey izleyici günaydın. Uyandın. Bugün Dünya Tiyatro Günü, tiyatro salonlarını dolduralım”. Gerçi bunu söylemek de muhalif olmana yetiyor. “Ne tiyatrosu kardeşim. Kızlı erkekli sahneye mi çıkılır” diyebiliyorlar. Bir de arada “Gece de meclisten bakın ne geçmiş” diye insanlara bir cümle söyleyip görevimi yapmaya çalışıyorum.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/6321
Yol: Ana sayfa » Yazılar » İrfan Değirmenci İLEF’teydi
Bir cevap yazın