7. Uluslararası Resim ve Açık Hava Taş Heykel Sempozyumu eserleri A.Ü.’de sergilenecek 

Ankara Üniversitesi’nin 7’ncisini bu düzenlediği “Uluslararası Resim ve Açık Hava Taş Heykel Sempozyumu”nda üretilen ve sergilenen eserler, Üniversiteye kazandırıldı. Beşevler 10. Yıl Yerleşkesi’nde 26 Haziran’da başlayan sempozyum, 13 Temmuz’da Rektörlükte düzenlenen sertifika töreniyle sona erdi.

Sempozyumda üretilen eserler Üniversitenin çeşitli yerleşkelerine yerleştirilerek sergilenmeye başladı.

Resim ve Açık Hava Taş Heykel Sempozyumları, 2006 başlanan Ankara Üniversitesi Açık Müze Projesi’nin bir parçası. 2006 yılından beri belli aralıklarla gerçekleştirilen sempozyumlara tanınmış ressam ve heykeltıraşlar katılıyor. Önceki yıllarda gerçekleştirilen sempozyumlarda üretilen heykel ve resimleri de Ankara Üniversitesi’nin çeşitli yerleşke ve binalarında görmek mümkün.

Heykeltraş Bahadır Çolak’ın Hi-Fi Reflection adlı eseri İLEF‘te.

DTCF emekli öğretim üyesi Prof. Dr Kıymet Giray’ın koordinatörlüğünde gerçekleştirilen sempozyuma heykeltraşlar Serdar Kaynak, Dr. Öğr. Üyesi Selçuk Yılmaz ,Necmi Murat, Bahadır Çolak, Fırat Engin, Carole Turner, Kadriye İnal, Raffeelle Russo, Tanzer Arığ ile asistanları Berkin Gülten ve Orhangazi Keskin; ressamlar Nihat Kemankaşlı, Öğr. Gör. Seydi Murat Koç, Beyza Boynudelik, Yrd. Doç. Dr. Burçin Erdi Es, Begüm Mütevellioğlu, Elif Yılmaz Topal, Esra Meral Demircan, Mehmet Çevik, Tayfun Gülnar ve Gülcan Şenyuvalı katıldı.

Prof. Dr. Kıymet Giray, Ankara Üniversitesi Açık Hava Müze Projesi’ni 2006 yılında başlattıklarını, projenin amacının, Ankara Üniversitesi yerleşkelerinin, heykel ve resimlerle süslenmesi olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Kıymet Giray, “Biliyoruz ki derslerden ve ödevlerden zaman ayırarak bir müzeye gitmek her zaman olası değil. Öğrencilerimizi kültür içinde yetiştirmeye azmettik ve ona göre de bir proje geliştirdik.” dedi.

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş de bu sempozyumun 12 yıllık bir tarihi olduğunu hatırlatarak, “O günden bugüne yüzlerce eser envanterimize girmiş, bir o kadar sanatçı Ankara Üniversitesi’nin havasını solumuş, Cumhuriyetin kazanımlarıyla özdeşleşmiş” dedi. Atatürk’ün sanata büyük önem verdiğini, yerli ve yabancı pek çok sanatçıyı ülkemizde ağırladığını ve önemsettiğini de belirten Prof. Dr. Erkan İbiş, “Cumhuriyetin ilk dönemlerinde, yoksulluğun ve yokluğun olduğu o dönemde güzel sanatları bu kadar önemli bir noktaya koymak farklı bir bakış açısıdır. Cumhuriyetin aydınlanması ve aydınlatması işte budur. Bu gözle baktığımız zaman bunun ne denli büyük bir olay olduğunu anlıyoruz. O dönemde resme, heykele, sanata ve müziğe bu kadar önem vermek farklı bir vizyon, bambaşka bir dünya açısıdır” diye konuştu.

Sempozyuma katılan sanatçılar da etkinlikte yer almaktan, gelecek nesillere eserler bırakacak olmaktan ve bu eserlerin üniversite gibi kamusal bir alanda sergilenecek olmasından mutluluk duyduklarını dile getirdiler.

Sempozyum sonunda eserler Ankara Üniversitesi’nin farklı kampüslerine yerleştirilirken, heykeltıraş Bahadır Çolak’ın 235×200×70 ölçülerindeki Hi-Fi Reflection adlı eseri ise İLEF‘in önünde yer alıyor.

Bahadır Çolak

1983 İstanbul doğumlu Bahadır Çolak, 2010 yılında lisansını tamamladığı Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde 2012 yılında yüksek lisans eğitimine başladı.2014 yılında yüksek lisansını tamamlamış ve tez araştırmalarına hala devam etmektedir.

2009-2011 tarihleri arasında İtalya’nın Seravezza kentinde Arcad Foundation’da anıt heykel projelerinde çalıştı. Çolak bir çok yabancı sanatçıyla birlikte heykel projelerinde çalışmış ve çeşitli malzemeler üzerinde yetkinlik kazanmıştır.

Çeşitli karma sergilerin yanı sıra Çolak bugüne kadar bir çok sempozyuma katıldı. Çolak’ın bu sempozyumlarda oluşturduğu heykeller, Türkiye ve yurtdışında bir çok açık alanda hala yer almaktadır.

Katıldığı ulasal ve uluslar arası yarışmalarda başarılar elde etmiştir.

Bahadır Çolak çalışmalarında farklı kavramlardan yola çıkmaktadır. Malzeme-form ilişkisini, seçtiği kavramlar üzerine kurmaktadır. Ortaya çıkan tasvirler de nihayetinde bir sistemi tespit eden eserler olarak kendilerini göstermektedirler.

Çolak halen çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde yürütüyor.