6 Kasım 2024, Çarşamba - 22:35

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Altın Koza sahibi İLEF’li İnan: Filmlerimizin izlendiğini bilmek gurur verici

Tarih: 22 Ekim 2017

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 286

Türkiye’nin önemli sanat organizasyonlarından Uluslararası Adana Film Festivali bu yıl 24. kez düzenlendi. Festivalde ödül alanlar arasında İLEF öğrencisi Mert İnan ve Cemre Yılmaz da yer aldı.

Altın Koza Film Festivali olarak da bilinen Uluslararası Adana Film Festivali bu sene 21 Eylül-1 Ekim tarihlerinde yapıldı. Her yıl geniş bir kitleye ulaşan festivalde bu yıl 5 farklı kategoriden 30 ödül sahiplerini buldu. Öğrenci Filmleri kategorisinde En İyi Deneysel Film ödülü’nü ise İLEF’lilerin çektiği “Tablo” isimli kısa film kazandı.

Mülteci bir kadının yolculuğunu konu alan filmin yönetmenliğini İLEF mezunu Mert İnan yaparken yardımcı yönetmenliğini de bir başka İLEF mezunu Cemre Yılmaz üstlendi.

Geçtiğimiz yıllarda Hedef, Kırıntı ve Pastel Dünyam isimli filmleriyle yine Altın Koza’da finalist olmayı başaran öğrenciler, 2015 yılında da Bakış isimli deneysel filmleriyle İstanbul Kısa Filmciler Derneği (İKFD) Ulusal Kısa Film Festivali’nde Başarı Ödülü’nün de sahibi olmuştu. Altın Koza ödülünün ardından, yönetmenliğini yaptığı filmlerle şimdiye kadar birçok festivalde de yer alan Mert İnan’la konuştuk.

 

içgörsel

24. Uluslararası Adana Film Festivali’nde Öğrenci Filmleri kategorisinde “Tablo” isimli filminizle En İyi Deneysel Film ödülünü kazandınız. Festivalde neler yaşadınız ve gözlemleriniz ne oldu?

Festivale ne yazık ki katılım sağlayamadım. Yeni kısa filmimizin ön hazırlığıyla uğraşıyoruz ve takvimler çok kötü şekilde denk geldi. Bu yüzden verimli bir cevap veremeyeceğim buna. Ancak dışardan takip eden bir göz olarak bu yılki festivalin biraz daha önemli olduğunu söylemem gerekiyor. Çünkü Antalya Film Festivali’nin Ulusal Yarışmayı kaldırması tüm ilgiyi Adana Film Festivali’ne yoğunlaştırdı. Kısa film noktasında da Ulusal Öğrenci Filmleri yarışmasının Uluslararasına dönüştürülmesi diğer ülkedeki genç sinemacılara imkân sağladı. Tek bir noktada eleştirim olacak, ödül kazandığımızı neredeyse 24 saat sonra öğrendik. Festival ilk etapta basına dağıttığı bildiride kısa filmlere yer vermemişti. Kısa filmlerin bu kadar değersiz görülmesi can sıkıcı açıkçası. Umarım Adana da birkaç yıl önce Antalya’nın düştüğü hataya düşüp kısa filmleri daha da değersizleştirmez.

Bu filmi çekmeye nasıl karar verdiniz? Film süreci nasıldı?

Tüm kısa filmlerimizde bir dertten yola çıktık. Kırıntı’da Berkin Elvan’ı, Pastel Dünyam’da sokakta yaşayan bir çocuğu, Hedef’te Barış için Akademisyenleri, Lâl’de Menbiç’i konu aldık. Tablo da mülteci sorunu üzerinden çıktı.

Kısaca özetlemem gerekirse mülteci bir kadının yolculuğunun bir kesitini görüyoruz bu filmde. Kadın, yanına yalnızca otoportresini, küçük müzik kutusunu ve küçük bir çantasını alabilmiştir. Kadın bota binmek için yıkıntı bir evde beklemektedir ve tablodan bir müzik sesi duyar. Tablodan gelen müzik sesiyle kadın, tablodaki kurşun deliklerinden birine yaklaşır ve içeriyi izlemeye başlar. Kısaca filmin oluşturulma öyküsü bu şekilde.

Ödül, hayatınızda ve çalışmalarınızda ne tür değişiklikler yarattı?

Hayatım yine aynı. Benim insanlara tavrımda ya da çevremdeki insanların bana tavırlarında herhangi bir değişiklik yok. Belki biraz sorumluluk yükledi diyebilirim çünkü bunun devamını sağlamak gerekiyor. Ödül almamış olsak da biz eksiklerimizi kapatarak, kendimizi geliştirerek sinema yapmaya devam edecektik. Üç yıldır üstüne koyarak gidiyoruz ve bugün altın kozayı kazandık. Bu yeterli değil, bir kıstas da değil. Biz üstüne koyarak yol almaya, eksiklerimizi kapatarak film yapmaya devam edeceğiz.

