Tez-Koop-İş Sendikası’ndan iklim krizi çalıştayı

Son günlerde dünyanın çeşitli yerlerinde ve Türkiye’de tartışılan iklim krizi hakkında Tez-Koop-İş Sendikası tarafından “İklim Krizinin Çalışma Yaşamına Etkileri” başlıklı çalıştay düzenledi. İki gün sürecek çalıştayın ilk günü bugün Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde saat 10:00’da başladı. Çalıştayın ilk oturumunda Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Emin Akçaoğlu, Prof. Dr. İlyas Yılmazer ile Hacettepe Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Demirsoy konuşmacı olarak katıldı. İlk oturumun moderatörlüğünü ise Dr. Hulki Cevizoğlu yaptı.

Çalıştayın açılış konuşması yapan Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu, iklim krizinin gün geçtikçe artan bir sorun olduğunu söyledi. Küresel ısınmadan, iklim krizinden herkesin etkileneceğini ifade eden Özdemiroğlu, “Bu gidişle iş verenler de olsa olsa bizden iki gün sonra ölecekler. Batan bir dünyada ne işçi olur ne iş veren ne de istihdam. Bu konuyu işçiler, sendikalar, bütün örgütler bizim yaptığımız gibi masaya yatırmalı. Dünyayı bizden öncekilerden nasıl aldıysak yeni nesile öyle bırakmalıyız” dedi.

Demirsoy: “Önlem almalıyız”

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Demirsoy, konuşmasına çalıştayda iklim krizinin oluşumda etkili olan sorunları konu alan bir sunum yaparak başladı. Sunumunda dünyanın ısınmasında etkili olan ozan tabakasının incelmesinden, karbondioksidin artmasından, fosil yakıtların neden olduğu asit yağmurlarından, metan ve sera gazlarından, Sibirya turbalarının erimesinden bahsetti. Demirsoy, “ Bugüne kadar sıcaklığın düşük olmasından dolayı erimeyen Sibirya turbalıkları eridiğinde sera gazının etkisi daha çok artacak. Tahminlere göre 100 yıl içerisinde sıcaklık 100, 150 dereceleri görecek. Bu sıcaklıkta biyomerlerin sağlıklı kalamayacağını biliyoruz. Önlem almalıyız” ifadesini kullandı.

Yılmazer: Munzur Dağı projesi yıllardır gerçekleştirilmiyor”

Etkinlikte söz alan bir diğer konuşmacı  Prof. Dr. İlyas Yılmazer ise iklim krizinin yarattığı sorunlardan olan çölleşme hakkında konuştu. Türkiye’de Munzur Dağı’nın altında bulunan temiz yeraltı sularının çıkarılıp kullanılmasını sağlayan bir projesinin olduğunu söyleyen Yılmazer, “ Bu proje yıllardır gerçekleştirilmiyor. Tam aksine yer altı su kaynaklarımızı kirletecek maden çalışmalarına izin veriliyor.” dedi.

Kurdoğlu: “Her yeri tarumar ettiler”

Karedeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, iklim krizinde önemli bir yere sahip olan doğa tahribatından bahsetti. Türkiye’de de doğaya zarar veren Hidroelektrik Santral ve maden çalışmaları hakkında konuşan Kurdoğlu, Kaz Dağları’ndaki maden için kesilen ağaçlara da değindi. Kurdoğlu, “Yukarıda kesilen ağaçları koruyamazsanız aşağıda güvende değilsiniz. Her yeri tarumar ettiler. Doğanızı korumazsanız bu kültürünüzü de koruyamıyorsunuz demektir” açıklamasında bulundu.

Akçaoğlu: “Algımız değişmeli”

Son konuşmacı olan Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Emin Akçaoğlu ise iklim krizinin yarattığı değişikliklerin mesleklere olan etkisinden bahsetti. Akçaoğlu, “ Dünyanın ısınmasıyla ve mevsimlerin farklılaşmasıyla birçok şey değişecek. Yapılan çalışmalar ilerleyen dönemde dışarda çalışmayı gerektiren mesleklerin geçerliliğinin kalmayacağı söylüyor. Meslekler değişecek” dedi. Sadece mesleklerin değişmeyeceğinden bahseden Akçaoğlu iklimlimin değişimiyle birlikte göçlerin, gıda kıtlığının ve savaşların da olabileceğini dile getirdi. Yaşanabilecek bu sorunlara karşı önlemi için ise, “ Doğa olaylarına, doğa tahribatına karşı bakış açımızı değiştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.