Şükrü Erbaş SBF’de okurlarıyla buluştu

Şair Şükrü Erbaş, Mülkiye Şiir Topluluğu’nun düzenlediği “Dünyaya Susamak” söyleşisi için Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin Aziz Köklü Konferans Salonu’ndaydı. Dün saat 15.30’da başlayan etkinlikte Erbaş, konuşmasına Melih Cevdet Anday’ın şu sözünü aktararak başladı: “Şiir, üzerinde çok fazla konuşmayı kaldırmayan bir sanat dalıdır.” Öğrenim hayatında sıkça karşılaşılan “Şair burada ne anlatıyor” sorusunun anlamsızlığına değinen Erbaş, şiirin yazan için de okuru için de öznel olduğunu dile getirdi. Şair, okuruyla olan ilişkisini, “Bizim yaşadığımız coğrafya, her an farklı bir felaketin yaşandığı bir coğrafya. İnsanlar sizden yaşadıklarınızla yanınızda olmanızı istiyor. Yazdıklarınızdan yola çıkarak birçok konuda sizinle duygudaşlık yaşıyor” sözleriyle ifade etti. Varoluşunu şiirle oluşturmaya çalıştığını söyleyen Erbaş, içinde bulunduğumuz dönemi “müthiş bir hafıza kaybı dönemi” olarak niteledi. Şair, iktidarın toplumu “illüzyon” içinde tutulduğunu ve bunun sonucunda insanın çevresine yabancılaştığını, yabancılaşmayla da yalnızlaştığını belirtti.

Fotoğraf: Alkan Uçarsu

“Biz yaramızı sağken iyileştireceğiz”

Teknolojinin zamanı hızlandırdığını ve bu hızlanmaya rağmen artakalan zamanın anlamsızlaştığını ifade eden Erbaş, Metin Eloğlu’nun “İnsanın yarası sağken iyileşir” dizesini hatırlattı. Erbaş konuşmasını, “Biz yaramızı sağken iyileştireceğiz. Birbirimizin yarasını iyileştireceğiz. Biz söylemeye devam edeceğiz. Her ne pahasına olursa olsun” diyerek bitirdi.

Dinleyicilerden gelen, “Her sanatçının bir rahatsızlığı vardır. Bu rahatsızlık sonucunda bir şeyler üretir. Sizin rahatsızlığınız nedir” sorusu üzerine Erbaş, “Lise 1’de devrime ve aşka başladım. İkisi de olmadı. Ben derim ki genç solcu olan insan kalbiyle solcu olur. Kalbiniz size mazlumun yanında olmayı öğretir. Ben okuduklarımdan bunu öğrendim. Sonra türkülerde bunu gördüm. Çocuk böyle şekillendi” dedi.

Metin Karausta’yla dinletide bulunan şair, okurları için kitaplarını da imzaladı.