8 Mayıs 2024, Çarşamba - 05:51

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Ayrımcılığa Karşı Derslerde, Alevilik ve Yahudilik üzerine konuşuldu

Tarih: 14 Mayıs 2016

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 183

Ayrımcılığa Karşı Dersler’de bu hafta “Açılımın Gölgesinde Alevi Olmak” ve “Türkiye’de Yahudi Olmak” konusu işlendi.

Bu hafta Ayrımcılığa Karşı Dersler’de “Açılımın Gölgesinde Alevi Olmak” ve “Türkiye’de Yahudi Olmak” başlıkları konuşuldu.

Dün 13.30’da ATK Sanatevi’nde başlayan etkinliğin ilk oturumunda Ankara Üniversitesi Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Pınar Ecevitoğlu, “Türkiye’de Alevi Olmak” başlığında açık ders yaptı. Ecevitoğlu’nun sunumunun ardından Agos Gazetesi yazarı Rita Ender’in yönetmenliğini yaptığı Las Ultimas Palavras belgeseli gösterildi.

“Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar Aleviler üzerine konuşuyoruz”

Fotoğraf: Şevval Cengiz

Fotoğraf: Şevval Cengiz

Alevi olmayı etkileyen iki meselenin Alevi açılımı ve Suriye Krizi olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Ecevitoğlu, “Türkiye’de Alevi Olmak” başlığı üzerine değil, “Açılımın Gölgesinde Alevi Olmak” üzerine konuşmak istediğini söyledi. “Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar Aleviler üzerine konuşuyoruz” diyen Ecevitoğlu, buna “Aleviliğin söyleme kışkırtılması” olduğunu belirtti. Ecevitoğlu, 12 Eylül Darbesiyle devlet ve Sünni İslam ilişkisinde Sünniliğin ağırlık kazandığını, Alevilere yapılan baskının arttığını söyledi. Devletin, Alevileri siyasal ihtiyaçlara göre yeniden şekillendirme stratejisinin de 1990’larda çöktüğünü, Alevi uyanışının da bu döneme denk geldiğini kaydeden Ecevitoğlu, 1989 yılındaki Alevi Bildirgesi’nin de bu uyanışın önemli bir örneği olduğunu belirtti.

“Yas, matem orucunu iftar adı altında bir şenliğe dönüştürmek topluluğun hafızasına yönelmektir”

“Kolektif bellek yağmalandı” diyerek belleğe yönelik müdahale biçimlerinden bahseden Ecevitoğlu, AKP iktidarındaki muharrem iftarlarından söz etti, “Yas, matem orucunu iftar adı altında bir şenliğe dönüştürmek topluluğun hafızasına yönelmektir” dedi. Sivas Katliamı’na hükümet raporlarında “olay” denilerek, bunun ileride bir kaza olarak hatırlanmasına uğraşıldığını belirten Ecevitoğlu, hafızanın topluluklar açısından kurucu bir niteliği olduğunu hatırlattı. Ecevitoğlu, Türkiye’de Alevi olmanın inancın tartışılması, ibadetin kabul edilmemesi ve taleplerin de başka bir dinle, başka bir dinsel tavırla karşılaştırılarak değerlendirilmesi olduğunu belirtti.

Rita Ender ic (fotoğraf Seyfettin Ersöz)

“Yahudi olmak kötü karşılanıyorsa şeref duyarım”

Ecevitoğlu’nun sunumunun ardından Rita Ender’in yönetmenliğini yaptığı Las Ultimas Palavras (Son Sözcükler) belgeseli gösterildi. Türkiyeli Yahudi gençlere, Yahudi İspanyolcasında hangi sözcükleri bildiklerinin sorulduğu, şarkıları ve yemekleri ile hala var olan bir dilin nasıl yok olduğunun anlatıldığı belgeselin ardından Ender, Türkiye’de Yahudi olmak konusuna değindi. Anadilin doğal yolla öğrenilmesinin ayrı bir tat olduğunu söyleyen Ender, “Başkaları tarafından Yahudi sayılıyorsam ve bu kötü karşılanıyorsa, Yahudi olmayı şeref sayarım. Yahudi olmak saçın kıvırcık olması kadar doğal ve açıklanması gereksiz” diye konuştu.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/11443
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Ayrımcılığa Karşı Derslerde, Alevilik ve Yahudilik üzerine konuşuldu

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İneksiz İnek Bayramı sona erdi

Mektebi Mülkiye’nin geleneksel İnek Bayramı bugün tamamlandı. Bayramda öğrencilerin yürüttüğü inek ve gelenekselleşmiş imam duası yoktu.

Kapat