‘Argo kelimeler standart Ankara dilidir’
Ankara Üniversitesi Hukuk Falkültesi’ne konuk olan “Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm” filminin oyuncuları, amaçlarının polisliği ve mevcut siyasal düzeni eleştirmek olmadığını söyledi.
Bu yıl 86’ıncı yaşını kutlayan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2 Kasım Çarşamba günü saat 11.30’da kuruluş kutlamaları çerçevesinde, “Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm” oyuncularından Fatih Artman, İnanç Konukçu, Berkan Şal ve Eray Eserol’u konuk etti. Türkiye’nin en büyük ve en hızlı setinde çalıştıklarını belirten Berkan Şal (Akbaba), ellerinden geleni yaptıklarını, filmin beğenilip beğenilmemesinin izleyicinin takdirine kaldığını söyledi.
Yıllardır yaşanan polis şiddetine karşın Türkiye’de iyi polis olmanın mümkün olduğunu belirten Fatih Artman (Harun), polisin vicdanıyla ya da devletin ona verdiği yetkilerle bu işi yaptığını söyledi. Polisin yasa koruyucusu değil, yasaların uygulayıcısı olduğunun altını çizen Artman, “Biz bu filmle polisleri aklamaya ya da karalamaya çalışmıyoruz. Biz polisin sözcüsü değiliz. Yargılamak da bize düşmez, biz sadece işimizi yapıyoruz” dedi.
Polisliği, pamuklara sarıp aklamak ya da karalamak amacıyla bu filmi çekmediklerini ifade eden Şal ise şunları söyledi: “Sonuçta devletin kolluk gücüsünüz. Bu meslek iyiliğinize veya kötülüğünüze kalmış bir durum değildir. Bize ne söyleniyorsa yapmak zorundayız. Polis, yasaların koruyucusu değildir, sadece uygulamakla yükümlüdür. Biz polisliğin yargılayıcısı da değiliz savunucusu da değiliz. Biz işimizi yapıyoruz.”
Kendi oynadıkları filmde heyecanlandığını söyleyen İnanç Konukçu (Hayalet), “Bu filmi altıncı kez izledim. Beşinci izlememde filmi anladım. Bir oyuncu kendi filmini izler mi izlemez mi bilmem ama ben oynadığım filmi izlerken çok heyecanlandım” diye konuştu. Konukçu, çekimler sırasında ne yaptığını bilmediğini ama izledikten sonra filmdeki rolünün ne olduğunu daha iyi anladığını belirtti.
Bu konu hakkında söz alan oyunculardan Eray Eserol (Tahsin Müdür) ise, yazılan senaryonun derinlik ve nedensellik bakımından güçlü olduğunu, filmi her izlediklerinde yeni bir durumu ve olayı fark ettiklerini ayrıca yeni bir perspektif oluşturduklarını söyledi.
“Kimin hakkı kime karşı savunuluyor?”
Filmde argo kelimelerin ve küfürlerin çokça kullanıldığı düşüncelerine açıklık getiren Konukçu, bu konunun çok hassas olduğunu ve filmde Ankara dilini yansıttıklarını belirtti. Sözlerine devam eden Konukçu, “Örneğin taksiye bindiğinizde, taksici ağabeyin kullandığı sokak dilini filmde kullanıyoruz. Ekstra olarak bazı küfürler de kullanılıyor. Bu durumları yayın saatiyle ve RTÜK’ün (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) ihtarlarıyla aşmaya çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.
Argo ve küfürlerin kullanılması hakkında söylenenlere popüler cevaplar da verilebilir diyen Eray Eserol, “Ölçüyü nasıl tutturacağız? Neye göre ceza vereceksiniz veya neye göre uyaracaksınız? Bu durum, aç kalan çocuğun ekmek çalması ile uranyum çalan bir kişinin arasındaki farktır. Biz gerekirse küfür de kullanmayız” şeklinde konuştu. Asıl tartışılması gerekenin içinde sanat olup olmadığıdır diyen Eserol konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Gidişat nasıl? Belli bir perspektif var mı? Sizler bize hırsızlığın ölçüsünü anlatabilirseniz, biz de size küfrün ölçüsünü anlatırız. Dolayısıyla tiyatroda da sinemada da böyle. RTÜK bizi sevmedi demek kolay ama asıl aradığımız şey kimin hakkının kime karşı savunulduğudur.”
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/1274
Yol: Ana sayfa » Yazılar » ‘Argo kelimeler standart Ankara dilidir’
Bir cevap yazın