“Babamın Kanatları” filminin yönetmeni İLEF’lilerin sorularını yanıtladı
İLEF’te “Babamın Kanatları” filminin gösteriminin ardından filmin yönetmeni Kıvanç Sezer’le söyleşi yapıldı.
İLEF, Babamın Kanatları filminin yönetmeni Kıvanç Sezer’i ağırladı. Mahmut Tali Öngören Sinema Salonu’nda (MTÖ) 27 Aralık Salı günü saat 15.00’te Uluslararası Antalya Film Festivali’nde altı ödül kazanmış “Babamın Kanatları” filmi gösterildi. Alternatif Medya ve Araştırma Topluluğu’nun düzenlediği etkinlik, filmin yönetmeni Kıvanç Sezer’le yapılan söyleşiyle devam etti. Yönetmen Kıvanç Sezer, film yapım aşamasındaki yaşadığı duyguları paylaştı, İLEF’lilerin filmle ilgili sorularını yanıtladı.
“Film, dayanışmaya vesile oldu”
Konuşmasına filmi 2010 yılında bir gazete haberinden etkilenip, işçi ölümlerini ele almak amacıyla yazdığını belirten Kıvanç Sezer, 2015 yılında çekimlerine başladıkları filmin hazırlık sürecinin 3 yıl sürdüğünü kaydetti. Sezer, Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenen Karlovy Vary Film Festivali’nde dünya prömiyerini yaptıktan sonra filmin festival yolculuğunun başladığını söyledi. Özel gösterim ve söyleşiler yapmaya çalıştıklarına dikkat çeken Sezer, bu konuda desteklerinden dolayı Eğitim Sen’e teşekkürlerini iletti.
İşçilerin yalnız kalmamaları ve bir arada olmaları gerektiğini ifade eden Sezer, filmin bu açıdan bir dayanışmaya vesile olduğunu vurguladı. “Babamın Kanatları” filminin esas muhatabının mavi yakalı, fabrika, inşaat işçileri olduğunu belirten Sezer, filmin orta sınıf, beyaz yakalı insanları da farklı yönden etkilediğini vurguladı.
Sezer, Türkiye’de büyük bir dağıtım krizinin olduğunun, “Abluka”, “Sivas”, “Sarmaşık” ve “Rüzgarın Hatıraları” gibi önemli bir meseleyi ortaya koyan filmlerin gişe sayısının 25 binin üzerine çıkamadığının, insanların bu tür filmlere ilgi göstermediğinin altını çizdi.
Filmin depresif, trajik hikayesinin olduğunu belirten Sezer, “acı insanların gözünü açacak” dedi.
“Bu tekil bir mesele değil, sınıfsal mesele”
Gazetede okuduğu Ömer Çetin isminde bir öğrencinin, çalıştığı inşaatta düşüp ölmesiyle ilgili haberin içine dokunduğundan bahseden yönetmen Sezer, “Bu konuyu araştırmaya başladım ve Türkiye’de günde en az üç işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini gördüm. Bu filmi yazmaya başladığımdan bu yana rakamlar azalmadı, arttı. Dolayısıyla bu tekil olaydan başlayıp, daha sonra genele dair okumalar ve gözlemler yaptığımda gördüm ki, bu tekil bir mesele değil, sınıfsal mesele” dedi.
“İnşaat ekonomisindeki üç sınıf bütün toplumu kapsıyor”
Gelecek filmlerini “Babamın Kanatları” filmiyle bütünlük oluşturacak şekilde tasarlayacağını belirten Sezer, “İkinci filmde Billur Köşk Konutları’ndan ev alan çiftin, üçüncü filmde ise burayı yaptıran Şefik ağabeyin hikayesini göreceğiz. İnşaat ekonomisinde bu işe emek veren, onu satın alan ve bunun üzerinden zengin olan üç sınıf var. Bu, bütün toplumu kapsıyor” diye konuştu.
İnsanların “Babamın Kanatları” gibi filmlere ön yargıyla yaklaştığını söyleyen Sezer “Bu tür filmleri sıkıcı olduğunu düşünenler var. Özellikle sinemacıların böyle düşünmeyen insanları sinema salonlarına çekecek formülleri bulması gerekiyor” dedi.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/13534
Yol: Ana sayfa » Yazılar » “Babamın Kanatları” filminin yönetmeni İLEF’lilerin sorularını yanıtladı
Bir cevap yazın