Ekolojik dengenin bozulması salgınlara davetiye çıkarıyor
Tarih: 23 Mayıs 2020
|Kategori:
| |Okunma: 928
Dünya Doğayı Koruma Vakfının (WWF) raporuna göre bugüne kadar görülen, hayvanlardan insanlara bulaşan salgınların çoğunun ana noktası Ekolojik Dengenin altüst edilmesi ve küreselleşmeyle doğrudan ilişkili. İnsan kaynaklı faaliyetler olan, maden rezervleri ve palmiye yağı üretimi gibi ticari faaliyetler için tahrip edilen ormanlar, tarım için yeni arazi arayışları ve artan nüfusla birlikte ormanların kentleşmeye açılması salgın hastalıklara davetiye çıkarıyor. Doğayı ve sağladığı faydaları korumak ve sürdürmek, sağlığımızı ve refahımızı korumak için gerekli olduğu belirtildi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) geçtiğimiz günlerde pandemilerin ve insan kaynaklı doğa tahribatının ilişkisi üzerine “Doğanın Yok Oluşu ve Pandemilerin Yükselişi” başlıklı bir rapor yayınladı.
Raporda doğal ekosistemlerin tahrip edilmesi ve değiştirilmesinin, yaban hayvan türlerinin yasadışı veya kontrolsüz ticaretinin, yaban ve evcil türlerin hijyenik olmayan koşullarda bir araya getirilmesi ve satılmasının, virüslerin yaban ve evcil hayvanlardan insanlara geçme ihtimalini yükselttiği belirtiliyor. İnsan etkisine dikkat çekilen raporda, demografik faktörlerin bu risklerin seviyesini önemli ölçüde arttırırken insanların kıtalar arasında seyahat etme hızının pandemilerin hiç fark edilmeden yayılmasına olanak verdiği ifade ediliyor.
Raporda dikkat çeken bazı noktalar şöyle:
Yaban hayvan ticareti insan sağlığını tehdit ediyor
Son zamanlarda ortaya çıkan tüm hastalıklar, yaban hayatı kökenli zoonoz hastaılıklar ve bunlar en önemli tehditlerden birini oluşturuyor. Kuduz, leptospiroz, şarbon, SARS, MERS, sarı humma, deng humması, HIV, Ebola, Chikungunya ve koronavirüsler gibi, en yaygın görülen grip de zoonotik. Bugüne kadar bilinen insan hastalıklarının dörtte üçü diğer hayvanlardan gelmektedir ve yeni görülen hastalıkların %60’ı yaban hayvanlarından bulaşmış durumda. Düzensiz yaban hayvanı ticareti ve hayvan parçalarıyla doğrudan temas, insanları virüslere maruz bırakıyor.
Yaban hayvanların tüketilmesi köylerde yoksulluktan kaynaklanırken, kentlerde etin lezzetli olduğu gerekçesiyle yüksek fiyatlarda satılıyor. Yılda yaklaşık 7-23 milyar ABD dolarlık değeriyle, yaban hayatı kaçakçılığı sahte mal, uyuşturucu ve insan kaçakçılığından sonra dünyanın dördüncü en kârlı yasadışı pazarını oluşturuyor. Bu da yaban hayvan kaçakçılığının artmasına neden oluyor. Kıtalar arası ticareti yapılan yaban hayvanların çiftliklerde bir arada saatlerce tutulması virüslerin bulaşmasına ve çoğalmasına zemin oluşturuyor. Raporda bu hayvanların ticaretine devam edilmesinin insan sağlığını ve gıda güvenliğini tehlikeye attığı belirtiliyor.
Ormanlar virüslere karşı önemli bir kalkan
Raporda dikkat çeken önemli bir nokta da doğal ortamların insan eliyle değiştirilmesi ve biyoçeşitlilikteki azalmanın salgın hastalıkların ortaya çıkmasına neden olması. Ormansızlaşma ve doğal habitatların tahribatı gibi arazi kullanımında meydana gelen değişiklikler, yeni görülen salgın hastalıkların neredeyse yarısından sorumlu. Özellikle milyonlarca tür barındıran tropikal ormanlar, sayısız virüs, bakteri, mantar ve parazit de barındırıyor. Çoğu zararsız ancak bazıları ormanların tahribiyle değişen yaşam alanlarına uyum sağlamak için mutasyon geçiriyorlar ve yaban hayvanlarında bulunuyorlar. Mutasyona uğramış bu virüsleri taşıyan canlılarla temas etmenin Ebola, sarı humma ve HIV gibi salgın hastalıkların ortaya çıkmasında etkin rol oynadığı biliniyor.
Tablo 1: Ekolojik değişimlerle bağlantılı beşerî faaliyetlerin neden olduğu yeni hastalıklar ve potansiyel etki mekanizmaları (Kaynak: Binyıl Ekosistem Değerlendirme Raporu, Bölüm 14 )
“Doğa ve İnsan için Yeni bir Anlaşma” gerekiyor
İnsan türünü pandemilerin zararlı etkilerinden ancak sağlık ve refahın doğa ve içinde barındırdıklarıyla bağlantılı olduğunu kabul ettiğimiz zaman koruyabileceğimizi söyleyen raporda sağlık yaklaşımın etkili olabilmesi için herkesin ortak çalışması gerektiğine vurgu yapılıyor.Bunun için de Koronavirüs krizinin endişe verici etkileriyle mücadele ederken, hâlâ devam eden ve dünyayı tehdit eden doğa ve iklim krizlerini unutmamak gerektiği belirtiliyor. Rapor, hükümetlerin uluslararası bir sözleşme olan “Doğa ve İnsan için Yeni bir Anlaşma” imzalamalarının bu süreçte her zamankinden daha zorunlu hale geldiğini vurguluyor.
Raporun tamamı buradan okunabilir.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/28549
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Ekolojik dengenin bozulması salgınlara davetiye çıkarıyor
Bir cevap yazın