Faruk Bildirici: Gazetecilik insan mesleğidir

Gazeteci ve yazar Faruk Bildirici, moderatörlüğünü gazeteci ve yazar L. Doğan Tılıç’ın yaptığı söyleşide yeni kitabı Günahlarımızla Yıkandık’ ve gazeteciliğin dönüşümü üzerine konuştu. Çankaya Belediyesi ve TAKSAV’ın (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat Vakfı) birlikte düzenlediği, 1 Ekim günü 18.30’da yapılan etkinlikte konuşan Bildirici, Hürriyet gazetesinde yürüttüğü ombudsmanlık için “Ben ombudsman olarak ne yazı işlerini temsil ediyorum ne okuru” dedi.

Tılıç: Bir onuncu köy kalmadı

Çağdaş Sanatlar Merkezi Gülten Akın Konferans Salonu’nda yapılan söyleşinin açılış konuşmasını yapan L. Doğan Tılıç, gazetecilikteki sahiplik yapısının değişimi nedeniyle doğruyu söylemenin zor hale geldiğini belirtti. Gazeteciliği doğruyu söyleme mesleği olarak tanımladığını ifade eden Tılıç, “Gerçekten gazetecilikte doğruyu söyleyen dokuz köyden kovuluyor ve ne yazık ki bir onuncu köyde kalmadı artık. Bu doğruyu söyleme, gazetecinin eleştirel aklıyla, birikimiyle ilgili ve bunun göreceli bir tarafı da var” diye konuştu.

Haberde hikaye anlatıcılığının giderek ortadan kalktığına değinen Tılıç, gazetelerin okunmamasının sebeplerinden biri olarak da hikaye anlatımının olmamasını gösterdi. Basılı gazetenin ortadan kalkabileceği düşüncesinin yeni olmadığını ve asıl sorunun hikaye anlatımı olduğunu vurgulayan Tılıç, “Gazetelerimizdeki haberleri okuyorum, kendi gazetem dahil, keyif veren, zevk veren bir anlatım yakalayabilmiş değiliz. Bunun da arkasında çok yapısal nedenler var. Doğruyu söylemeyi önemseyen bir sahiplik yapısı yok. İyi hikaye anlatan, artık gazetecilikle edebiyatı buluşturan bir yerde bu işin yapılmasını önemseyen bir sahiplik yapısı yok. Ne kadar yanlı olursanız o kadar kıymetli olduğunuz bir gazetecilik dönemine geldik. Bu Türkiye’ye de özgü bir şey değil, küresel bir değişim küresel bir dönüşüm” dedi.

Bildirici: Kurşun beni bulana kadar devam edeceğim

Doğan Tılıç’ın ardından konuşan ve ombudsmanlığın Türkiye’de yeni bir deneyim olduğuna değinen Bildirici, yaptığı işin yazı işleriyle okuyucu arasında bir köprü olduğunu belirtti. Ombudsmanlığın nasıl yapılacağına dair 10 kuralın olduğunu belirten Bildirici, “Maddelerden birisi demokrasiyi ve barışı savunmak üzerine. Amerika’daki bir ombudsmanın çoğunlukla böyle konuları yazmasına gerek olmuyordur ama ben zaman zaman hapse atılan gazetecilerle ilgili ya da özgürlük ve demokrasi sorunlarıyla ilgili de yazmak zorunda kalıyorum. Bu tarz farklılıklar çıkabiliyor” dedi. Günahlarımızla Yıkandık kitabının fikir babasının Doğan Tılıç olduğunu ifade eden Faruk Bildirici, “Kitabın ismini koyarken kızım günah kelimesinin yerine hata ve yanlış kelimelerini kullanmamı önerdi ama yaptığımız şeyler o kadar büyük ki, sadece hata demek yetmiyor. Türkiye’nin geçmişine baktığımızda gerçekten çok büyük günahlarımız var. Bugün baktığımızda, gazeteciliğe zaman zaman günah sözcüğünün bile yetmediğini düşünüyorum. Çok daha vahim şeyler yapıyoruz, bu vahim şeyleri çoğu zaman bilerek de yapıyoruz” diye konuştu.

Gazeteciliğin insan mesleği olduğunu ve her zaman şeffaf bir şekilde yapılması gerektiğini belirten Bildirici, gazetecilerin kendi hatalarını açıkça gözler önüne sermeden onlardan kurtulmasının mümkün olmadığını ifade etti. “Elimden geldiğince hiçbir şeyi gizlemedim” diyen Bildirici, gördüğü bütün yanlışları okura açık açık iletmeye çalıştığını ve bunu yaparken de sadece güncel hataları yazmadığını, zaman zaman geriye de dönmeye çalıştığını belirtti ve bunu yaparken ne kadar yeterli olduğuna okurların karar vereceğini söyledi. “Doğru gazeteciliği birilerinin anlatması lazım” diyerek sözlerine devam eden Bildirici, “Elbette bunu tek başıma yapamam ama ben çok küçük de olsa gazeteciliğin ne olduğunu ve ne olması gerektiğini anlatmaya çalışan biriyim. Gazetecilik, çoğu kez bu mesleğin içindekiler tarafından adına leke sürülse de onurlu bir meslektir. Ben gerçekten bu mesleğin onurlu bir meslek olduğuna inanıyorum ve o şekilde yapılabileceğine ve her şeye rağmen bir gün buradan da çıkabileceğimizi düşünüyorum” dedi.

Türkiye’de 60’ı aşkın iletişim fakültesinde binlerce öğrencinin meslek etiğini Avrupa ve Amerika’dan örneklerle öğrendiğine değinen Bildirici, “Yazıların gazetede kaybolup gideceğini düşündüğümüz için bir kitapta toplamaya karar verdim. Özellikle mesleğe yeni başlayanlar için bu kitapta toplanması önemli olacak diye düşündüm ve yaşadıklarım Türkiye’den somut örnekler” dedi.

Son dönemde medyada yaşanan işten çıkarmalara da değinen Bildirici, şu an da bir gazeteden ayrılmanın bütün gazetelerden ayrılmak olduğunu belirterek bu sürecin Aydın Doğan ve Dinç Bilgin işbirliği ile medya sektöründe yer almaya başladığını belirtti. İşten çıkarmalar ve istifalarla değerli insanların tek tek gazetecilik mesleğinin dışında kaldığını ifade eden Bildirici, “Şimdi geldiğimiz noktada tamamen mesleğin dışına itilmek anlamına geliyor. Kendi adıma, dünya savaşı filmlerinde bir cepheden çıkarlar ve karşı cepheye doğru hep beraber harekete geçerler ve sağındaki solundaki arkandaki kurşunu yer ve devrilir ama sen koşmaya devam edersin, ben kendimi öyle hissediyorum, kurşun beni bulana kadar devam edeceğim. Zemin o kadar kötü ama ben hala bir şekilde koşuyorum” diye konuştu.

Etkinlik, soru cevap kısmının ardından “Günahlarımızla Yıkandık” kitabının imzalanmasıyla sonlandı.