Hukuk örgütleri Ankara Katliamı hakkında basın açıklaması yaptı

Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Halkevleri Hukuk Dairesi, Hukukta Sol Tavır Derneği, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, Özgürlükçü Hukukçular Derneği Ankara Şubesi ve Türkiye İnsan Halkları Vakfı, Ankara Katliamı’nın ardından başlatılan soruşturma sürecine dair ortak basın açıklaması yaptı.

Hukuk örgütleri, Mülkiyeliler Birliği’nde saat 11.00’de başlayan basın açıklamasında, katliam hakkında elde ettikleri bilgilerle soruşturma sürecine ilişkin gözlem ve tespitlerini paylaştı. Katliamların ardından çıkarılan kısıtlama kararlarıyla gerçeklerin yargı eliyle gizlendiğini söyleyen hukukçular, soruşturma dosyalarının içeriklerine ulaşmalarının da fiilen engellendiğini ifade etti. Hukuk örgütleri adına açıklama yapan Avukat Deniz Özbek şöyle devam etti: “Dosya içeriğinin mağdurların ve halkın bilgisinden kaçırılması, faillerin ve delillerin gizlenmesi katliamın arkasındaki karanlığın korunmaya çalışıldığını göstermektedir. Oysa bizler biliyoruz ki Reyhanlı Katliamı, Suruç Katliamı, Diyarbakır Katliamı’na ilişkin soruşturma süreçlerine benzer kısıtlılık kararları Ankara Katliamı’nın koşullarını yaratmıştır.”

Olay yeri inceleme ekibi cenazeye tükürdü

Avukat Senem Doğanoğlu, cenazelere ve yaralılara ait eşyaların birçoğunun bulunamadığını kaydederek, “Patlamanın ardından eşyaları görenler var. Ama eşyalar ne olay yeri incelemededir ne terörle mücadele birimindedir ne de adli emanettedir” diye konuştu. TOMA’ların, çevik kuvvet ekiplerinin ambulanslardan ve sağlık görevlilerinden önce patlama alanına gönderildiğini söyleyen Avukat Evin Konuk da “Yaralılara sedye değil gaz bombası reva görülmüştür” ifadelerini kullandı.

Hukuk örgütlerinin katliam sonrasına dair gösterdiği fotoğraf ve videolarda, olay yerine inceleme için gelen bir polisin cenazelerin üzerine bastığı ve cenazelere tükürdüğü görülüyor.

Fotoğraf: Seyfettin Ersöz

“İktidar, Ankara Katliamı’nın ardındaki isimleri telaffuz edememektedir”

Başsavcılığın bilmediği ayrıntıların Cumhurbaşkanı tarafından seçim meydanlarında dillendirildiğinin altını çizen hukukçular, açıklamalarında şu sözlere yer verdi: “Dosya bizlerden, katledilenlerden ve katledilmeye çalışılanlardan kaçırılıp gizlenirken, siyasal iktidar temsilcileri bulundukları her ortamda soruşturma sürecini maniple eden açıklamalar yapmaktadır. ‘Onlar terörist değil öfkeli çocuklar’ dedikleri vahşi terör örgütlerine tırlar dolusu silah göndererek destek olan siyasal iktidar, elbette Ankara Katliamı’nın ardındaki isimleri telaffuz edememektedir. ”

Açıklamada, anma programı ve protestolara saldırılar olduğunu kaydedilirken, “Katliam hakkında konuşmak, devletin sorumluluğunu teşhir etmek, adalet talep etmek, gerek üniformalı ve gerekse sivil faşist odaklar tarafından şiddet kullanılarak karşılanmıştır” denildi.

“Herkes bilmektedir ki söz konusu eylem IŞİD eliyle gerçekleştirilmiştir”

Siyasi iktidarın katliamdaki rolüne dikkat çekilen açıklamada, “Soruşturma dosyasına kısıtlılık kararının konulmasının bir sonucu da bu rollerin ortaya çıkmasını engellemektedir. Gerçekler açığa çıkarıldığında devletin katliamdaki sorumluluğunun basit bir ihmal veya göz yummadan ibaret olmadığı da ortaya çıkacaktır. Bizler biliyoruz ki savaş çıkarmak için ‘Suriye’ye adam gönderir bu tarafa üç beş füze attırırım’ diyenler kendi halkını katletme planları da yapmaktadır. Ankara Katliamı da böyle bir planın ürünüdür” sözlerine yer verildi.

Hukuk örgütleri, soruşturma sürecinin sağlıklı yürümesi için kısıtlılık kararının kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, katliamın “siyasi polis” tarafından değil savcılık tarafından yürütülmesini istedi. Katliamda hayatını kaybeden insanlara karşı “barış ve adalet sözümüz” var diyen hukukçular, katliama dair görüntü ve dokümanların kendilerine iletilmesini istedi.