Ankara Uluslararası Film Festivali başladı

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı’nın düzenlediği 27. Ankara Uluslararası Film Festivali açılış töreniyle başladı. MEB Şura Salonu’nda dün düzenlenen, yönetmen ve oyuncuların yanı sıra sinemaseverlerin de katıldığı tören öncesi sinema ve dizi oyuncusu Menderes Samancılar, Aytaç Arman, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ve Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka GÖRÜNÜM’e değerlendirmelerde bulundu.

Fotoğraflar: Emre Bilen

Samancılar: “Ankara Film Festivali sinemamızı aydınlatan bir güneştir”

Film festivallerinin ayrı bir anlam taşıdığını söyleyen deneyimli oyuncu Menderes Samancılar, “Ankara Film Festivali her şeyden önce sinemamızı aydınlatan bir güneştir” dedi. Film festivallerinin önemine değinen Samancılar, bu sebeple festivale destek vermek zorunda hissettiğini belirtti.

Arman: “Ankara Film Festivali Türkiye sinemasının onurudur”

Geçtiğimiz yıl 20. Londra Türk Film Festivali’nde, Yaşam Boyu Başarı ödülüne layık görünen Aytaç Arman, “Ankara Film Festivali Türkiye sinemasının onurudur” dedi. Arman, Festivalin 27 yıldır zor koşullarda düzenlendiğinin altını çizdi ve bunun “özveriyle bu işe gönül vermiş kadroların” başarısı olduğunu söyledi.

Taşdelen: “Demokrasinin, özgürlüğün yaşaması için sanatın ve kültürün yaşaması lazım”

Alper Taşdelen, “Ankara Film Festivali kültür sanat anlamında Ankara’nın merkezidir. Ankara son zamanlarda kültür sanat etkinlikleri noktasında geri kaldı. Yerel yönetim olarak bunun üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Ankara Film Festivali de bu anlamda bize nefes aldıran çok önemli bir etkinlik, bu sebeple elimizden gelen desteği veriyoruz. Çünkü bir ülkenin demokrasinin, özgürlüğün yaşaması için o ülkenin sanatın ve kültürün yaşaması lazım” ifadelerini kullandı.

Nazlıaka: “Ankara’nın yeniden sanatın merkezi olmasını diliyorum”

Yaptığı değerlendirmede Ankara’nın sadece bir siyasi başkent olmadığına değinen Aylin Nazlıaka, “Ankara aynı zamanda aydınlanmanın, ilericiliğin, kültürün, Cumhuriyetle birlikte tüm Türkiye’ye yayıldığı yerin de merkezidir” dedi. Nazlıaka, Ankara’da düzenlenen sanat festivallerinin desteklenmesi gerektiğini belirtti ve “Ankara’nın yeniden sanatın merkezi olmasını diliyorum. Maalesef bugünlerde ‘sanatın içine tükürülen’ ve sanatla ilgili etkinliklerin İstanbul’da merkezlendiği bir durum söz konusu” dedi.

Demirkol: “Geleceğin sinemacılarını yetiştirmek için uğraşan bir festivaldir”

Sunuculuğunu Ceyda Düvenci’nin yaptığı törende, Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol, “Ankara Uluslararası Film Festivali kurulduğu günden beri kısa film ve belgesel filmlerine ayrı bir önem veren, geleceğin sinemacılarını yetiştirmek için uğraşan bir festivaldir” dedi. Demirkol konuşmasında ilk defa bu yıl en iyi kısa film ve en ili belgesel kategorilerinde para ödülü vermeye başladıklarını söyledi ve önümüzdeki yıldan itibaren ilk uzun metrajlı filmini çeken gençlere de para ödülü vermeyi arzuladıklarını belirtti.

Jüri başkanı tek tipleşmeye dikkat çekti

Festivalin Jüri Başkanı Erdem Kıral da konuşmasında sinema sektörünün tekelleşmesine ve tek tipleşmesine dikkat çekerken, “Bugün piyasaya mal vermekle sanat yapıtı arasındaki farkı bilen sinemacılara ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

Aziz Nesin Emek Ödülü Tomris Giritlioğlu’na verildi

Törende, festival bünyesinde her yıl verilen “Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Özel Ödülleri”  sahiplerini buldu. “Aziz Nesin Emek Ödülü”, sinemaya katkıları dolayısıyla yönetmen Tomris Giritlioğlu’na verildi. Giritlioğlu’na ödülünü Beren Saat Doğulu verdi. Giritlioğlu yaptığı konuşmada “Daha cesur, daha korkusuz, tutuksuz projelerde buluşmak dileğiyle” dedi.

Kitle İletişim Özel Ödülü Yılmaz Erdoğan’a verildi

“Kitle İletişim Özel Ödülü”, toplumsal iletişime katkıları nedeniyle Beşiktaş Kültür Merkezi’ne (BKM) verildi. Yılmaz Erdoğan ödülü, BKM adına Türkan Şoray’ın elinden aldı. Erdoğan, “Bugün sinema yapıyorsak bu Türkan Şoray sayesindedir. Ödülü Türkan Şoray’dan almak benim için büyük şereftir” ifadesini kullandı. Ankara ile manevi bir bağı olduğunu ve Ankara’yı çok sevdiğini söyleyen Şoray, “Bana  ‘Yılmaz Erdoğan’ın ödülünü verir misin?’ dediler. Zaten buraya gelmeyi çok istiyordum. Ondan sonra bir kat daha fazla gelmeyi istedim. Kendisi hayranlık duyduğum bir insan. Hayranlık duyduğum bu insana ödülünü vermekten mutluluk duyuyorum” şeklinde konuştu.

Törende, “Sanat Çınarı Ödülü” ise ressam akademisyen Prof. Dr. Turan Erol’a takdim edildi.

Açılış töreni Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars’ın konseriyle son buldu.

Bu yılki teması “Bakış ve Ses” olan festivalde, Türkiye ve dünya sinemasından uzun metraj kurmaca ve belgesellerin yanı sıra çok sayıda kısa filme yer veriliyor. Filmler, Büyülü Fener Sineması ve Ankara Alman Goethe Enstitüsü’nde gösterilecek.

Festival, 8 Mayıs’ta Akün Sahnesi’nde düzenlenecek ödül töreniyle sona erecek.

Festival programına buradan ulaşabilirsiniz.