Ercan İpekçi: ‘Hükümet yandaş sendika istiyor’
Anadolu Ajansı’nda (AA) 3 Ağustos 2011 tarihinde genel müdürlüğe atanan Kemal Öztürk’ün göreve başlamasının ardından Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) yönetiminde değişikliğe gidilmesi için imza kampanyası düzenlendi.
Anadolu Ajansı’nda (AA) 3 Ağustos 2011 tarihinde genel müdürlüğe atanan Kemal Öztürk’ün göreve başlamasının ardından Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) öncelikle yönetiminde değişikliğe gidilmesi için imza kampanyası düzenlendi. Ardından TGS yönetimi toplanan imzalara karşın görevinden istifa etmeme kararı aldı. Bu olayın devamında ise yeni bir sendika kuruldu: Medya İşçileri Sendikası (Medya-İş). TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi süreci anlattı ve Medya-İş Genel Başkanı Gürsel Eser’in iddialarını cevapladı.
TGS’nin Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu içerisinde sınıf mücadelesini ön planda tutan sendikalarla ortak hareket ettiğini ifade eden İpekçi, “Basın ve ifade özgürlüğü için mücadele ediyoruz, bu da hükümeti uzun bir süredir rahatsız ediyordu” dedi. Sendikadan istifa baskılarının başladığı hafta başbakanın 7 Marttaki konuşmasında “O sendika var ya, o sendika, çok uzun süredir hem ülke içinde hem yurtdışında kara propaganda yürütüyor” sözlerini hatırlatan İpekçi, bu sözleri TGS’nin sendikal ve mesleki çalışmalarından duyulan rahatsızlığın somut işaretlerinden biri olarak niteledi.
Medya-İş Genel Başkanı Gürsel Eser’in “TGS gerekli ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi karşılayamadı. Sendika tarafından bize karşı bir ilgisizlik vardı” iddialarına cevap olarak İpekçi, “AA’daki sorunlar, yeni genel müdürün 3 Ağustos 2011’de göreve başlamasından itibaren insan hakları ihlâline varacak kadar ağırlaştı. TGS, AA’daki üyelerinin karşılaştığı bu sorunların üzerine gittiği için, hükümet destekli AA yöneticilerinin saldırısına maruz kaldı” dedi. Sorunların çözümü için TGS’nin yaptığı her türlü girişimi ve görüşme talebini AA yönetiminin reddettiğini ifade eden İpekçi, AA yönetiminin bu olumsuz tutumuna karşı, TGS yöneticileri 31 Ocak günü genel müdürlük binasını dolaşıp, üyelerle konuşup çözüm yollarının bulunması için işverene görüşme çağrısını yinelediğini sözlerine ekledi.
TGS’nin üyeleriyle olan bu diyalogu, AA işverenini son derece rahatsız ettiğine dikkat çeken İpekçi sözlerine şöyle devam etti: “TGS yönetimini istifaya çağıran bir metnin Şubat ayının başından itibaren işverenin baskısı ve tehdidiyle zorla üyelere imzalatıldı. Bu toplanan imzalar, TGS’nin ajans çalışanlarının sorunlarına olan ilgisinden ve çözüm konusundaki kararlılığından duyulan rahatsızlığın bir sonucudur. AA işyerindeki çalışanların sorunlarının ve sendikal baskıların 29 Şubat’ta meclis genel kurulunda gündeme getirilmesinden sonra, 5 Mart’tan itibaren üyelerimizi baskı ve tehditle sendikadan istifaya zorladı. Sadece bu iki örnek dahi, TGS’nin, üyelerinin sorunlarına olan ilgisini gösterir.”
Ölü doğmuş bir sendika
Bir kişinin bir sendikadan istifasının 30 gün sonra geçerli olabileceğini, bu süre içerisinde de o kişinin bir başka sendikanın kurucusu ve yöneticisi olamayacağına dikkat çeken İpekçi, “Dolayısıyla TGS’den istifaların geçerlilik kazanmadan yeni bir sendikanın kurucu üyesi olmaları, henüz kuruluş aşamasında bu sendikanın ölü doğmasının sebebidir şeklinde konuştu.
“Sarı sendika sıfatı anlamını yitirir”
Birden fazla sendikanın, basın emekçilerinin hak ve çıkarlarının geliştirilmesine hizmet etmek için yarışmasının olumlu sonuçlar doğuracağı görüşünde olan İpekçi, “Farklı görüşlere sahip olanların farklı örgütlerde bir araya gelmesi de demokrasinin bir gereğidir. Ancak bu sendikalardan birisi kuruluşunun ilanını, hükümet güdümlü bir işverenin kontrolü altındaki işyerinin ‘arka bahçesinde’ bile değil ‘ön bahçesinde’ yapıyorsa, o kuruluş için ‘sarı sendika’ sıfatı bile anlamını yitirir” dedi.
TGS’yi, üyelerinin çıkarları doğrultusunda politikalarını belirleyen ve basın emekçilerinin uğradığı haksızlıklara karşı mücadele eden bir meslek örgütü ve bir sınıf sendikası olarak tanımlayan İpekçi, Gürsel Eser’in, “Sendikacılığı kavgadan ve ideolojiden uzak tutacağım.” sözlerine cevap olarak şunları söyledi: “TGS’nin bu mücadele anlayışı sadece son 10 yıllık hükümet dönemine özgü değil, önceki siyasi iktidarlar döneminde de bu çizgisini süregelmiştir. TGS, politikalarını iktidardaki siyasi partilerin ideolojilerine uygun olarak değiştirmez. İşçi sınıfının bir parçası olan basın emekçilerinin taleplerine göre tespit eder ve uygular. Bu anlamda TGS’nin ideolojisi işçi sınıfının ideolojisidir. TGS’nin sınıf mücadelesini ‘ideolojik tavır’ olarak tanımlayıp buradan ‘suç’ üretmeye gayret edenler, kendi karşı ideolojilerinin ne olduğunu da ortaya koymalıdırlar.”
Açlık grevi boyunca ajanstaki TGS üyeleri, sendikalar, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri tarafından desteklendiğini söyleyen İpekçi, Ajans’tan kimsenin destekte bulunmadığı iddialarına, “Açlık geri yaptığım süre boyunca Ajans çalışanlarına ‘pencereden bakmanın’ bile yasaklandığını biliyoruz. Yanımızdan geçerken bize selam vermeye korktuklarını sonradan ifade eden üyelerimiz de vardı. AA işverenin baskısı, insanlık dışı boyutlara ulaştı” şeklinde açıklık getirdi.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/530
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Ercan İpekçi: ‘Hükümet yandaş sendika istiyor’
Bir cevap yazın