Erdil Yaşaroğlu Hukuk Fakültesi’ndeydi

Fotoğraf: Mert Gökhan Koç

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde söyleşi yapan karikatürist Erdil Yaşaroğlu, farklı fakültelerden gelen öğrencilerle deneyimlerini paylaştı. Yaşaroğlu, karikatüristliğin yanında ‘Plastip Şov’ adlı mizah programının yapımında ve ‘Cem Özer ile Laf Lafı Açıyor’, ‘Okan Bayülgen ile Televizyon Çocuğu’, ‘Beyazıt Öztürk ile Beyaz Show’ gibi 50’ye yakın programda yer aldı.

Erdil Yaşaroğlu, karikatüristliğe çocuk yaşlarda, insan ve konuşma balonu çizerek başladığını söyledi. Kuzeninin çizdikleri yüzünden ailesinin kendisinden çok onu sevdiğini ve bu yüzden de onlardan aynı ilgiyi görebilmek için kendisinin de çizime başladığını belirtti.

Karikatür serüvenine 12 yaşında başlayıp bugüne kadar birçok ödül alan Erdil Yaşaroğlu, çizerliğe Güneş Gazetesi’nin mizah sayfasına girmesiyle devam etti. Ardından en büyük hedefi olan Limon Dergisi’ne girdi. Geçen sürenin 6’ıncı ayına kadar çizdiklerinin yayımlanmamasından yakınan çizer, bir iki karikatürünün yayımlandığını, ancak bir yıl sonra kendisine bu dergide bir köşe verildiğini söyledi. İlk başta bu köşenin önemli bir şey olduğunu zannettiğini ama sonradan bir anlamı olmadığını fark ettiğini dile getirdi. Limon Dergisi’nden ayrılarak arkadaşlarıyla Penguen Dergisi’ni kurdu ve bugüne kadar da bu dergide çizime devam etti.

20’li yaşlara gelince yine kuzeni Varol Yaşaroğlu’nun teşvikiyle televizyon dünyasına girdi. Uğur Dündar’ın programının içinde “Plastip Şov” adlı siyasi mizah programına devam etti. 5-6 yıl süren bu programda, dönemin liderlerinin silikon kuklalarıyla, 5-10 dakikalık skeçler hazırlayarak siyasetin mizahi yönünü ortaya koydular. Daha sonra 2000’li yıllara kadar “Cem Özer ile Laf Lafı Açıyor”, “Okan Bayülgen ile Televizyon Çocuğu”, “Beyazıt Öztürk ile Beyaz Show” gibi elliye yakın birçok programda yer aldı. 4 yıl kadar da reklam sektöründe çalıştı.

“Derslerden muaf olabilmek için okul kollarına girdim”

Eğitim hayatının liseye kadar çok iyi gittiğini söyleyen çizer, lisede derslerden muaf olabilmek için okuldaki faaliyet gruplarına girdiğini, bu sebeple üniversiteyi kazanamadığını ve Güzel Sanatlar Okulu Heykel Bölümü’ne yazıldığını söyleyen Yaşaroğlu, “Okula birincilikle girdim ancak, 13 yıl sonra o okuldan en son mezun olan bendim” dedi.

Bu durumu açıklayan Yaşaroğlu, “Okulum deniz kenarındaydı ve havalar güzeldi. Dışarı çıkıyorduk, botla denize açılıp balık tutuyorduk. Okuduğum 13 sene boyunca, o okulu 4 yılda bitireni görmedim. Ayrıca rekor bende değil, 18 yılda bitiren arkadaşımdaydı” dedi.

“Biraz da işin mutfağından bahsedelim ”

Mizahta her çizerin kendine göre farklı metotları olduğunu belirten Yaşaroğlu, “Benim de kullandığım 100’e yakın metot var. Karikatür çizerken ben kendime bir bulmaca bulmak zorundayım ki bulmaca çözülsün” dedi. Bir fikri paketleyerek gönderdiğini, insanların onu çözdüğüne değinen Yaşaroğlu, “Kimsenin bilmediği şeyler hakkında espri yapamıyorsun. Herkesin ortak paydada buluşması gerekiyor. Dört boyutlu düşünmeniz lazım. Mesela çöl derken, Mars’taki çöl mü, 10 bin yıl önceki mağara devrindeki çöl mü?” diye konuştu. Yaşaroğlu, nasıl çizdiklerini ise şu cümlelerle anlattı: “Kurşun kalemle kabaca karakterleri ve kompozisyonları yerleştiriyoruz, daha sonra netleştiriyoruz. Netleştirmezsek karikatür baskıya gittiğinde çamur gibi çıkar. Bu yüzden çinileme yapıyoruz. Yani kurşun kalemin üzerinden mürekkepli kalemle çizip kurşun kalemi siliyoruz. Böylece karikatür ortaya çıkıyor.”