Akademik özgürlükleri savunanlar buluştu
Bilimsel Özgürlükler ve Üniversite Özerkliği Toplantısı geçtiğimiz gün yapıldı. Toplantıda katılımcılar bir de sonuç bildirgesi yayınlandı.
Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin (TSBD) düzenlediği “Bilimsel Özgürlükler ve Üniversite Özerkliği Toplantısı” yapıldı. Toplantı, Mimarlar Odası Konferans Salonu’nda üç oturum halinde gerçekleşti. Konusu, “Bilimsel Özgürlükler ve Türkiye” olarak belirlenen ilk oturumda, Prof. Dr. Çağlar Güven, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Prof. Dr. Recep Akdur konuşmacı olarak yer aldı.
Güven: “Toplum, kendini geleceğe taşıma kabiliyetini göremiyor”
Konuşmasında akademinin piyasalaşması üzerinde duran Prof. Dr. Çağlar Güven, “Üniversitenin kültürü değişti. İş dünyası üniversite yönetimine ortak edilmeye çalışıldı” dedi. Performansa dayalı ücret uygulamalarını eleştiren Güven, “Bu koşullarda akademik özgürlük istemenin fazla bir anlamı kalmadı. Toplum, kendini geleceğe taşıma kabiliyetini de göremiyor” diye konuştu.
Türkiye 71 ülke içinde 66’ncı
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, kurumunun kurulduğundan beri her yıl yayınladığı, “Türkiye’de Bilimsel Özgürlük ve Akademik Özerklik” raporunun 2015-2016 verilerini aktardı. Rapora göre Türkiye, demokrasi kalite endeksinde 71 ülke içinde 66’ncı oldu . Raporda Türkiye, basın özgürlük sıralamasında 71 puanla özgür olmayan ülkeler arasında yer alıyor.
Kalaycıoğlu, şunları söyledi:
“İfade özgürlüğü,tanım itibariyle, insanların düşündüklerini herhangi bir korku, sindirme, tehdite maruz kalmaksızın dile getirdikleri zaman gerçekleşen bir şeydir. Eğer düşündüğünüzü bir süzgeçten geçirmeden ben bunu söylesem dışarıda biri çıkar beni vurur, bana hakaret eder, beni itibarsızlaştırır gibi şeyler düşünmüyorsanız ifade özgürlüğü vardır.”
Akdur: “İlkokul ne olarak algılanıyorsa üniversite de öyle algılanıyor”
Birinci oturumun kapanış konuşmasını yapan Prof. Dr. Recep Akdur, “Bir bölgede,bir ülkede,bir üniversitede bilim özgürlüğü var ya da yoktur yargısına ulaşabilmek için dört bileşene sahip olmak gerekir: Araştırma özgürlüğü, olanak ve koşullara sahip olma, bilimsel bilgi üretme, elde edilen bilgiyi yayabilme. Yayabilme yoksa zaten bilim özgürlüğü yoktur” diye konuştu. Türk kamuoyunun, üniversiteye üniversite diye bakmadığını ifade eden Akdur, “İlkokul,ortaokul ne olarak algılanıyorsa üniversite de öyle algılanıyor. O nedenle kamunun algılamadığı bir kuruma destek vermesi mümkün değil” dedi. Üniversite akademik personelinin niteliksizleştirilmeye çalışıldığını vurgulayan Prof. Dr. Akdur, “Tek çözüm var, örgütlenmek” diyerek konuşmasını tamamladı.
Toplantının ikinci oturumunda üniversite özerkliği konuşuldu. Konuşmacılar arasında Prof Dr. Mustafa Altıntaş ve Yrd. Doç. Kerem Altıparkmak’ın yanısıra KHK ile üniversiteden ihraç edilen Doç. Dr. Melda Yaman vardı. İkinci oturumun başkanlığını Yrd. Doç. Ebru Aylar yaptı.
Altıparmak: “Akademik özgürlük anlatmaktan rahatsızım”
Hukukçu Kerem Altıparmak, Türkiye’de yürütülen üniversite soruşturmalarının hiçbirinin hukukla ilgisi olmadığını belirterek anayasadaki boşluklardan bahsetti. Yıllardır sadece üniversite içinde ve dışında emek veren insanların ihraç edilmesini çok üzücü bulan Altıparmak, “Bu koşullarda akademik özgürlükleri anlatmak zorunda kalmaktan gerçekten içsel bir rahatsızlık duyuyorum” dedi. Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ayrıca, Periscope’da yayınladığı kendi ek dersine “izin alınmadan yapıldığı” gerekçesiyle verilen cezaya ilişkin olarak, “Bilim olan yerde her şey şeffaf olur ama biz arka bahçede konuşuyoruz” dedi.
Yaman: “Üniversitede olmak bankada gişede olmaya benziyor”
19 Mayıs Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilen Doç. Dr. Melda Yaman bu süreçte neler yaşadığını katılımcılarla paylaştı. Sınıfta, öğrenciden ve öğretim elemanından korkarak otokontrol uygulamanın tehlikesinden söz eden Yaman, “Orada olmak artık bankada gişede olmaya benziyor. Yalnızca yapılması gereken şekilde konu anlatabiliyorsunuz, böylesi de zaten kitaplarda anlatılıyor” dedi. Topyekun yeni bir yapılanma ihtiyacından bahseden Yaman, “Mesele sadece, bizim üniversiteye dönmemiz değil. Ahlaki sorumluluğumuzu yerine getirmemize engel olan bir baskı var. Buna beraberce dur demeliyiz” dedi.
Oturumun bir diğer konuşmacısı Prof. Dr. Mustafa Altıntaş ise şunları söyledi: “Yalnızca mağdurların, haklarının yoksunluğundan yakınmasından daha önemlisi potansiyel mağdurların bu düzenlemelere karşı gelmesidir. İçten içe tedirginlik duymanın ötesinde kendileri için de tehlike oluşturan durumlar hakkında kitlesel direniş göstermeleridir.”
Çok sayıda kurumdan ortak bildirge
Etkinliğin üçüncü oturumu aralarında ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği, Tarih Vakfı, Gazi Üniversitesi Derneği, Mülkiyeliler Birliği, Mimarlar Odası, Hukukta Sol Tavır, İktisat Fakültesi Mezunları Derneği, Sosyal Araştırmalar Vakfı, Ege Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği ve Dokuz Eylül Öğretim Elemanları Derneğinin de bulunduğu ve kendilerini “üniversite özerkliği mücadelesinin içinde” tanımlayan örgütlerin yanı sıra Prof. Dr. Korkut Boratav’ın destek ve katkılarıyla sürdü. Forum şeklinde ilerleyen bu oturumda katılımcılar “Bilimsel Özgürlükler ve Özerk Üniversite Toplantısı Sonuç Bildirgesi”ni tartıştı. Toplantı tekrar görüşme kararı alınarak sona erdi.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/13594
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Akademik özgürlükleri savunanlar buluştu
Bir cevap yazın