8 Mart haftasında “Yurttaş Gazeteciliği ve Kadın” panelinin konuğu gazeteci Gönültaş oldu
Gazeteci Hale Gönültaş, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Etkinlikleri kapsamında gerçekleşen çevrimiçi etkinlikte “Yurttaş Gazeteciliği ve Kadın” başlıklı panelde konuştu.
Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASAUM), Cinsel Tacize ve Cinsel Saldırıya Karşı Destek Birimi (CTS) ve Kadın Platformu Koordinatörlüğü’nün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında birlikte düzenlediği etkinlikler “Yurttaş Gazeteciliği ve Kadın” paneliyle başladı.
Çevrimiçi gerçekleşen ve Gazeteci Hale Gönültaş’ın yer aldığı “Yurttaş Gazeteciliği ve Kadın” başlıklı panelde, yurttaş gazetecilerinin dikkat etmesi gereken konulardan sosyal medyanın etkisine ve mülteci kadınlarının sorunlarına kadar pek çok konuya yer verildi.
Konuşmasına yalnızca 8 Mart’ın değil her günün enerji ve coşku ile kadın haklarına saygılı geçmesini dileyerek başlayan Gönültaş, yurttaş gazeteciliğinin, sıradan insanların ürettikleri haber içeriklerinin artık tüm dünyada yaygın ve pratik olarak kabul edilmeye, yaşamın bir parçası olarak görülmeye başlandığını belirtti. Yurttaş gazeteciliğinin haber medyası ile çok iç içe geçtiğini, Gezi Olayı öncesinde yurttaş gazeteciliğinin kabulu konusunda tartışmalar yaşandığını söyledi.
Gönültaş, yurttaş gazeteciliği için şu ifadeleri kullandı;
“Yurttaş gazeteciliği bütünsel bir medya ekolojisinin bir parçası olarak görünüyor artık. Bilgi kirliliği olabiliyor ama bunda da hem yurttaş gazetecilerin kullandıkları dile dikkat etmesi gerekiyor hem de yurttaş gazeteciden gelen haberi kullanan kişilerin haber kirliliğini nasıl engelleyebiliriz, haber dilini nasıl cinsiyetleştirmeden kullanır hale getirebiliriz diye düşünmesi gerekiyor.”
“Bir olayı çekerken kameraların kaydı durdurması gereken yerler var mıdır?”
Bazı haberlerde mobese görüntülerinin paylaşılmadığını ve yurttaş gazetecilerinin çektiği görüntülerin çok işe yaradığını belirten Gönültaş, birçok olayın bu şekilde çözümlendiğini dile getirdi. Gönültaş, haber takibi sırasında karşılaşılan olayları kayıt etmeyip harekete, eyleme dahil olmak ile kayıt etmek arasındaki önceliğin neye göre şekilleneceğine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Bir göç olayında zaman zaman kameraman arkadaşının rahatsızlandığını ve çekimi kendisinin yapmak zorunda kaldığını kaydeden Gönültaş, bu sırada fiziksel ve sözlü şiddetle karşı karşıya kalınabildiğini ama yine de olayı belgelemek gerektiğini vurguladı. Gönültaş, bu gibi durumlarda kadın gazetecilerin işinin daha da zorlaştığını belirtti.
“Mülteciler kurban ve mağdur değiller”
Gazeteci olarak sınır bölgelerinde de görev alan Gönültaş şöyle konuştu:
“Yurttaş gazeteci haberini yazarken kaçak, Afganlı kadın, Suriyeli kadın ifadelerinden kaçınmalıdır. Mülteciler mağdur değiller. Onlar savaşın ekonomik ve cinsel şiddetin baskısından kaçmış insanlar. Elbetteki bu insanlar kurban ve mağdur değil, bir zorunluluk sonucu bu yola çıkmışlar ve yeni bir ülkeye gelmişler. Mülteciler göç yoluna çıkmadan önce bütün tehlikeyi göze alıyorlar. Yine de bugün aralarından birine kaçma sebeplerini sorsanız, çocuklarının daha iyi şartlarda yetişmesi, eğitim almaları ve can güvenliklerinin olması cevabını verirler. Dolayısıyla bunlar küresel savaşların sonucu ülkesini terk etmek zorunda kalmış insanlar.”
KASAUM, CTS ve Kadın Platformu Koordinatörlüğü’nün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için düzenlediği diğer etkinliklerin bilgisine buradan ulaşılabilir.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/31840
Yol: Ana sayfa » Yazılar » 8 Mart haftasında “Yurttaş Gazeteciliği ve Kadın” panelinin konuğu gazeteci Gönültaş oldu
Bir cevap yazın