“Endüstriyel sinemanın yürü üstüne üstüne”
Mamak Mutlu Mahallesi’nde gecekonduların, inşaatların ve yeni apartmanların arasındaki bir gecekonduda, Bir Mamak Hikâyesi: Zülfikar adlı filmin yönetmeni Fırat Konuşlu ile konuştuk. (GÖRÜNÜM 114 – 5 Eylül)
Ankara’nın Mamak semtinde çekilen, gecekondu ve kentsel dönüşüm konularını ele alan Mamak Hikâyesi: Zülfikar filminin yönetmeni olan Fırat Konuşlu ile konuştuk.
Bir Mamak Hikâyesi: Zülfikar filmini anlatır mısınız biraz?
Mahalledeki kentsel dönüşümü,uyuşturucu sorununu, sistemi ve benzeri birçok sorunu ele alan bir film Zülfikar.
Filmdeki Zülfikar adlı bir karakterimiz de bunların karşısında duruyor. Yozluğun, bozulmuşluğun karşısında durup mücadele veren biri Zülfikar. Başka neyinden bahsetmemi istersin?
Nasıl ortaya çıktı film? Nasıl bir emek var arkasında?
Yıllardır oturduğum mahallede, semtte bir şeyler yapmak istedim. Müzik grupları kurdum ama belli bir dönem durdu, sonra dağıldı. Tiyatro grupları oluşturmaya çalıştım, dağıldı. Sonraysa senaryolar yazdım, 5 – 6 tane senaryom oldu. Bunlardan birini hayata geçirmek istiyordum. Dedim ki “Bu senaryolar biraz zor olacak çünkü detay isteyen işler”. Zülfikar’ı çekmek istedim ve çekimlere başladık. Mahallemizin insanıyla kolektif bir şekilde, imece usulü çektiğimiz, kendi dertlerimizi anlattığımız bir film Zülfikar. Başardık.
Filmin çekimlerinde ne gibi durumlarla karşılaştınız?
Yaşadık tabii. Sıkıntı denmez aslında, espridir o. Başta kimse inanmadı, çabalarımıza gülenler oldu. “Bu herif manyak mı, kafayı mı yedi” dediler. Bir fotoğraf makinesi ile çıkmış mahallenin ortasında film çekmek için dolanıyor diye düşündüler. Fragmanı,ciddiyetimizi, kararlığımızı gördükçe insanlar bize destek olmaya başladı. Anlatmak istediğimiz şey daha geniş çevrelere ulaştı. Çevremizdeki insanların sayısı arttı. Sonrasında çok bir sıkıntı kalmadı ama mesela mekânda bazen problem yaşadık. Ama sağ olsunlar, yine imece usulü çalışılarak mekânlar ayarlandı. Bir villa sahibimiz vardı. Onun haricinde de, bu gönüllülüğe dayalı kolektif bir iş olduğu için, insanların yüreklerinin kabaran taraflarını yakaladığımız için herkes destek olmaya başladı bize. Tekrar söylüyorum: Bizim ciddiyetimizi ve kararlığımızı gördüler. Tabiri caizse “bunlar iyi deliler” dediler bizim için. Ondan sonra da çok fazla sıkıntımız kalmadı.
Endüstriyel sinemaya karşı film sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Nasıl bir duruş sergiliyorsunuz?
Pankartımızdan da anlaşılacağı üzere “Endüstriyel sinemanın yürü üstüne üstüne” diyoruz. Kendi imkânlarımızla bir film çıkarmaya çalışıyoruz. Şu anda 4 tane yapımcı bizden bu filmi istiyor, bize ortaklık teklif ediyorlar. Ama biz bunu hiç istemiyoruz. Kolektif bir şeyler yarattık ve bunu bütün mahalleler kendi aralarında yapabilir. Biz kıvılcımı başlatıyoruz. Dolayısıyla, böyle baktığınız zaman sanatın toplumsal olduğunu görüyoruz. Para da lazım, değil mi? Ama biz yine de bunun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz. Bizim derdimiz lüks arabalar değil. Derdimiz, güzel ve gerçek hayatlar yaşamak. Biz bu nedenle sanat yapıyoruz.
Son olarak, iletişim fakültesi öğrencileri için bir şeyler söylemek ister misiniz?
Tabii ki var. Lütfen gelin buraya. Lütfen gelin ve buradaki yaşamı, insanları görün. Çünkü burada kolektif, öyle güzel, canlı arkadaşlıklar, dostluklar var ki yıllar sonra hatırlayacağım arkadaşlıklarım, anılarım olacak. Anlatabiliyor muyum, burası öyle bir mahalle. Bence gelsinler, atölyemiz hepsine açık, buyursunlar. Soframız var, kimse doymadan kalkmasın bu sofradan. Tüm üniversiteli arkadaşlarımızı bekliyoruz. Betonarme içinde yaşayarak anlatamazsın, çünkü yardımlaşmayı, dayanışmayı çok fazla görmemişsindir. Biz yıllarca gecekondumuzda kapımızı kilitlemeden yattık. Apartmanlar gelene kadar yıllarca böyle yaşadık. Zaten biz hep böyle bir yaşam düşlemiyor muyuz? Gelsinler, hep beraber düşleyelim.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/8232
Yol: Ana sayfa » Yazılar » “Endüstriyel sinemanın yürü üstüne üstüne”
Bir cevap yazın