Akçam: “Köy enstitülerini yeniden açacağız”

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Ankara Şube Başkanı Alper Akçam, “Köy Enstitüleri ve Anadolu Rönesansı” başlıklı bir söyleşiye konuk oldu. Teraryum Kitap Kafe’de dün 18.00’de başlayan söyleşide Akçam, köy enstitülerinin tarihini, eğitimdeki rolünü ve kitabı “Anadolu Rönesansı”nı anlattı.

Akçam: “Köy enstitüleriyle Anadolu’da bir rönesans başladı”

Köy enstitülerini anlatmadan önce İtalya ve Fransa’da başlayan Rönesans olgusunun tartışılması gerektiğini söyleyen Akçam, ortaçağ boyunca halkın sadece karnaval zamanlarında özgür kaldığını ve bu gelenek sayesinde Batı rönesansının gerçekleştiğini söyledi. Türk kültüründe de şenliklerin yaygın olduğunu vurgulayan Akçam, “Nevroz, Hıdırellez, saban çıkarma, kaz kesimi önemli dönemeçlerdir. Kış yarılama, bizde batıdan çok daha önce başlamış bir Orta Asya geleneğidir” diye konuştu. “Mustafa Kemal’in sofralarında neredeyse her akşam saatlerce, otuz kırk kişinin katıldığı sofralarda her şey konuşulur, tartışılırdı” diyen Akçam, Türkiye’de Cumhuriyet’in kurulmasından sonra Anadolu’ya okuma yazma öğretmek için Saffet Arıkan’ın yürüttüğü çalışmalardan bahsetti. Akçam, “İsmail Hakkı Tonguç’un İlköğretim Genel Müdürü olarak atanmasıyla, köy enstitüleriyle Anadolu’da bir rönesans başladı” diyerek köy enstitülerinin ayaklarını toprağa ve halka basan, sanatla içi içe olan bir kurum olduğunu ekledi.

Akçam: “Köy enstitüleri yok edildi”

Köy enstitülerinin üreticinin örgütlenmesi ve pazar yerinin değiştirilmesi nedeniyle kapandığını söyleyen Akçam, “Köy enstitülerinde kooperatif vardı. Öğretmenler hem okullarda kooperatif kurdular hem de köylüleri örgütlemeye çalıştılar. Büyük davalar açıldı. Bu tabii ki yedi bin yıldır Anadolu’yu sömüren tefeci zümrenin hoşuna gitmedi. Cumhuriyet onları yok edemedi. Köy enstitüleri yok edildi” dedi.

Akçam, köy enstitülerini yeniden açacaklarını belirtti ve şöyle konuştu: “Köy enstitülerini eskisinden daha farklı bir uygulama ile yeniden açacağız ve kent enstitülerini de buna dahil edeceğiz. Yeniden tarıma, hayvancılığa döneceğiz. İnsanımız et yiyebilecek, ürettiğinin karşılığını alacak. Benim köylüm, sütüne 90 kuruş yerine 180 kuruş alabilse bütün sorunu çözülmüştür.”

Söyleşinin ardından Akçam, kitaplarını katılımcılar için imzaladı.