Prof. Dr. Erdoğdu: Asgari ücret en az 2.300 TL olmalı

Mülkiye Emek Araştırmaları’nın üçüncü toplantısında dün Zor Zamanlarda Asgari Ücret ve İşsizlik Sigortası konuşuldu. Mülkiyeliler Birliği’nde 18.00’de başlayan panelin moderatörlüğünü Doç. Dr. Gülbiye Yenimahalleli Yaşar yaptı. Oturumun ilk konuşmasını yapmak üzere Prof. Dr. Seyhan Erdoğdu söz aldı. Prof. Dr. Erdoğdu, Türkiye’deki asgari ücretin hangi parametrelerle belirlendiği, tarihte dönemlere göre asgari ücretin tanımlanmasındaki farklılıklar, asgari ücretin neden önemli olduğu ve  ülkenin sosyal, siyasal durumuyla ilişkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de asgari ücretin, geçim ücretinin çok altında olduğunu kaydeden Erdoğdu, bunun sebeplerinden biri olarak asgari ücretin belirlenmesinde işçinin bakmakla yükümlü olduğu ailenin hesaba katılmamasını gösterdi. Asgari ücretin  bir anlamda sınıfsal güçle bağlantılı olduğuna değinen Erdoğdu, ücretin işçinin lehine belirlenmesinin sınıf mücadelesiyle, sendikalarla ve Türkiye’deki demokrasiyle doğrudan ilişkisi olduğunu söyledi. Geçim ücreti baz alındığında asgari ücretin en az 2.300 TL olması gerektiğini kaydeden Erdoğdu, örgütlenme oranının azlığına ve asgari ücrete tabi olan kesimin siyasal tercihleri gibi etkenlere dikkat çekti. Erdoğdu, mevcut duruma baktığında tahmininin asgari ücretin bu sene de geçim ücretinin altında kalacağı yönünde olduğunu söyledi.

İşsizlik günden güne artıyor

Erdoğdu’nun konuşmasının ardından istihdam uzmanı Sinan Ok söz aldı. Sunumunda işsizlik sigortası ve işsizlik başlığına dair çeşitli kaynaklardan elde ettiği verileri paylaşarak Türkiye’deki mevcut durumdan kesitler anlattı. Türkiye nüfusunun 5 milyon mültecinin de hesaba katılmasıyla 86 milyon olduğunu söyleyen Ok, bunun sadece 29 milyonunun çalıştığını kaydetti. Yalnızca bir kişinin çalışarak dört kişiye baktığına dikkat çeken Ok, yoksulluğun boyutlarının anlaşılabilmesi çin bu oranın önemli olduğunu kaydetti. Ücretsiz çalışan işçileri tanımlamak için kullanılan ‘kırılgan istihdam’ın az gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında Türkiye’de çok yüksek olduğunu aktaran Ok, 86 milyonun 3 milyonunun ücretsiz çalıştığını belirtti. Ok, işsizliğin, sosyal araştırmalarda en önemli sorun olarak ortaya çıktığını ve günden güne arttığına dikkat çekti. Birinin işsizlik sigortasından yararlanabilmek için TÜİK tarafından işsiz olarak tanımlanmış olması gerektiğini söyleyen Ok, bunun o kadar kolay olmadığını söyledi. Sigortalı çalışmak, son dört ayda primlerin düzenli ödenmiş olması ve işten kovulmuş olmak gibi şartların sağlanması gerektiğini belirten Ok “Herhangi bir sebepten işten kendiniz ayrılırsanız işsizlik sigortasından yararlanamazsınız. İstediğiniz kadar primleriniz ödenmiş olsun” dedi. Toplanan işsizlik sigortası fonunun işsizlere ödenen fon miktarından az olduğunu aktaran Ok,  fonun denetlenmesinde İŞKUR’un yetersizliğine dikkat çekti.

Panel, katılımcıların sorularını ve katkılarını sunduğu soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.