“Madde 16 Yaşam Hakkı” belgeseli İLEF’te gösterildi

Gezi Direnişi sırasında gözüne atılan gaz kapsülü nedeniyle gözünü kaybeden Muharrem Dalsüren’in hikâyesi etrafında şekillenen “Madde 16: Yaşam Hakkı” belgeseli Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) Mahmut Tali Öngeren Sinema Salonu’nda gösterildi. Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na atfen ismi koyulan belgeselde Muharrem Dalsüren’in yanında farklı zamanlarda ve farklı yerlerde polis şiddeti sonucu yaralanan, gözünü kaybeden ve hayatını kaybedenler yer alıyor. Kerem Hun ve Yılmaz Kılıç’ın yönetmenliğini yaptığı belgeselde Gezi Direnişi sırasında öldürülen Ethem Sarısülük, 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz, biber gazı nedeniyle hayatına kaybeden Çayan Birben, görev yerinde şüpheli bir şekilde ölen Polis Sinan Özkılınç ve Cumartesi Anneleri gibi çok farklı hikâyeler bir araya getirildi.

Belgeselin yönetmenleri, belgesel ekibi ve Muharrem Dalsüren’in katılımıyla gerçekleşen gösterimin ardından belgeseli izlemeye gelenler, ekip ve Dalsüren’le sohbet etme imkânı buldu. Belgesele aslında Gezi Direnişi’nden önce başladıklarını söyleyen yönetmenlerden Kerem Hun, Gezi Direnişi sırasında ara verdiklerini ve Direniş sonrasında Gezi’yi de içine alan bir belgesel yaptıklarını belirtti. Belgesel çekimleri sırasında 6 farklı şehir gezildiğini aktaran Hun, belgeselin çekim ve kurgu aşamasının iki yıl sürdüğüne değindi. İnsanları sıkmayan, slogan atmayan, insani bir belgesel çekmeye çalıştıklarını belirten yönetmen, belgeseli insanların canı yanmadan polis şiddetine karşı duyarlı olmalarını amaçlayarak çektiklerini vurguladı. “Belgeselde bir polisin de yer almasını isterdim” diyen Hun, en azından çektikleri belgeselin polisler tarafından izlenmesini istediğini söyledi. Bir diğer yönetmen Yılmaz Kılıç belgeseli, “Adressiz mermilerin öldürdüğü insanların belgeseli” olarak tanımladı.

Muharrem Dalsüren, gözünü kaybettikten sonra bireysel olarak kimsenin bir şey yapamayacağı kanaatinde olduğunu ve tam o sırada belgesel ekibiyle tanıştığını söyledi. Aylarca gezdiklerini ve bu süreçte yakınlarını kaybeden insanlarla tanışarak acılarını tazelediklerini ama bunu duyarlılığın artması için yaptıklarını belirtti. Dalsüren, konuşmasını belgesel ekibine ve izlemeye gelenlere teşekkür ederek bitirdi.