Daha önce de birçok çalışmanız farklı festivallerde gösterilmiş ve ödül almışsınız. Bu deneyimlerin sizin için önemi ne olmuştu?

Yalnızca filmler değil çekimini yaptığımız her şey bize bir şeyler kattı. Her filmde hatalarımız oldu. Tablo’da da birçok sorun var ama önemli olan o hataları bir sonraki projede yapmamak. Çektiğimiz filmler bu noktada bize çok büyük deneyim kazandırdı. Mesela Tablo diğer işlerimize göre daha organize olmayı gerektiren bir işti ve şimdi koşturduğumuz filmimiz için küçük de olsa bir antrenmandı.

Filmlerin bize açtığı yol ise çok daha büyük oldu. Bu sayede dünyanın en önemli festivallerinden ve İran’ın en büyük film festivali FAJR Film Festivali’nin Talent Campus’unde yer alabildik. Birçok yetenekli sinemacı ile tanışabildik. Türkiye’de de aynı şekilde katılım sağladığımız her festivalde hem yaşıtımız hem ustalarımızla tanışıp sohbet etme ve kendimizi geliştirme şansı elde ettik. Filmlerimizi Amerika’dan İngiltere’ye hatta Çin’e kadar birçok insana ulaştırdık. Oralarda, çektiğimiz filmlerin gösterildiğini ve izlendiğini bilmek de çok gurur verici.

Bir iletişim fakültesi öğrencisi olarak öğrenci filmlerine dair gözlemleriniz nedir?

Genel gözlemlerime göre şunu söyleyebilirim ki teknik olarak iyi bir noktaya doğru gidiyoruz ancak içerik olarak aynı şeyi söylemek zor.

kameraarkasi2

“Tablo” filminin de yardımcı yönetmenliğini yapan İLEF mezunu Cemre Yılmaz’la daha eski projeleriniz de var. Yol arkadaşlığınıza dair ne söylersiniz?

İtiraf etmeliyim ki çok fazla konuda benim bakış açımı değiştiren kişi yine kendisidir. Bu durum doğal olarak aramızda bir uyum da sağlıyor ve yaptığımız işlere de yansıyor.

Kırıntı ve Pastel Dünyam ile Adana’da ilk finalistlik kazandığımız zaman Konur Sokakta şu anda ablukaya alınmış İnsan Hakları Anıtının oradaki banklarda oturuyorduk. İlk başarımızdı ve şaşkındık. Hatta şunu söylemekte sakınca görmüyorum şu anki ödül kazanma mutluluğunun bile üstünde bir mutluluktu bu. Bunu biz başardık demiştik. Kimse yoktu arkamızda biz yaptık. Derdimizi orada insanlara izlettirebildik. Bunun verdiği his çok ama çok özel bir şey.

Birbirimizi tamamlayan bir yapımız olduğu için tek bir insan gibi oluyoruz film süreçlerinde. Benim eksik yanlarımı Cemre, Cemre’nin eksik yanlarını ben kapatıyorum. Filmlerimizi hiçbir maddi ya da ekipman desteği almadan kendi imkanlarımızla çekiyoruz. Bu yolda yan yana yürüyoruz ve hem birbirimizin dostu hem de birbirimizin öğretmeni oluyoruz.

İLEF’ten mezun olduktan hemen sonra Altın Koza ödülü aldınız. Bundan sonrası için planlarınız neler?

Şu sıralar yeni kısa filmimiz için koşturuyoruz. Yakın zamanda çekimlerine başlayacağız. Önceliğimiz şu anda o proje. Çünkü şimdiye kadar yaptığımız en kapsamlı film olacak.

Şu an senaryosu hazır olan ancak kimisini zaman bulup kimisini para bulup çekemediğimiz başka kısa film projelerimiz de var. Kısa film çekenlerin %90ı kısa filmi bir basamak olarak gördüğü için uzun metraj film çekmenin hayalini kurarlar. Ama ben onlardan biri değilim. Kısa film bir basamak değildir başlı başına farklı bir alandır bence. Tabi ki uzun metraja uygun olacak bir senaryomuz olduğunda çekmeyi isterim ama ben kısa filmci olarak anılmaktan çok memnunum.

Filme nasıl ulaşabiliriz? İLEF gösterimi düşünüyor musunuz?

Okuldaki öğrencilerden ya da hocalarımızdan böyle bir istek olursa memnuniyetle hem Tablo’yu hem önceki filmlerimizin gösterimlerini yapabiliriz. Ama onun dışında benim gösterim için özel bir çabaya girmem doğru olmaz. Film festival macerasına yeni başladı bu yüzden internette şifreli olarak bulunuyor. 1 yıllık bir süreçte de böyle olacak gibi. Şimdilik yalnızca festivallerde denk gelirlerse izlenebilir.

 

Tablo_Afiş

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/15710
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Altın Koza sahibi İLEF’li İnan: Filmlerimizin izlendiğini bilmek gurur verici

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat