31 Ocak 2025, Cuma - 01:08

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

İlter Ertuğrul unutulmadı: Ölümünün sekizinci yıl dönümünde bir kez daha SBF’de anıldı

Tarih: 27 Aralık 2024

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 24

21. Yüzyıl için Planlama Grubu, İlter Ertuğrul için 27 Aralık’ta bir anma programı düzenledi. Programda devlet, toplum ve anayasa tartışmaları yürütüldü.

Devletçilik ve anayasa üzerinde önemli çalışmaları bulunan Ankara Üniversitesi’nin ve ODTÜ’nün eski öğretim üyelerinden olan ve 27 Aralık 2016’da hayatını kaybeden İlter Ertuğrul, ölümünün sekizinci yıl dönümünde 21.Yüzyıl Planlama Grubu tarafından düzenlenen “Devlet, Toplum, Anayasa” başlıklı programla anıldı. Etkinlik, Siyasal Bilimler Fakültesi (SBF) Mülkiye Şeref Salonu’nda SBF Dekanı Prof. Dr. Orhan Çelik ve Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un açış konuşmalarıyla başladı.

Kuruç: “Soysal ve Ertuğrul’un toplum ve devlet diyalektiği sürdürülmelidir”

Mümtaz Soysal ve İlter Ertuğrul’un devlet ve anayasa diyalektiğinden bahseden Prof. Dr. Bilsay Kuruç, bu tariflerin tazelenmesi gerektiğini vurguladı. Kuruç, toplum ve devlet diyalektiğinin sürdürülmesi gerektiğini dile getirerek şunları söyledi:

“Zaman olarak 21’nci yüzyıla girdiğimizi ancak zihin olarak giremediğimizi görüyoruz. Oysa ki önemli olan zihin olarak girebilmektir. Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte halka ilk defa ‘yurttaşlar’ diyerek seslenildi. ‘Yurttaşlar’ denildiği zaman işin esası söylenilmiş oluyor. Cumhuriyet, ilk kez toplum ile devletin konuşması demektir. Yani toplum ve devlet arasında bir diyalektik olmalıdır ki Cumhuriyet kendini geliştirebilsin. İlter Ertuğrul’un üzerinde durduğu düşünce budur. 20’nci yüzyıldan 21’nci yüzyıla geçiş kapısı 1961 Anayasası’dır. Bu anayasa toplumun kendi iradesiyle kendini aşabilmesinin belgesi olmuştur. Mümtaz Soysal’ın anayasa diyalektiğini ise toplumun kendini aşabilmesidir. Bu noktada Mümtaz Soysal ve İlter Ertuğrul’un bu tarifi teorik olarak da tazelenmelidir. Toplum ve devlet diyalektiğinin sürdürülmesi gerekmektedir.”

Prof. Dr. Bilsay Kuruç

Açılış konuşmaları ve “İlter Ertuğrul ve…” isimli belgesel gösteriminin ardından birinci oturuma geçildi. Doç. Dr. Ozan Zengin’in moderatörlüğünü yaptığı oturumda, Prof. Dr. Didem Yılmaz ve Doç. Dr. Deniz Yıldırım konuşmacılar arasında yer aldı.

Belgesel, ilgiyle takip edildi.

Yılmaz: “Devlet ve anayasa arasında sıkışmış bir toplum görmekteyiz”

Oturumun ilk sunumunu yapan Prof. Dr. Didem Yılmaz, “Devlet ve anayasa arasında sıkışmış bir toplum görmekteyiz” diyerek sözlerine başladı. Devlet ve anayasa ile tamamlanan gelişmiş bir toplumun sağlanabileceğini ifade eden Yılmaz, “Cumhuriyet düşüncesi, bu düşünceye gerçekleştirmeye yönelik enerjiyi sağlayacak devlet yapısı ve anayasa kurallarıyla tekrar canlandırılabilir” dedi. Yılmaz, “Üretici ve yaratıcı güçlerin enerjisiyle planlı kalkınmayı sağlayan devlet yapılanması ve bunu mümkün kılan anayasa ile 21’nci Yüzyıla uygun şekilde yapılabileceğini mümkün olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Prof. Dr. Didem Yılmaz

Yıldırım: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2017 yılı itibariyle anayasasızlaştıma dönemine girmiştir”

Doç. Dr. Deniz Yıldırım da yaptığı sunumda 2017 Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu ile “anayasasızlaştırma” dönemine girildiğini söyledi. Yıldırım, “Bunun yanı sıra günümüzde herhangi bir anayasa stratejisi de bulunmuyor. 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği devlet işleyişine yönelik bir değişiklikti. Yani yurttaş haklarına dokunulmamıştı ancak buna rağmen günümüzde yurttaş haklarının geçerli olmadığını görüyoruz. Bütün bu unsurları ele aldığımızda karşı bir anayasa stratejisinin geliştirilmesi gerektiğini görmekteyiz.” diye konuştu.

