Gazeteci yargılamalarını takip eden Tartantoğlu: “Habere ve eleştiriye herkesin ihtiyacı var”
Press in Arrest Editörü Sinan Tartanoğlu, Türkiye’deki gazeteci yargılamalarıyla ilgili bilgi vererek “habere ve eleştiriye herkesin ihtiyaç duyacağı akıldan çıkarılmamalı” dedi.
Gazeteciler Cemiyeti’nin Demokrasi için Medya / Medya için Demokrasi (M4D) Projesi kapsamında düzenlediği Genç Gazeteciler ve Bağımsız Medya Projesi söyleşileri devam ediyor. ANKA Rewiew Editörü Duygu Güvenç’in moderatörlüğünü üstlendiği “Türkiye’de Özgür ve Bağımsız Medyaya Yönelik Tehditler ve Vaka Örnekleri” online söyleşinin son konuğu, Press in Arrest Editörü Sinan Tartanoğlu oldu. Tartanoğlu konuşmasında, gazetecilere yönelik hak ihlallerine ve bağımsız medya konusuna değindi.
“Müştekiler siyasi olduğu için suçlamalar hemen iddianameye dönüşebiliyor”
Caner Taşpınar’ın “Damat – Fethullahçıların AKP’li Kayınpederleri” kitabına açılan dava ile ilgili de konuşan Tartanoğlu, şunları söyledi:
“Eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman, AKP kurucuları Mehmet İhsan Arslan ve Ali İhsan Arslan dava açtı hakaret gerekçesiyle. Oradaki suçlama tam olarak şuydu: siyasilerin damatlarının Fetöcü olduğu şeklinde açıklamalarda bulunuldu, müştekilere terör örgütü Fetö üyesi, destekçisi, sevicisi gibi yaftalamalar yapıldı.” Damatların yargılandığını da belirten Tartanoğlu, müştekilerin siyasi olduğu için suçlamaların hemen iddianameye dönüşebildiğini söyledi.
Gazeteci yargılamalarının nasıl son bulabileceğine de değinen Tartanoğlu, şöyle konuştu:
“Kanunların düzenlenmesi gerekiyor, idari kurulların gazeteciler üzerindeki yaptırım yetkisinin azaltılması ve bunun mahkeme kararlarıyla daha etkin bir şekilde belirlenmesi aşılamayacak, çözülemeyecek bir sorun değil. Eskiden de elbette baskılar çoktu ama nefes alınabilen dönemler de vardı. Basının medyanın çok daha belki altın çağı denilebilecek zamanları da vardı. Öncelikle eleştirinin, haberin iktidar dahil, muhalefet dahil, hakimler, savcılar dahil, herkesin bir gün ihtiyaç duyacağının en azından akıldan çıkarılmaması gerekiyor.”
Can Dündar’a verilen 27 yıllık ceza hakkında da konuşan Tartanoğlu, Can Dündar’ın bir terör örgütü üyesi olmadığını savunarak, dün verilen cezalardan birini Yargıtay’ın daha önce bozduğunu hatırlattı. Yaklaşık 4 yıldır süren bu davaya basın mensupları ve gözlemcilerin alınmadığını hatırlatan Tartanoğlu, bunun nedenin de “Devletin gizli kalması gereken belgeleri bir şekilde duruşmalarda söz konusu olması, dosyaya girmesi” olduğunu söyledi. Tartanoğlu, basın mensupları ve gözlemcilerin sadece karar açıklanırken duruşma salonuna alındığını kaydetti.
“İki buçuk yıl aradan sonra gelen ‘pardon”
Diyarbakır’da Silvan Mücadele Gazetesi’nin sahibi ve muhabiri Ferhat Parlak’ın daha önce aynı delillerle ve suçlamalarla yargılanıp beraat ettiğini söyleyen Tartanoğlu, “Aynı delillerle bir iddianame hazırlanıyor. Yaklaşık bir yıl iddianamesiz bir şekilde tutuklu kalıyor. İlk kez hakim karşısına çıktığında ilk duruşmada tahliye ediliyor. Sonuç olarak iki buçuk yıl geçtikten sonra sen aynı suçlamayla beraat etmişsin deniliyor. İki buçuk yıl sonra gelen bir pardon aslında bu” diye konuştu. Tartanoğlu, bu olayın hukukun temel kavramlarına da aykırı olduğunu belirtti.
Son iki yılda 339 gazeteci yargılandı
Gazeteci davalarını iki buçuk yıldır izlediklerini belirten Tartanoğlu, son iki buçuk yılda 339 gazetecinin yargılandığı bilgisini verdi. Press in Arrest’in örneklem çevresine giren davaların ise daha çok 15 Temmuz’dan sonra olduğunu dile getiren Tartanoğlu, onun öncesinde ise KCK Basın Davası, Özgür Gündem gibi çok sanıklı ve uzun süredir devam eden davaların olduğunu belirtti. Tartanoğlu KCK Basın Davası ile ilgili, “KCK Basın Davasında 2012 yılından beri değil bir hüküm kurulması, yerel mahkemede savcılık daha esas hakkında mütalaasını vermedi. Tutuklusu yok bu davanın ama sekiz yıl süren de bir dava süreci var” dedi.
Türkiye’de sadece İstanbul, Ankara’da değil; İzmir, Adıyaman, Antalya, Bodrum, Van, Diyarbakır, Trabzon, Rize, Malatya, Hatay gibi illerde de gazeteci davalarının sürdüğünü ifade eden Tartanoğlu, “Gazetelerin yayın merkezleri genel olarak İstanbul’da olduğu için davaların birçoğu İstanbul’da ama gazetecilerin tutuklu olduğu iller başka, yargılandıkları iller başka olabiliyor” dedi.
“İyi vasıflar atfetmeyerek hakaret”
Emine Erdoğan’ın “Çanta Davası”na da değinen, Tartanoğlu, Ender İmrek’in çantayı eleştiren bir yazı yazdığını ve bununla ilgili bir hakaret davası açıldığını belirtti. İddianamenin içinde “İyi vasıflar atfetmeyerek hakaret” ifadesinin bulunduğunu söyleyen Tartanoğlu, bunun anlamının “övmediği için hakaret” olduğunu söyledi. Hakaret suçlaması olduğu için davanın Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldüğün belirten Tartanoğlu, duruşma savcısının gerekçe göstermeyerek ceza istediğini kaydetti. Bir sonraki duruşmada yine savcının gerekçesini sunmadığını belirten Tartanoğlu, “Sonuçta Ender İmrek beraat etti ama o beraat kararı yargılanmaya başlandıktan iki yıl üç yıl sonra beraat kararı alması gazete ve gazeteci açısından olumlu bir gelişmedir ama sonuç olarak bir çantanın övülmediği için hakaret suçlaması orada baki” dedi.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/29920
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Gazeteci yargılamalarını takip eden Tartantoğlu: “Habere ve eleştiriye herkesin ihtiyacı var”
Bir cevap yazın