“Doğru yapılanma ile başarı gelir”

Türkiye Milli Takımı, 2002 Dünya Kupası’nda Şenol Güneş’in teknik diröktörlüğü döneminde dünya üçüncüsü olarak tarihinin en büyük başarısını elde etti. Fatih Terim döneminde EURO 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Avrupa üçüncüsü oldu.
Milli Takım, 17 Şubat 2010 tarihinde teknik diröktörlüğe getirilen Guus Hiddink ile yeni bir yapılanmaya girdi. Hiddink, Hollanda ile oynanacak hazırlık maçı öncesi Milli Takım kadrosuna çağırdığı yeni isimler ile kadroyu gençleştirdi. Milli Takım ve Hiddink dönemini Görünüm’e değerlendiren TRT Spor Spikeri Kerem Öncel konuyla ilgili olarak sorularımızı yanıtladı.

A Milli Futbol Takımı’mız EURO 2012 Avrupa Futbol Şampiyonasına katılabilecek mi?

Bugünkü anlayışla zor görünüyor. Ben isterdim ki Guus Hiddink sözleşmesinin başlamasından itibaren Türkiye’ye gelsin tüm maçları izlesin. Zamanının çoğunu Türkiye’de geçirsin. Yeni yeni takımları izlemeye başladı, futbolcular hakkında bilgi sahibi olmaya başladı. Önümüzde dört aylık uzun bir sürenin olması avantaj gibi görünüyor. Eğer bu süre iyi değerlendirilirse milli takımımız baraj oynama şansı elde edebilir. Milli Takımımız kaybettiği Almanya ve Azerbaycan müsabakalarından sonra bu gruptan direkt çıkamaz. Ancak playofflara katılabilir.

A Milli Futbol Takımımızın yönetim anlayışını nasıl buluyorsunuz. Sizce Oğuz Çetin ve Guus Hiddink anlaşabiliyor mu?
Öncelikle profesyonel bir ekip kurarak bu işe başlanmalıdır. Guus Hiddink’ e ilk teklif Abdullah Avcı ve Tolunay Kafkas şeklinde götürüldü. Her ikisinin de dil bilmediği anlaşılınca Hiddink, dil bilen bir teknik adamla çalışmak istediğini söyledi. Futbolda öncelik dil bilmek değildir. İşi yapmak daha önce gelir. İyi bir çevirmenle bu sorun çözülebilirdi. Oğuz Çetin’le yola devam etmek akılcı bir seçim değildi. Oğuz Çetin’le akılcı bir seçim olmadığını Almanya ve Azerbaycan maçları kadrosunu oluştururken net bir şekil de ortaya koydu. Oğuz Çetin kesinlikle teknik kadrodan çıkarılmalıdır. Bunun içinde artık geç olduğunu düşünüyorum.

Guus Hiddink bir jenerasyon, bir ekol oluşturmak için mi geldi? Yoksa anlık başarı için mi?

Guus Hiddink’le 2+2 yıllık anlaşma yapıyorsunuz. Bizi Avrupa Şampiyonasına götür diyorsunuz. O zaman bizi bir ekol haline getir, sistem takımı haline getir demiyorsunuz. Bir anlamda günü satın alıyorsunuz.

Sizce, milli takımın kalıcı başarıya sahip olabilmesi ve ekol diyebileceğimiz ‘Türkiye futbol kimliği’ nasıl oluşur?

Bu ekonomik şartlarla, ülkenin içinde bulunduğu koşullarla zor. Bu bir realitedir. Birçok sosyolojik, toplumsal, bilimsel, siyasal etkileri vardır. Türkiye’nin alacağı çok yol var. Sepp Piontek’le başlayıp Fatih Terim ve Mustafa Denizli ile devam eden kuşak iyi işler yaptı. Bunun devamının gelmemesi federasyonun istikrarlı olamayışındandır. Biraz da işin içine siyasetin girmesinden kaynaklanıyor. Gerçek futbol adamları, futbolun içinde yer aldığı sürece, doğru yapılanma ile başarı gelir. Kurumsallaşma önemlidir. Kişiye değil de, kurumsal geleneklere dayanan alışkanlıklar yerleştirilmelidir. Haluk Ulusoy’un karizmasıyla Türk futbolu başarılıdır denmemeli. Doğru altyapı, kültürel destek, psikolojik destek, doğru antrene etmek bunların hepsi bir bütünün parçalarıdır. 2+2 yıllık teknik adam getirmek ile bunları yapamazsınız.

Çok yetenekli oyuncularımızın birçoğu kulüplerinde başarılara imza atmış olmasına rağmen, A Milli Takımı’nda yer bulamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Taktik anlamında bazı eksiklikleri var. Futbolun temeline dair bilgileri 8-12 yaşlarında veriyorsunuz. Bazı oyuncular orada temel bilgileri alamadıkları zaman, üstte ne kadar başarılı olursa olsunlar, sürekliliği sağlayamıyorlar. Asıl sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Tüm yaş gruplarına yönelik çalışmalar yapmamız gerekiyor. Kısacası biz alt yapıda doğru bilgileri vermiyoruz.

6+2+2 kuralını nasıl değerlendiriyorsunuz. Gelecek futbolcular için engel mi yoksa avantaj mıdır? Bu kural milli takımı nasıl etkiler?

6+2+2 çok yanlış bir sistemdir. Alt yapının önünü kapayan engellerden birisidir. Federasyonun son dönemde aldığı en yanlış kararlardandır. Milli takımlar düzeyinde, İngiltere ve İtalya örnekleri vardır. İngiltere de en kaliteli yabancı oyuncular var. Fakat bu yerli futbolcularının kadroya girmesini engelliyor. Bu da milli takımı doğrudan yansıyor ve başarısız oluyor.

Bugün A Milli Futbol Takımı’nda size tat veren futbolcu kimdir.
Düşünüyorum, malesef gözümün önüne kimse gelmiyor. Türk Milli Takımı, takım halinde iyi oynuyor demeyi tercih ederim.