Gazeteci Şardan’ın tutuklanmasına meslektaşlarından tepki “Tolga çıkacak yine yazacak”

Gazetecilik meslek örgütleri bugün T24 Ankara Bürosu önünde eylemdeydi. T24 yazarı Tolga Şardan’ın 31 Ekim günü yayımlanan “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısının ardından İstanbul Başsavcılığı, Şardan hakkında “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” suçlamasıyla soruşturma başlatılmış ve Şardan, dün öğle saatlerinde evinin aranmasının ardından gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.

Dün akşamdan bu yana sosyal medyada süren tepkiler bugün bir basın açıklamasıyla devam etti. Bugün T24 Bürosunun bulunduğu Karum İş ve Alışveriş Merkezi önünde çok sayıda gazetecilik örgütünün imzasını taşıyan bir basın açıklaması yapıldı.

Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener’in okuduğu açıklamada, “Sansür yasası uygulamalarıyla ülkemizde basın susturulmaya, korkutulmaya, hizaya getirilmeye çalışılmaktadır. Biz gazeteciyiz, gazeteciliğin suç olmadığını haykırmaya, baskı ve tehditlere rağmen yolsuzlukları dile getirmeye, bütün istibdat baskılarına rağmen gazetecilik yapmaya, halkın haber alma hakkı için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verildi.

Çok sayıda milletvekilinin de katıldığı basın açıklaması sırasına sık sık “Tolga çıkacak yine yazacak”, “Özgür basın susturulamaz” sloganları da atıldı.

Okunan açıklamanın ardından, Şardan’ın çalıştığı T24’ün Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu da bir konuşma yaptı. Tahincioğlu, Şardan için verilen tutuklama kararını anlamadıklarını ve yanıt verilmesi gereken çok soru olduğunu belirtti. Tahincioğlu, Şardan’ın tutuklama kararının hemen ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından bir yalanlama yapıldığını hatırlatarak, “Cumhurbaşkanlığı veya Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) bir yazıyı yalanlama için 43 saat beklemiş mi, ben örneğine rastlamadım. Neden bu kadar beklemiş ve tutuklama kararından sadece 10 dakika sonra açıklama yapmış, bunu bilmek istiyoruz” diye konuştu.

Tahincioğlu, şunları dile getirdi:

“Velev ki Tolga Şardan’nın yazısında bazı hatalar vardı, ki yoktu, bunun yanıtı tutuklanmak mıdır, buna Adalet Bakanlığının ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)’nun yanıt vermesini istiyoruz. Durmadan gazetecilerin her yazdığını kendi kişisel ikballeriyle ilgili tehdit olarak görüp harekete geçen hakimler ve savcılar hakkında HSYK bir işlem yapacak mı, bilmek istiyoruz. Sadece Tolga Şardan değil birçok meslektaşımız farklı gerekçelerle tutuklanıyor. Bugün Türkiye de infaz rejiminde insanları gasp ederseniz insanları soyarsanız tutuklanmıyorsunuz bir gün bile cezaevinde yatmıyorsunuz. Gazeteciler ise peşinen cezalandırılıyor. Tolga Şardan’ın tutuklanmasının tek sebebi yazılarına devam etmemesidir, buna engellemek istemeleridir ama Tolga Şardan’nın dediği gibi biz yazmaya devam edeceğiz, Tolga Şardan da çıkıp yazmaya devam edecek.”

Tolga Şardan, geçen yıl TBMM’de kabul edilen ve kamuoyunda “sansür yasası” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu 217/A maddesine eklenen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla dün hâkim karşısına çıkmış ve tutuklanmıştı.

Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın-İş, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası imzasını taşıyan açıklamanın tam metni şöyle:

Sansür yasası uygulamalarıyla ülkemizde basın susturulmaya, korkutulmaya, hizaya getirilmeye çalışılmaktadır. Biz gazeteciyiz, gazeteciliğin suç olmadığını haykırmaya, baskı ve tehditlere rağmen yolsuzlukları dile getirmeye, bütün istibdat baskılarına rağmen gazetecilik yapmaya, halkın haber alma hakkı için çalışmaya devam edeceğiz.

Meslektaşımız Tolga Şardan, 31 Ekim’de T24 internet sitesinde yayınlanan “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu yargı raporunda neler var?” başlıklı yazısı nedeniyle başlatılan soruşturmada “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” iddia ve suçlamasıyla 1 Kasım akşamı tutuklanmıştır.

Şardan söz konusu yazısında yargıda son günlerde ortaya saçılan usulsüzlük iddiaları üzerine devletin ilgili kurumlarının da inceleme yürüttüğü bilgisini paylaşmıştır. Ancak bu yazı bazı yetkililer tarafından tepkiyle karşılanmış ve sonuç olarak meslektaşımız tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Şardan’a apar topar soruşturma açılması, evinde ve belgelerinde arama yapılarak gözaltına alınması ve tutuklanması ülkemizdeki tüm gazetecilere yönelik ağır bir gözdağıdır.

Adalet sistemindeki sorunları araştırıp kamuoyunun bilgisine sunmak gazetecinin görevidir. Hakimler Savcılar Kurulu’na yazılan dilekçelere ve MİT raporlarına kadar giren çarpıklıklar karşısında yargıçlar, bu sorunları gündeme getiren gazetecileri tutuklamak yerine adalet sisteminin iyi işlemesine odaklanmalıdırlar. Gazeteci Tolga Şardan’ın bu sorunları yazdığı için tutuklanması sorunları örtme çabasından başka bir anlama gelmez.

