Tunç: “Başkası olabilme hazzı için yazıyorum”

CerModern’de düzenlenen CerEdebiyat edebiyat söyleşilerinin bu haftaki konuğu yazar Ayfer Tunç oldu. Dün 14.30’da başlayan etkinlikte Ayfer Tunç, katılımcıların sorularını yanıtladı.

Yazmanın, varlığının bütünleyici bir parçası olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Tunç, “İnsan neden yazar, yazmanın anlamı nedir gibi sorular hem bütün yazarlara sorulur hem de iyi yazar kendi içinde merak eder. Ben bunun cevabını Baudlaire’de buldum. O der ki: ‘Şair gönlünce istediği kişi olabilme ayrıcalığına sahip şanslı kişidir. Bir anda bunun bir ayrıcalık olduğunu fark ettim.Yazmanın bana verdiği hazzın başkası olabilme hazzı olduğunu anladım” dedi. Tunç, yazmayı “Son derece zavallı, sıkıcı bir yaşantımız var. Eğlenceli sıra dışı hayatları okumayı, izlemeyi seviyoruz; yaşamayı değil. Bu da bana insan ruhunun derinliklerini, yazma yoluyla başkası olma şansıyla, didikleme imkanı verdi. Bu anlamı ve varoluşumuzun anlamını çoğaltan bir şey” diyerek değerlendirdi.

“İnsanların yüzde 90’ı kendine dair soru sormaz”

İnsanı derinlemesine incelemenin ne demek olduğu sorulunca Ayfer Tunç, “Derinleşme toplumsallıkla başlar” dedi. Sözlerine, “Derinleşme kişinin kendini tanımaya başladığı  kendiyle ilgili sorular sormaya başladığı zaman olur. Çünkü insanların yüzde 90’ı kendine dair soru sormaz. Çünkü soru sormak kendi arızasıyla yüzleşmesi demektir. Her tartışmada her zaman haklıdır insan. İnsan haklı olup olmadığını sorduğu zaman derinleşmeye başlar. İnsan toplumla bir araya geldiğinde, ilişki kurduğunda derinleşir” ifadelerini kullandı.

“Gazetecinin sahip olması gereken hiçbir özellik bende yok”

Karakterlerinin gerçek hayattan olmasıyla ilgili konuşan Tunç, “Ben uzun yıllar gazetecilik yaptım ama bana gazeteci denmez. Gazetecinin sahip olması gereken hiçbir özellik bende yok. Ben insan hikayeleri yakalayabiliyordum. Gazetenin benden istediği de buydu zaten. Bu hikayelerden çok etkilendim ama gazete, kelime sayısı çok sınırlı olan ve sadece okuyucunun ilgisin çeken şeylerin yazıldığı bir yer. Bu hikayeler de bende kaldı, birikti. Hikayelerin bir şekilde açığa çıkması gerektiğini düşündüm” ifadelerinde bulundu.

“Türkiye’de erkekler kadını yazamıyor”

Bir okurun “Kadınlar bile bazen kendini tam ifade edemezken siz bir kadın olarak erkekleri çok iyi ifade ediyorsunuz. Karakterlerin cinsiyetini özellikle seçiyor musunuz” sorusuna Ayfer Tunç’un verdiği yanıt “Türkiye’de erkekler kadını yazamıyor” oldu. Tunç, çoğu erkek yazarın kadın karakterlerini çöp olduğunu söylerken “Buna Oğuz Atay ve Ahmet Hamdi Tanpınar da dahildir. Biz yaklaşık 30 senedir feminizmi, kadınlık durumunu konşuyoruz ama kadınlık durumunu sadece kadınlar üzerinden konuşuyoruz. Bu yanlış çünkü bu sorunda iki unsur var, kadın ve erkek. Erkek üzerine düşünmeden kadın üzerine düşünmek esik. Kısa bir süredir erkeklik üzerine kitaplar yazılmaya başladı. Kadınlar erkekler üzerine kafa yormaya yeni başladı” şeklinde konuştu.

Tunç’un, isteyen okuyucuların kitaplarını imzalamasının ardından etkinlik sona erdi.