Kadın Yazarlar Haftasında ikinci gün: “Kadınlar nasıl yazar?” paneli

Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde dün düzenlenen söyleşide, yazarların yazmaya başlama ve yayınevi bulma deneyimleri, kadın yazar olmak ve toplumsal yapının yazar üzerindeki etkisi konuşuldu. Söyleşinin moderatörlüğünü Neslihan Cangöz yaptı.

Kaban: “Okurlara ulaşmak kolay”

Panelde konuşan Ayşe Kaban, yayınevlerinin artık kadın yazarlara kayıtsız kalamadığını söyledi. Kaban, erkek egemenliğinin son yıllarda yıkıldığını düşündüğünü belirtti. Kaban, “Kadın yazarlar kendini ciddi anlamda gösteriyorlar ve onlar da kayıtsız kalamıyorlar. İyi bir eseri yayımlamamak onların kaybıdır. İletişim çağında okurlara ulaşmak kolay. Tepkiler küçük küçük odalarda kalmıyor” diye konuştu.

Kara: “Otosansürle mücadele ediyorum”

Otosansür üzerine konuşan bir diğer konuşmacı Aysun Kara da yazarların kendine otosansür uyguladığını dile getirdi. “Otosansür uygulamıyorum demek isterdim. Kendime uyguladığım otosansürle mücadele ediyorum” diyen Kara, bunun sebebinin yazdıklarının kendi yaşadıkları zannedilebileceğinden çekinmesi olduğunu ifade etti. Kara, “Kalemimi özgür bırakmaya çalışıyorum. Özgür bıraktıkça daha iyi şeyler yapabildiğimi fark ediyorum” ifadelerini kullandı.

Günay: “Öyküde taraf haline gelmek iyi bir şey değil”

Bir diğer konuşmacı Ülkü Günay da, yayımlanmış öykülerini yazmaya başlamadan önce yüzlerce sayfa öfkesini yazdığını söyledi. Günay, “Bunlar benim deşarj olmamı sağladı. Öyküde taraf haline gelmek iyi bir şey değil. Daha önce yazdığım sayfalarla kendi hesaplaşmamı bitirdim. Sonra başka öyküler yazıp onları yayımlamaya başladım. Yaşadığım şeyleri unutmak için devamlı yazdım. Yazmak benim için terapi oldu” diye konuştu.