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Tolga Şardan’a tutuklama kararı verilmesinden 10 dakika sonra Şardan’ın yazdığı gibi bir MİT raporu olmadığını, yazının dezenformasyon içerdiğini duyurmuştur. Yayınlanmasının üzerinden 43 saat geçmesine karşın ilgili kurumlar tarafından yalanlanmayan yazının, tutuklama kararıyla eş zamanlı olarak dezenformasyon merkezince yalanlanması manidardır. Biz gazeteciler bu tür haberlerde yanlış bir bilgi olduğunda ilgili kurumların jet hızıyla yalanlama yaptığını gayet iyi biliyoruz. Şardan’ın bir buçuk gün boyunca dezenformasyon olarak değerlendirilmeyen yazısının tutuklama kararıyla birlikte yalanlanmasını inandırıcı bulmuyoruz.

Yalan haber en başta gazetecilik suçudur. Şardan bu suçu hiç işlememiş, dürüst ve saygın bir meslektaşımızdır. Türkiye’de son 35 yıldır içişleri, emniyet, yargı bürokrasisi ve ilgili siyasetçilerle her zaman gazetecilik çerçevesinde ilişki kuran Şardan, işlediği konuları titizlikle kaleme alan, yazdığı haber ve kulis bilgileriyle kurumlardaki sorunlara büyüteç tutan kıdemli ve saygın bir gazetecidir. Meslektaşımız Şardan’a ve gazeteciliğine kefiliz.

Şardan’la aynı gün İstanbul’da meslektaşımız Dinçer Gökçe de aynı suçlamayla gözaltına alınmış, ifadesinin ardından serbest bırakılmıştır. Halkı bilgilendirme faaliyeti gerçekleştiren, sadece gazetecilik yapanlara yönelik bu sistematik gözdağı asla kabul edilemez. Bu son örneklerle bir kez daha görünür olan gazetecilere yönelik hukuk dışı çabalar düşünce ve ifade özgürlüğüne indirilen birer darbe haline gelmiştir ve ülkemize büyük zarar vermektedir.

Gazetecileri tutuklanması halkın haber alma hakkının önlenmesine ve basın aracılığıyla kamuoyu denetiminin sakatlanmasına yol açar. Gazeteciler, sansür yasası dediğimiz “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu ceza kanunumuza ekleyen yasaya da işte bu nedenle karşı çıkmıştır. Bu yasa Anayasa’ya aykırılıktan Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır ve aylardır yüksek mahkemenin vereceği karar beklenmektedir. Bu karar çıkana kadar pek çok meslektaşımızın çerçevesi belli olmayan bu suçlama ile demir parmaklıklar arkasına gitmesi işten bile değildir. Anayasa Mahkemesi bir an önce sansür yasasıyla ilgili kararını vermelidir.

Bizler basın meslek örgütleri olarak Tolga Şardan’ın ve tüm tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Tolga Şardan arkadaşımızın tutuklandıktan sonra söylediği gibi: Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapmaya devam edeceğiz.

Meslektaşları, Şardan’ın T24’deki çalışma masasına dövizler bıraktı.

Kılıçdaroğlu: Şardan’ın tutuklanması, küçültücü bir karardır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Şardan’ın tutuklanmasıyla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Kılıçdaroğlu paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Gazetecilik suçu sayanlara, gazeteciyi düşman görenlere yazıklar olsun. Gazeteci Tolga Şardan’ın tutuklanması, küçültücü bir karardır. Madem “halkı yanıltıcı bilgileri alenen yayma” gibi bir iddianız var, raporu açıklayın, kim halk yanıltıyor, kim yalan söylüyor herkes öğrensin! Tolga Şardan’a ‘Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapıyoruz’ cümlesinin onuru yeter”

Ankara Barosu ihbarda bulundu

T24 yazarı Tolga Şardan’ın tutuklanmasının ardından Ankara Barosu da dün akşam saatlerinde bir açıklama yaparak, Şardan’ın haberince geçen iddialara ilişkin Cumhuriyet Savcılarını göreve davet etti.

Ankara Barosu’nun açıklaması şöyle:

“Yargıdaki yolsuzluklara işaret eden haberi nedeniyle gazeteci Tolga Şardan, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğince Ankara’da tutuklanmıştır. Ankara Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin hazır bulunduğu sorguda, avukatları ile birlikte Başkan Av. Mustafa Köroğlu tarafından Tolga Şardan müdafiliği üstlenilmiştir. Verilen tutuklama kararı, hukuki olmaktan uzak, halkın haber alma özgürlüğünü hiçe sayan, gerçek gazetecileri dezenformasyon kisvesi altında korkutmak ve yıldırmak isteyen zihniyetin tezahürüdür.

Haberleri sansürlemek, gazetecileri tutsak etmek yerine Yargının tüm paydaşlarını zan altında bırakan iddiaları soruşturmak üzere Cumhuriyet Savcılarını derhal göreve çağırıyoruz.

İhbarımızdır!” 

Meslektaşlarından Milliyet’e tepki

Tolga Şardan’ın 29 yıl çalıştığı Milliyet gazetesi bugünkü sayısında Şardan’ın tutuklanmasını haber yapmadı. Gazeteciler sosyal medya hesaplarından Milliyet’ tepki gösterdi.

AYM Tolga Şardan’ın tutuklandığı maddeyi gündemine aldı

Gazeteci Alican Uludağ’ın haberine göre Ankara’da basın açıklamasının yapılmasından kısa bir süre sonra Anayasa Mahkemesi “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunun iptali talebini 8 Kasım’da görüşme kararı aldı. İptal kararının çıkması halinde Tolga Şardan’ın tutuklanma durumu da etkilenecek.