Kamu emekçileri kamuyu tartıştı
Kamuya dönük saldırıların giderek arttığı günümüzde, her türlü tartışmanın dışına atılan kamu emekçileri, kamu hizmetini ve kamusal alanı tartıştı.
Eğitim-Sen’in düzenlediği panelde, piyasalaştırmanın aracı haline getirilen ‘kamu’ kavramının sermaye egemenliğinden çıkarılarak tekrar halk yararına kullanılması gerekliliği vurgulandı. Ankara Barosu konferans salonunda düzenlenen ve iki oturumdan oluşan sempozyumda, kamu hizmeti ve kamusallık masaya yatırıldı.
“Tarihselliği ve Farklılıkları İçinde Kamu Kavramı” başlıklı sempozyumun ilk oturumunu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Korkut Boratav yönetti. Oturumda konuşan SBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Zabcı, kapitalist süreç içinde, bireysel yarar ve çıkarların öne çıktığını, kamu ve yurttaşlık kavramının yok olduğunu söyledi. AKP’nin on yıllık iktidarı döneminde özelleştirmelerin kamu alanını daralttığını belirten Zabcı, “Kapitalizmle birlikte, kamu ideolojisi ve siyaseti sona erdi. Kamusal alanla devlet ayrışmaya başladı. Bu ayrışmayı da sona erdirecek olan kamu emekçileridir” dedi.
“Devlet, eğitim sisteminde özel sektörü ön plana çıkaracak”
Aynı oturumda konuşmacı olan SBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Onur Karahanoğulları, devletin artık kamu hizmetlerinden elini çektiğini ve bu hizmetlerin üretimini özel sektöre devrettiğini söyledi. Devletin yakın zamanda dershaneleri kapatarak orta ve büyük ölçekli öğretim kurumlarını açacağını belirten Karahanoğulları, bu kurumların işletilmesi konusunda özel sektöre imtiyaz tanınacağını da kaydetti.
“Liberallerin demokrasi anlayışı fabrikalara uğramaz”
Son yıllarda artan özelleştirmelerin proleter kamusal alanı yok ettiğini söyleyen Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal Coşkun da özelleştirmelerle birlikte devletin şirketleştiği vurgusunu yaptı. Coşkun ayrıca, devletin kamu kurumlarını kâr odaklı hale getirdiğini ifade ederek, “Liberallerin demokrasi anlayışı fabrikalara uğramaz. Yeni anayasa burjuva demokrasisi için oluşturulacak” diye konuştu.
İlk oturumun son konuşmacısı olan Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seçkin Özsoy, toplum içinde sömürü ilişkilerinin öne çıktığını söyledi. Ayrıca, proletarya ile kamu alanı arasında uzlaşmaz bir yapının olduğunu da ifade eden Özsoy, bu çelişkinin ancak çelişen taraflardan birisinin kendisini yok etmesiyle çözüleceğini belirtti.
“İstihdam, Yönetim ve Hizmet Olarak ‘Kamu’nun Dönüşümü” başlıklı ikinci oturumu Boğaziçi Üniversitesi Araştırma Görevlisi Onur Seçkin yönetti. Oturumda konuşan Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejla Kurul, kamusal tartışmalar içinde yer alan Kürt sorununun yok sayılmasının mümkün olamayacağını söyledi. Kurul, kadınların erkeklerle, diğer etnik grupların da birbirleriyle sorunlarını paylaşabildiği alanlara ihtiyaç olduğunu belirterek, ihtiyaçların karşılanması halinde gruplar arasında emek eksenli bütünleşmenin sağlanabileceğini belirtti.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, kapitalist sistemde ‘Kamu Emek Süreci’ne yönelik sekiz noktada saldırının olduğunu dile getirdi. Kamu emek sürecinin, müşteri mantığıyla örgütlenmesinin toplumun yıkımı olacağını söyledi. Özdemir konuşmasında, kamu emek sürecinin son 30 yılda kapitalist sistem içinde toplumsal faydayı sağlaması için ilerlemesi gerekirken bugün artı değeri ve kârı arttırmak için işlediğini kaydetti.
Ordu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Deniz Yıldırım da hükümetin kamu mallarını özelleştirme aşamasında denizin sonunu gördüğünü aktardı. Sermayenin saldırısında en çok kullanılan sözün ‘kamulaştırma’ kavramı olduğunu belirterek, bu kavramın tekrar halk yararına kullanılması gerektiğini dile getirdi.
Sempozyum iki oturumun ardından katılımcıların ve izleyicilerin tartıştığı forum bölümüyle son buldu.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/1456
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Kamu emekçileri kamuyu tartıştı
Bir cevap yazın