Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’nde, 50. yılında İLEF konuşuldu
Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin 14.sünü düzenlediği Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’nin ellialtıncı oturumunda İLEF konuşuldu.
Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin 14.sünü düzenlediği Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, 23-24-25 Kasım günlerinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kültür ve Kongre Merkezi’nde toplam 94 oturumla yapıldı. Kongre’de, İLEF’in 50. yılı için bir özel oturum düzenlendi.
Kongre kapsamında, 24 Kasım Salı günü 13.30 – 15.15 saatleri arasında ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nin G Salonu’nda, “İletişimde Kuramlar, Süreçler, Tartışmalar” başlıklı bir özel oturum yapıldı. Prof. Dr. Haluk Geray’ın başkanlık yaptığı oturumda Prof. Dr. Abdülrezak Altun, Prof. Dr. Çiler Dursun, Prof. Dr. Sema Yıldırım Becerikli ve Doç. Dr. Gülseren Adaklı iletişim alanının çeşitli başlıklarında sunumlar yaptı.
Altun: “İLEF, geleneği olan bir okul”
Oturumun ilk konuşmasını İLEF Dekanı Prof. Dr. Abdülrezzak Altun, “İLEF: İletişim Eğitiminde 50 Yıl” başlıklı sunumuyla yaptı. Altun, 1965 yılında eğitim hayatına başlayan İLEF’in kuruluş hikayesini oturumu izleyenlere aktardı. Kuruluş aşamasında emeği geçen isimleri, kurum ve kuruluşları anan Altun, İLEF’in, o zamanki ismiyle Basın-Yayın Yüksek Okulu’nun alanında ilk dört yıllık eğitimi vermesinin önemine değindi. İLEF’te 1973 yılında kurulan Matbaa’nın, 1976’da çekilen Ladik 76 belgeselinin, 1981’de kurulan GÖRÜNÜM Gazetesi’nin, 1994 yılında kurulan Radyo’nun İLEF için çok önemli nirengi noktalarından olduğunu vurgulayan Altun, İLEF’in geleneği olan bir okul olduğunu belirtti.
Dursun: “Haber üretim süreçlerinin sorgulanması gerekiyor”
Oturumda ikinci konuşmayı “Türkiye’de Haber Üretim Süreci Çalışmalarının Dünü Bugünü” başlıklı sunumuyla İLEF Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiler Dursun yaptı. Haber üretim süreçlerine dair çalışmaların az olduğuna değinen Dursun, gazetecilik alanında daha çok içerik analizi, söylem analizi gibi konuların çalışıldığını söyledi. “Haber üretiminin kendini sorgulamamız lazım” diye konuşan Dursun, gazeteciliğin nasıl yapıldığına, meslekteki koşulların nasıl olduğuna dair çalışmaların yapılması gerektiğine değindi. Haber üretim sürecine dair yazılan kitapların genelde gazeteciler tarafından ya emekli olunca ya da işten atılınca yazıldığını belirten Dursun, akademisyenlerin bu konu üzerine çalışması gerektiğini aktardı. Haber üretim süreçlerinin sorgulanmasının gerektiğini vurgulayan Dursun, konuya ilişkin bir kitap çalışmalarının olduğunu 2016 yılının ilk ayında kitabın raflarda olacağını belirtti. Bu konuda daha fazla çalışma yapılması için İLEF’in öncü olabileceğini aktaran Dursun, oturum izleyecilerini de bu konu üzerinde çalışmaya davet etti.
Yıldırım Becerikli: “İletişim fakültelerinin sayısı gereğinden fazla”
Oturumdaki üçüncü konuşmayı İLEF Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sema Yıldırım Becerikli “İLEF’in 50. Yılında Halkla İlişkiler Eğitiminde Güncel Yönelimler” başlıklı sunumuyla yaptı. Halkla İlişkiler’in tanımının çok çeşitli şekillerde olduğunu belirten Yıldırım Becerikli, halkla ilişkilerin uzunca bir süre kendini kanıtlamaya çalıştığını söyledi. Halkla ilişkiler eğitiminde “kriz, risk, yazı ve sunum teknikleri vb.” başlıkları etrafında derslerin olmasını sektörün ve öğrencilerin baskısıyla açıklayan Yıldırım Becerikli, teori ve pratik arasında bir gerilim olduğunda değindi. Üniversite öğrencilerinin “müşteri” haline getirildiğinden yakınan Yıldırım Becerikli, İletişim Fakültelerinin sayısının da gereğinden fazla olduğunu vurguladı. Bu konuda İLEF’in bu sene kontenjanlarını düşürmesinin çok yerinde olduğunu söyleyen Yıldırım Becerikli, bu sayede öğrencilerle birebir iletişim imkanlarının daha fazla olduğunu belirtti. Kuram ve pratik ayrımının suni bir ayrım olduğunu aktaran Yıldırım Becerikli, bunların içiçe olduğunu söyledi. Yıldırım Becerikli, İLEF’te Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü için müfredat hazırlarken, teknolojinin gelişmesiyle oluşan ihtiyaçları karşılayacak dersler koymaya çalıştıklarını belirtti.
Adaklı: “Öğrencilerin istekleri daha fazla düşünülmeli”
Oturumda son konuşmayı “İletişim Eğitiminde Teorik-Pratik Ayrımı ve Bölümlendirme Sorunu” başlıklı sunumuyla Doç. Dr. Gülseren Adaklı yaptı. Öğrencilere bakmanın gerektiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Adaklı, kendisinin eğitim hikayesinden örneklerle öğrencilerin eğitim hayatları boyunca nasıl karar değiştirdiklerine değindi. Adaklı, öğrencilerin yüzlerinde herhangi bir sebeple hayal kırıklığını bir şekilde gördüğünü aktardı. Teorik olanla pratik olanın nasıl iç içe geçtiğini anlamanın ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Adaklı, tarihsel arka plan olmadan hem teorinin hem de pratiğin hava kaldığını söyledi. Bloklaşmış tarih anlayışının öğrencileri zorlamakta olduğunu belirten Adaklı, tarihsel perspektifin önemine değindi. Lisans alanında olmasa da en azından yüksek lisans düzeyinde Gazetecilik, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Radyo Televizyon ve Sinema alanlarının birleşmesinin faydalı olacağını aktaran Adaklı, konuşmasını öğrencilerin istekleri ve arzuları konusunda daha fazla düşünülmesi gerektiğini söylerek bitirdi.
Oturum, soru cevap kısmıyla son buldu.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/9048
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’nde, 50. yılında İLEF konuşuldu
Bir cevap yazın