İmece usulü film

Fotoğraf: Atilla Köklü

Çekimleri Ankara’da süren ve önümüzdeki yaz gösterime girecek olan Göç Vakti’nin yönetmeni Sefa Köz ilk filmini sekizinci sınıfa giderken çekti. Gazi Üniversitesi Radyo Sinema ve Televizyon Bölümü’nden mezun olduktan sonra Suudi Arabistan devlet kanalında radyoculuk yaptı. “Karadeniz’in hırçınlığını filmlerime de yansıtıyorum” diyen Köz, Türkiye sinemasına ve özellikle aksiyon alanında yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyor. Faili meçhul bir cinayetin, etkilediği hayatları anlatan Göç Vakti filmi bu yaz vizyona girecek.

Sinemaya olan ilgisinin küçük yaşta başladığını belirten Köz, “Sekizinci sınıfta babamın hediye olarak VHS kamera almasıyla sinema tutkum başladı. Dönemin filmlerinden feyz alıp aksiyon türünde bir film yaptım. Normal bir aksiyon sahnesi çekerken, 13 yaşındaki arkadaşlarımın gerçekten kavgaya tutuşmasından sonra canlı canlı bir film çekmenin gururunu o yaşta hissettim. Birkaç arkadaşımın kafası gözü dağılsa da filmi alnımızın akıyla tamamladık. Filmde haliyle ışık düzenlemesi yapamadık. Çünkü öyle bir teknolojimiz henüz yoktu. Microsoft Office Word’ün nimetlerinden yararlanarak yazdığım jeneriği elimizle kameranın önünden geçirmemiz parlak fikirlerimizden yalnızca biriydi” şeklinde konuştu.

Aref de rol aldı

Filmi çekerken büyük tecrübe kazandıklarını belirten Köz, “Öncelikle hiçbir maddi kaygı gütmeksizin tamamen kolektif, sanata yönelik bir çalışma yaptık. Birçok hevesli genç ücretsiz çalıştı, hep birlikte emeğimizi ortaya koyduk, bu heyecanı hep birlikte yaşadık. Koordineli bir iş bölümü ve çalışma programı vardı” dedi. Bunun yanı sıra İranlı illüzyonist Aref’in de filmde rol almasının izleyicinin filme olan ilgisini artırabileceğini ve Aref’in Türkiye çapında oldukça ünlü ve geniş hayran kitlesi olan biri olmasının bu anlamda önemli bir belirlenim olabileceği vurgusunu yapan Köz, oyuncu kadrosundan ve ekip çalışmasından, başarılı isimlerle çalışmaktan onur duyduğu ve başlangıçtan itibaren sorumluluğun tüm ekibe sirayet etmesinden memnun olduğunu söyledi.

“Kaliteli filme rağbet yok”

İzler kitlenin popüler piyasa filmlerine olan ilgisinin yoğunlukta olmasının, entelektüel, kült sinemanın ivme kaybetmesine, değerinin göz ardı edilmesine neden olduğunu düşündüğünü söyleyen Köz “İnsanlar kaliteli, sanatsal içerikli filmlere rağbet etmiyor çünkü entelektüel sinema insanların beklentilerini karşılamıyor. Belki de fırsatları yok. Belli bir bilinç, temel birikim gerekli. Tabii medya ve piyasanın da büyük etkisi var” diye konuştu.