5 Kasım 2024, Salı - 09:08

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Emin Özdemir’in 61 yıllık dostu Binyazar anlatıyor

Tarih: 02 Eylül 2017

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 432

BYYO ve İLEF‘in değerli hocalarından dil ustası, yazar Emin Özdemir’in hayatını kaybetmesinin ardından, 61 yıllık arkadaşı Adnan Binyazar, Emin Özdemir’le dostluklarını, Özdemir’in kişisel özelliklerini, akademik yaşantısını ve son buluşmalarını GÖRÜNÜM’e anlattı.

Dün kaybettiğimiz usta yazar ve dil düşünürü Emin Özdemir’in dille, edebiyatla, eğitimle geçen 86 yıllık ömrünün 61 yılına tanık olan, tüm yazılarının ilk okuyucusu, en yakın dostu yazar Adnan Binyazar’le görüştük.

Binyazar, Özdemir’le ilgili düşüncelerini, anılarını ve son görüşlerini GÖRÜNÜM’e anlattı.

İşte Binyazar’ın ağzından Özdemir’in çalışmalarının ve 61 yıllık dostluğun öyküsü:

Gazi Eğitim Fakültesinde başlayan 61 yıllık arkadaşlık

Emin Özdemir’i ilk kez 1956 yılında Gazi Eğitim Enstitüsünde tanıdım. Emin Özdemir de benim gibi Köy Enstitüsü mezunudur. Gazi Eğitim Enstitüsünü kazandığım sırada Emin Özdemir orada asistandı. Burada şunu belirtmeden geçemeyeceğim. O dönemde Emin Özdemir’in köy enstitüsü mezunu olarak Türkiye’de pek çok kişinin hayalini kurduğu Eğitim Enstitüsü asistanlığına seçilmesi büyük bir başarıdır. Asistanlığı sırasında çok derse girmezdi. Onu sadece bir dersi dinlerken görmüştüm. 1958 yazında öğretmenleri geliştirmek için bir program düzenlendi. O programda ayak üstü tanıştık Emin Özdemir’le. Beni tanımasına çok şaşırdım. Çünkü içe dönük bir insandı. Dışarıya kapalıydı. O dönemde Gazi Eğitim Enstitüsünde kadın, erkek birlikte eğitim görürdük. Bütün öğrenciler güzel kadınlara bakıp, onlarla muhabbet kurmak isterken, Emin Özdemir göz ucuyla bile bakmazdı. Bu onun aslında ele aldığı işi ne kadar ciddiyetle yaptığının da bir göstergesidir. Elindeki işine odaklanır ve onu yapmaktan başka şey düşünmezdi. Hiçbir şeyi unutmazdı. Belleği çok kuvvetliydi. Son an’a kadar her şeyi hatırlıyordu.6

“Türkiye’de metin tahlili üzerine çalışmalar başlatan ilk kişidir”

O dönemde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Amerika Birleşik Devletlerine gönderildi. Orada metin hazırlama ve tahlil etme konusunda eğitimler aldı. Türkiye’de metin tahlili üzerine çalışmalar başlatan ilk kişidir. O hiçbir zaman normal öğretmenler gibi olmadı. Diğer öğretmenler bir kitabı ele alırken genel bilgilerini verip geçiyorlardı, oysaki Emin Özdemir metni irdeleyici bir yöntem uygulamıştır. Derslerinde değişik yazarlardan metinler okurdu. Bu ilk başlarda çok garipsendi. Ancak çokta başarılı oldu ve ilerleyen yıllarda benimsendi. O dönem Gazi Eğitimden mezun olanlar da bu tekniği benimsedi. Bu anlayışın MEB’de kökleşmesinde etkisi çoktur.

“Hacettepe Türkçe bölümünün kurulması ve Türkçe’nin üniversitelerde zorunlu ders olmasında Emin Özdemir’in katkısı çok büyüktür”

Ben Milli Eğitim Bakanlığında, Maraş’ta çalışırken bir gün Emin Özdemir’den bir mektup geldi. Mektupta şunu yazıyordu. “Hacettepe’de Türkçe bölümü açılıyor. Yazıdan, çiziden anlayan biri aranıyor. Benim adayım sensin.” Varlık dergisinde yazıyordum ve o dönem de yazılarınızın Varlık’ta yayınlanması önemli bir şeydi. Emin Özdemir’in bu teklifi üzerine Hacettepe’de öğretim üyesi oldum. O dönemde bir kural koyuldu. Üniversite’ye başlayan her öğrenciye Türkçe zorunlu ders olarak okutulacaktı. Bu dersin içeriğinde öğrencilere “nasıl okunur, nasıl yazılır” eğitimi verilecekti. Çünkü ana dilini bilmeyen bir öğrenci eğitim hayatına başladığında teorileri, kavramları anlamayacaktır. Bu ders için Emin Özdemir’le başbaşa verip içerikler hazırladık ve dostluğumuz burada daha çok gelişti. Sonrasında bu dersin önemini o dönemde Cumhuriyet gazetesinde anlattık. Çok önemli insanlar projemize destek verdi ve yaygınlık kazandı. Hacettepe Türkçe bölümünün kurulması ve Türkçe’nin üniversitelerde zorunlu ders olmasında Emin Özdemir’in katkısı çok büyüktür.

