Mavi At, bir kafeden fazlası: Şizofreni tanılı bireyler için “kültür ve yaşam alanı”

İLEF’te Dr. Özgün Dinçer tarafından yürütülen “Kent ve Çevre Gazeteciliği” dersi bu hafta Mavi At Kafe’deydi. Kent hakkı, kapitalizm ve kent ilişkisi, dezavantajlı grupların kent yaşamına katılımı gibi konuların da ele alındığı dersin bu haftaki adresi, şizofreni tanılı bireylerin çalıştığı Mavi At oldu. Dersi alan İLEF’li öğrenciler, burada çalışanlarla görüşerek kafe ve kendileri hakkında da bilgi aldı.

Kafenin aslında bir rehabilitasyon merkezi olduğunu belirten Şizofreni Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Meral Taşkent, kafenin amacına ilişkin şunları söylüyor:

“Burası 16 yıldır hizmet veriyor. Kafenin asıl amacı şizofreni tanısı alan bireylerin çalışabiliyor olduklarını ispatlamak. Çünkü toplumda bilinmezlikten kaynaklanan çok büyük bir ön yargı var. İşverenler başlarına bela olacağı düşüncesiyle şizofreni tanılı bireylere iş vermiyorlar. Toplumumuz bu konularda çok bilinçsiz. Bireyler hasbelkader işe girseler bile mobbinge maruz kalıyorlar. Burada toplumun sahip olduğu damgalamayı ve ön yargıları kırıyoruz. Burada çalışan şizofreni tanılı bireylerin toplumla iletişimini sağlayarak onların da bizlerden farklı olmadığını gösteriyoruz.”

Kültür ve yaşam alanı

Çalışanlarının ve yöneticilerinin “Kültür ve yaşam alanı” olarak tanıttığı kafede, toplumsal ön yargıların yıkılması ve şizofreni tanılı bireylerin ruhsal iyileşme süreçlerine yardımcı olmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Kafede çalışan şizofreni tanılı bireyler, kendilerine ilişkin algıların yalnızca topluma karışmalarıyla kırılabileceğini belirtiyor. Daha önce çeşitli işlerde çalıştığını fakat hiçbirinde düzenli olarak kalamadığını belirten bir kafe çalışanı bu duruma ilişkin olarak “Burada başka yerlerde hissettiğim baskıyı hissetmiyorum. Burada istediğim gibi çalışıp istediğimde çıkabiliyorum” diyor.

“Toplumda şizofreni kelimesi hakaret olarak kullanılıyor”

Medyada görünen haberlerin toplumsal ön yargıyı desteklediğini ve bundan rahatsız olduğunu belirten bir başka kafe çalışanı da şunları söylüyor:

“Şizofreni gündeme getirilmeli fakat basın bu konuda bilgili ve yapıcı davranmalı. Buranın varlığı algının olumlu olarak değişmesine sebep oluyor. Burada çalışarak normal olduğumuzu öğreniyoruz. Ama medyada çıkan haberler ve toplumsal yargılar bizim damgalanmamıza sebep oluyor. Tüm bunlara karşın bizim de söyleyeceklerimiz oluyor fakat biz kendimizi aktaramıyoruz. Bu açıdan daha görünür olmalıyız, dernek daha çok bilinmeli.”

Kafede menüde olan yiyecek ve içeceklerin dışında, çalışanların ürettiği çeşitli el işi çalışmalar ve ikinci el kıyafetler de gelir yaratmak amacıyla satışa sunuluyor.

İLEF öğrencilerinin de kafeye gelmesinden çok memnun olduklarını belirten kafe çalışanları, toplumsal yargıların kırılması için herkesi kafeye bekliyor.

Dr. Özgün Dinçer ve Kent ve Çevre Gazeteciliği dersini alan öğrenciler birlikte.