Ankaralı kadınlar 8 Mart’ta alandaydı

Fotoğraf: Mert Gökhan Koç

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar sokağa çıktı. Ankara’da Kolej Meydanı’nda saat 11.30’da bir araya gelen kadınlar, Ziya Gökalp Caddesi’ne yürüdü. Ankara Kadın Platformu çatısında bir araya gelen kadın örgütleri kadına yönelik cinsel, ulusal ve sınıfsal sömürüyü protesto etti.

Yürüyüş boyunca “Bedenimiz emeğimiz kimliğimiz bizimdir”, “Görünmeyen emek sesini yükselt”, “Düş peşindeyim düş peşime”, “Jin, jiyan, azadi” sloganlarını haykıran kadınlar, Ziya Gökalp Caddesi’nde miting düzenledi. Emekçi kadınlardan ev eksenli çalışan kadınlara, üniversiteli kadınlardan LGBTT’li bireylere kadar birçok kesimden kadınlar 8 Mart dolayısıyla bir araya geldi. Coşkulu ve renkli geçen 8 Mart mitinginde Ankara Kadın Platformu adına konuşma yapan Candan Dumul ve Buse Kılıçkaya, iktidara seslenerek, “yasalarınızla, söylemlerinizle kadınları korumak yerine tutsaklaştırıyor, cezalandırıyorsunuz. Karakola şikâyete gelen kadını sığınma evi yerine katiline teslim ediyor, kadınlara şiddet uyguluyor, üzerine bir de kadınları yargılıyorsunuz. Komiserleriniz tacizin, tecavüzün uygulayıcısı oluyor. Bunları kabul ettik sanmayın” dedi.

Kadınlardan eğitimde 4+4+4 sistemine tepki

Günde en az beş kadının öldürüldüğü tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çeken Dumul ve Kılıçkaya, hükümet tarafından eğitimde önerilen 4+4+4 sisteminin, kadınları eve kapatmanın, ucuz işgücü yaratmanın ve erken yaşta evliliğin önünü açmanın önerisi olduğunu dile getirdi.

Dünya Bankası’nın eşitlik kârlılıktır sloganı ile kadını güvencesiz, ev eksenli, yarı zamanlı ve sigortasız çalışmaya sevk eden politikaları savunduğunu ifade eden Dumul ve Kılıçkaya, Dünya Bankası’nın 2012 yılını kadın yılı ilan etmesine, “Hepsi, aynı neo-liberal sistemin ikiyüzlü sözde kadın özgürleşmesini destekleyici çabaları” diyerek tepki gösterdi.

Dumul ve Kılıçkaya son olarak taciz ve tecavüz duruşmalarında kadının beyanının esas alınarak soruşturma sürecinin başlatılmasını, ismi ve içeri değiştirilen Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlığın yeniden Kadın Bakanlığı olarak tanımlamasını, erkek egemenliğini güçlendiren savaş politikalarına son verilmesini, 8 Mart’ın resmi tatil ilan edilmesini, LGBTT bireylere yönelik istihdam, eğitim, sağlık ve diğer hizmet alanlarına erişimde her türlü ayrımcı uygulamasının engellemesini talep ederek konuşmasını sonlandırdı.