Doç. Dr. Deniz Yıldırım

Şahinkaya: “Cumhuriyet, 20’nci yüzyılda var olabilmek için yeni bir başlangıç oldu”

İlk oturumun ardından Dr. Serdar Şahinkaya, “İlter Ertuğrul ve Arhavili İsmail’in Emaneti” başlıklı sunumunu yaptı. “İlter dostumu ve müstesna Cumhuriyetçiliğini düşündüğümde hep aklıma büyük usta Nâzım Hikmet’in Kuvayı Miliye Destanı’ndaki Arhaveli İsmail’in Hikâyesi gelir” diyen Şahinkaya, konuşmasında İlter Ertuğrul’un “Cumhuriyet Kurulurken Devletçiliğin Ayak İzleri” isimli kitabına değinerek Ertuğrul’un cumhuriyetçi yönü üzerinde durdu. Şahinkaya, şöyle konuştu:

“İlter Hoca’nın kitabı bize Cumhuriyet’in, 20. yüzyılda var olabilmek için bir yeni başlangıç olduğunu gösterdi. İlter’in meseleye bir bütünlük içinde yaklaşımı, Cumhuriyetçilerin bütünlüğe sahip bakışının da hakkını vererek, onların tasarımını doğru kavramasıyla zenginleşti. Bu, kendisine, devletçiliği, dünya kapitalizminin iniş çıkışlarına ayarlanmaktan ibaret bir konjonktürel iktisat politikasının dar sınırları içine hapsedilemeyecek nitelikte değerlendirmeyi yapma olanağı kazandırdı. Böylece, Cumhuriyetin bu topluma ciddi bir kalite atılımı getirecek devrimci boyutunu, devletçilik tartışmasının merkezine yerleştirdi.”

Dr. Serdar Şahinkaya

Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’in moderatörlüğünde yapılan ikinci oturumda Prof. Dr. Onur Karahanoğulları ve Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir konuştu. İlk sunumu yapan Prof. Dr. Onur Karahanoğulları, İlter Ertuğrul ile KİGEM ile tanıştığını söyleyerek Ertuğrul’un KİGEM’deki rolüne değindi. Karahanoğulları, hukuk gelenekleri hakkında bilgi vererek hükümet sistemi ile toplumsal yapı arasında bağlantı olduğunu vurguladı. Karahanoğulları, “Hükümet sistemi ile siyasal rejim, devlet biçimi ve toplum biçimi bağlantılıdır. Hükümet biçimi ile oynayarak siyasal rejimi, siyasal rejimle oynayarak devlet biçimini, devlet biçimiyle de oynayarak toplumsal etkiyi değiştirebilirsiniz” diye konuştu.

Prof. Dr. Onur Karahanoğullaarı

Yücesan: “Son noktamız emeğin anayasasını yazmaktır”

“Emeğin anayasallaşma süreci” başlığıyla sunum yapan Prof. Dr. Gamze Özdemir, yaşanan iş cinayetleri, uzun çalışma saatleri, sendikasızlaşma ve düşük asgari ücretlere değindi. Türkiye’yi “Çalıştıkça yoksullaşan bir ülke” olarak tanımlayan Yücesan, emeğin yeniden anayasallaşma sürecini “Yurttaşın sosyal haklarını hızlı ve yüksek bir şekilde telaffuz etmenin zamanı” olduğunu söyledi.  Yücesan, “Emeğin anayasallaşması önemlidir ama son noktamız emeğin anayasasını yazacağımız sosyal bir cumhuriyettir” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir

Nasuh İlter Ertuğrul kimdir? 

N. İlter Ertuğrul, 1961 yılında doğdu. Lisansını ve yüksek lisansını Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi’nde yaptı. Atatürkçü Düşünce Derneği (1989), Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (1994) ve Bağımsız Cumhuriyet Partisi’nin (BCP-2002) kurucuları arasında yer aldı. 1994-1998 arasında KİGEM’in, 2001-2002 arasında Mülkiyeliler Birliği’nin ve 2002-2004 yılları arasında da BCP’nin Genel Sekreterliğini yaptı. 2006-2016 yılları arasında ODTÜ’de ve Ankara Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalıştı. Ertuğrul, Kamu İşletmeciliği Geliştirme Merkezi bünyesinde sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri ile birlikte özelleştirme karşıtı mücadelelerde yer aldı.

Nasuh İlter Ertuğrul

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/39939
Yol: Ana sayfa » Yazılar » İlter Ertuğrul unutulmadı: Ölümünün sekizinci yıl dönümünde bir kez daha SBF’de anıldı

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gazetecilik örgütlerinden 10 Ocak’ta ortak ses: “Bugün de gazeteciler dayanışma ile haklarını alabilecek güçtedir”

Gazetecilik Meslek Örgütleri, "9 Patron Olayı" olarak anılan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Gazeteciliğin siyaset ve sermaye tarafından kıskaca alındığı günümüzde ifade özgürlüğüne ve özlük haklarımıza dönük tehditleri dün olduğu gibi bugün de ancak örgütlenerek, dayanışmayla aşabiliriz.” ifadelerine yer verildi.

Kapat