İLEF’te Çocuklar İçin Barış paneli yapıldı

Medya ve Çocuk Hakları Topluluğu, “Çocuklar İçin Barış Hemen Şimdi Girişimi ve İzlenimleri” başlıklı bir panel düzenledi. ATK Sanatevi’nde dün düzenlenen panele Çocuklar İçin Barış Hemen Şimdi Girişimi’nin üç bileşeni katıldı. Türk Psikologlar Derneği üyesi Ceylan Nur Akgün, Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman ve Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisinden Betül Öztürk panelde sunum yaptı.

Fotoğraf: Melike Koç

Akgün: “Türkiye kuruluşundan beri travmalar ülkesidir”

“Çocuklar için Savaşın Psikolojisi” başlıklı sunumunu yapan Ceylan Nur Akgün, çatışma ve savaş ortamındaki çocukların ailelerinden ayrılmak zorunda kaldığını, zoraki göçlere, tecavüze maruz kaldıklarını, bunun yanı sıra oyun, eğitim gibi kamusal haklardan yoksun bırakıldıklarını belirtti. Akgün, “Türkiye kuruluşundan beri bir travmalar ülkesidir. Özellikle Doğu, Güneydoğu, Doğu Anadolu bölgelerinde yaşayan çocuklar çatışma ve savaş kültürünün içine doğup büyüyorlar” dedi.

Çocukların travmatik olaylara karşı verdiği tepkileri aktaran Akgün, 4 – 8 yaş arası çocukların ebeveynlere daha çok ihtiyaç duyduğunu, 9 – 13 yaş arası çocukların çatışma ortamlarında kaygılı, içine kapanık olabileceğini ve 14 – 18 yaş arasındaki ergenlerin duygusal mesafelerini arttırabileceğini söyledi. Çocukların duyguların ifade etmesinin sağlanması gerektiğini belirten Akgün, travma yaşamış bireyin, çatışmalar azalsa bile şiddet eğilimli olabileceğini, önemli olanın olaylar sonrası rutine geri dönebilmek olduğunu kaydetti.

Fotoğraf: Melike Koç

Koman: “Çocuklar ölmeden önce barışı görmek istediklerini söylüyorlar”

Akgün’den sonra Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman, “Cizre’de Çocuk olmak” sunumunu yaptı. Kobane olayları sırasında en az 5 çocuğun Cizre’de öldürüldüğünü söyleyen Ezgi Koman, “Çocuklar ölmeden önce barışı görmek istediklerini söylüyorlar” dedi. Çocuklara barıştan sonra ne olacak diye sorduklarında, “Sokağa çıktığımızda herkes güler yüzlü olacak” cevabını aldıklarını söyleyen Koman, 7 Haziran sonrası ve Suruç Katliamından itibaren bölgede çok yoğun bir şiddetin başladığını ve o dönemden sonra da sokağa çıkma yasaklarının geldiğini belirtti.

Çocukların eğitim haklarının engellendiğine, ırkçılığa ve kendileriyle yakınlarının yaşam ihlaline maruz kaldıklarına tanık olduğunu ifade eden Koman, çocukların ebeveynlerinden sonra en çok güven duydukları kişilerin öğretmenleri olduğunu söyledi. Koman, öğretmenlerin şehirleri terk etmesiyle çocukların güven duygularının zedelendiğini belirtti.

Sokağa çıkma yasaklarına değinen Koman, “Cizre’de en az 38 çocuk sokağa çıkma yasağından dolayı hayatını kaybetti” dedi. Koman, çocukların yaralandığında hastaneye gidip tedavi olamadıklarını, yeni doğan birçok bebeklerin aşı olamadığını ve hastanelerin karargâh olarak kullanıldığını vurguladı. Bütün bu sebeplerden dolayı çocuklarda ruhsal ve fiziksel olarak altına kaçırma, uykusuzluk, içini kapanma, sessizlik gibi sıkıntıların oluştuğunu belirtti.

Fotoğraf: Esra Tokat

Öztürk: “Batıdaki sessizlik başka bir yıkım getirdi”

Koman’ın ardından sözü alan Betül Öztürk, “Savaşın Eğitime Olan Etkisinin Batı’daki Yansımaları” başlığında konuştu. Öztürk, savaş ortamındaki çocuklarla yaptıkları çalışmalarda çocukların savaştan çok etkilendiğini gördüklerini söyledi. Çocukların bölgedeki savaş alanını tarif ederken ölüm, gözyaşı, kan şeklinde bir yıkımı ifade ettiğini belirtti. “Batıdaki sessizlik başka bir yıkım getirdi” diyen Öztürk, Kürt öğrenci ve öğretmenlerin okullarda ırkçı bir saldırıya maruz kaldıklarını ifade etti. Öztürk, velilerin öğretmenlerin doğum yerlerine baktıklarını, çocuklarını Kürt öğretmenlerin olduğu sınıflara göndermek istemediklerini söyledi.

Öztürk, batıdaki çocuklarda farklı dil, din, etnik köken ile yaşamakta olan yeni bir belleğin kurulduğunu söyledi. Bu belleğin ırkçı ve nefret söylemi üzerine kurulduğunu ve bunu kırmak için barış atölyeleri yaptıklarını belirten Öztürk, Batı’da herkesin üzerine düşeni yapmasının önemini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.