1

Fotoğraf: Mahmut Turgut

12 Mart darbesi, bölümün kapanması ve sürgün dönemi

12 Mart darbesiyle, maalesef faşizan bir yönetimle karşı karşıya kaldık. Bizim bölümümüzü kapattılar. Gerekçe olarakta bizi komünist yazarları okutmakla suçladılar. Ben üniversiteden ayrılıp Tarih Kurumunda çalışmaya başladım. Emin Özdemir Gazi Eğitime döndü. Daha sonra beni Şentepe’de bir ortaokula, Emin Özdemir’i kötü müdürüyle nam salmış bir okula verdiler. Fakat biz gittiğimiz yere kendimizi götüren insanlarız. Bizim için ortaokul, üniversite öğrencisi farketmez. Onları geliştirmek için çalışırız. Emin Özdemir bilgisine güvenilen çok güçlü bir insan olduğu için o kötü yöneticiyi de dize getirdi. En son ayrılırken yönetici Emin Özdemir’I başında taşıyordu.

BYYO/İLEF yılları

Sonrasında Emin Özdemir’in Basın Yayın Yüksek Okulu macerası başladı. O dönemde Cevdet Kudret isminde çok değerli bir hoca emekli olunca yerine Emin Özdemir’i aldılar. Emin Özdemir İletişim Fakültesinde de her zaman çok sevilen bir hoca oldu. Onun öğrencisi olmak her zaman için öğrenciler için gururdu. Bu dönemde askeri darbe oldu ve Kenan Evren dönemi yine çalkantılı geçti. Bizi tasfiye ettiler. Ben de Almanya’dan davet alınca çalışmak için oraya gittim. 19 yılım Almanya’da geçti. Fakat o dönemde de her zaman Emin Özdemir’le her gün konuştuk.

“Duygulu görünmez ama duygusaldı. Kaç kez ağladığını gördüm.”

Emin Özdemir’in en önemli özelliği, aile kavramına olan akıl almaz saygısıydı. Her nefesinde eşinin adını söylerdi. Fakat o bildiğimiz canımlı cicimli çiftler gibi değil. Sevgi ve saygı duyardı eşine. Onun yanında esprilerle zamanın nasıl geçtiğini anlayamazdınız. Hiç çelişkimiz de olmadı, hep birbirimizi destekledik, geliştirmeye çalıştık. Asistanım olduğu için ben onu hep öğretmenim olarak gördüm. Metin incelemeyi ondan öğrendim. Kitaplarını yazarken beni yanından eksik etmedi. Hayatı boyunca da hiç tek işi olmadı. Hep iki ya da üç işi olmuştur. Evine gittiğinizde sofrasını sonuna kadar açan bir insandı. Duygulu görünmez ama duygusaldı. Kaç kez duygusal bir durumla karşılaşınca ağladığını gördüm.

4

Filiz Binyazar, Adnan Binyazar, Emin Özdemir, Oya Özdemir

“Bana ‘Belli ki işin sonuna geldik’ dedi”

Hayatı boyunca hasta olmadığı halde hep hastalıklarından bahsederdi. Bende onunla dalga geçerdim. Hatta bir gün aradım “hastayım” dedi. Gittim. Rahat kıyafetler giydirmişler, evde oturuyor. Biraz şakalaşınca kendine geldi. Ancak maalesef bu son hastalıkta aynısı olmadı. Onun hasta olduğuna inanmak istemedim, eskisi gibi kuruntudur diye düşündüm. Ancak maalesef iş ciddiydi. Zaten ilk hastalığa yakalandığı zaman ziyaretine gittiğimde “Belli ki işin sonuna geldik” dedi. Bir yazısı vardı “Sözcükler” dergisi için onu gönderecek bile hali yoktu. Bana, sen son kez oku ve gönder dedi. Zaten yazılarını her zaman bana okuturdu. Çok şey bilmesine rağmen karşısında ki insanın görüşlerine değer verirdi. Bizim aramızdaki, duygu arkadaşlığının yanı sıra bir de düşünce arkadaşlığıydı.

“Son görüşmemizde birbirimize sarılıp ağladık”

Hastalığını öğrenince çok üzüldüm. O dönem gecem gündüzüme karıştı. Bundan bir ay kadar önce görüştük en son. Sol tarafını oynatamıyordu. Sağ koluyla boynuma sarıldı ben ağladım o ağladı. Konuşamıyordu ama göz işaretleriyle kendini anlatmaya çalışıyordu. Fakat çok gariptir kafası son an’a kadar çok sağlamdı. Bunu da kafasını ölene kadar farklı işlerle meşgul etmesine ve çalışmasına bağlıyorum.

Emin Özdemir’le öyle çok anım var ki konuşsak bir kaç gün sürer. Ancak sizin zamanınız varsa benim için Emin Özdemir’le yaşadığımız o güzel günleri anlatmak büyük bir zevk olacaktır. 61 yıllık can dostumu kaybettim çok üzgünüm.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/14905
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Emin Özdemir’in 61 yıllık dostu Binyazar anlatıyor

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat