14 Temmuz 2023, Cuma - 19:46

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Çadır kentte yaşamak sanılandan da zor: “Burada biz esir gibiyiz”

Tarih: 20 Nisan 2023

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 80

Pazarcık’ta çadırda kalan yurttaşlar hem yaşam koşullarından hem de deprem yardımlarının adil dağıtılmadığından şikayetçi.

Mahmut Kızıkoğlu, iki büyük depremin ardından Pazarcık’ta Atatürk Parkı çadır kentinde kalıyor. Oturduğu evin ağır hasarlı olduğunu söyleyen Kızıkoğlu, “Bu eve hasarsız diyorlar” diye yakınıyor. Kızıkoğlu da çadır kentlerde çok sık duyulan “adam kayırma ve torpil” iddialarını yineliyor.

“Burada adam kayırıyorlar”

Mahmut Kızıkoğlu, AFAD ekibinin yardım dağıtımı konusunda adaletsiz davrandığını iddia ediyor.

“Problem şudur burada biz esir gibiyiz. Buraya yemek geliyor, devlet gönderiyor işi gücü rast gelsin ama buradaki ekipler kendi çıkarlarına göre dağıtıyor. Vali ve kaymakamın bunların başında duracak hali yok. Müdürler istediği gibi yapıyor, istediği gibi işini döndürüyor. Gariban vatandaşa bir şey yok. Dışardan insanlar yardım dağıtmaya geliyor, buradaki ekip el koyuyor. Gelen paketi bölüp yarısını kendilerine alıyorlar.”

Mahmut Kızıkoğlu’nun oturduğu eve depremden sonra hasarsız raporu verilmiş, evinin fotoğraflarını cüzdanından çıkarıp gösteriyor ve “çek bunları” diyerek şunları söylüyor:

“Senin evin hasarsız’ diyor bana, buyur resmini çektin, gördün işte, hasarsız mı bu ev?”

Mahmut Kızıkoğlu’nun cüzdanından çıkarıp gösterdiği fotoğraflar

 “Doğru söylemek bize fayda sağlamıyor”

Mahmut Kızıkoğlu, her cümlesinde bir ayrımcılıktan söz ediyor:

“Konteyneri ailelere vermek yerine gidip bir kişiye veriyorlar. Bunların küçük çocukları var diyen yok, soran yok. Kim torpilli ise ona veriyor. Biz MHP’liyiz bize vermez, MHP’lilere yok. Gariban insanların hepsi bu çadır kentte. Adamı olan iyi yerlere gidip kalıyor, biz doğrusunu söylüyoruz ama doğru söylemek bize fayda sağlamıyor. Bu milletin rezilliği budur.”

“Yetkililer, fotoğraf çektirip gidiyorlar”

Mahmut Kızıkoğlu, birçok konuda çadırda kalan insanlara haksızlık yapıldığını ve geçim sıkıntısı çektiğini söylüyor. Kızıkoğlu, yetkililerin ise buraya fotoğraf çektirmeye geldiğini belirtiyor.

“İş yerim yıkıldı, beş katlı bina çöktü. İş yerinden kuruş para gelmedi, evden de çıkarttılar. Buyur çadırda yaşıyoruz. Bunları daha önce CİMER ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yazdım. Ben mağdurum dedim ama cevap yok. Bugün iş yeri için gittim ben, aynı iş yerimin yanda bir yerinde ufak tefek çay alıp satayım dedim, kaymakam izin vermiyor. Nerede zengin varsa iş imkânlarını onlara verdiler. Ne yiyeceğiz biz? Cumhurbaşkanına şikâyet mi edelim, gidip dilekçe mi verelim? Milletvekillerinin hangisi geldi buraya bizim yanımıza, Cumhurbaşkanı emretti ilk günü geldiler, gezdiler ‘Nasılsınız arkadaşlar’ deyip gittiler. Gidiş o gidiş, bizi AFAD ile karşı karşıya bıraktılar. Fotoğraflarını çektirip gidiyorlar, bizi getirip çamurun, suyun içine sokup gittiler. Biz sabaha kadar suyun altında yaşadık.”

Pazarcık ve Atatürk Parkı kent çadırında yaşananlar

Depremin üstünden tam 74 gün geçti. Kentin sokaklarında hâlâ çok sayıda ağır hasarlı bina bulunuyor. Bir yandan yıkım çalışmaları devam ediyor diğer yandan yurttaşlar asansörlü taşımayla evlerinden eşyalarını çıkarmaya çalışıyor.

Pazarcık sokaklarında enkaz kaldırma çalışmalarından bir görüntü.

Depremlerden ağır hasar almış Belman Sitesi’nden bir görüntü. Asansörlü nakliyat ile eşyaların tahliye edilme anı.

Atatürk Parkı’nda kurulan çadır kentte de yaşam mücadelesi sürüyor. Herhangi bir kanalizasyon gideri olmadığı için çadır kentte zaman zaman kötü kokular yükseliyor. Vatandaşların en büyük şikayeti “Pazarcık Belediyesi’nin bölgede olmaması”. Depremde kendi belediyelerini yanlarında görememek onları oldukça sarsmış.

Pazarcık’ta bulunan Atatürk Parkı çadır kent.

Akşam saatlerinde çadır kenti dolaşmaya devam ediyoruz. Sultan Serttaş ve oğlu Gül Ahmet’in dört kişi kaldıkları çadıra giriyoruz.

“Son 1 aydır yardımlar olmuyor”

Aile, çadıra girer girmez çeşitli ikramlarda bulunmak istiyor. İlk günlerde yardımların fazla olduğunu belirten anne Serttaş “Son 1 aydır yardımlar olmuyor” diyor. Hijyen konusunda da sorunlarını şöyle dile getiriyorlar: “Hijyenik bir eksiklik var, duş konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Erkeklere yeterli gelebilir ama kadınlar için yeterli değil.”

“Yardımlarda bir ayrımcılık var”

Çadırda başka kimin kaldığını sorduğumuzda Sultan Serttaş yüzde 70 engelliliği bulunan bir kızı olduğunu ve çadırda sık sık hastalandığı için kızını arkadaşının evine gönderdiğini söylüyor. Bu şekilde olmasını istemediklerini dile getiren bu aile de yardımlarda büyük bir ayrımcılık olduğunu belirtiyor.

Depremin ardından yaşamların çadırda sürdürmek zorunda kalan Gül Ahmet ve ailesinin mutfağı…

 

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/34976
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Çadır kentte yaşamak sanılandan da zor: “Burada biz esir gibiyiz”

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

“Türkiye’de Deprem Gerçeği Seminerleri” başlıyor

Seminerlerin davetli konuşmacısı, ABD Colorado Üniversitesi’ne bağlı Doğal Afetler Araştırma Merkezi’nde görev yapan ve halen Japonya Kyoto Üniversitesi’ne bağlı Afet Önleme Araştırma Enstitüsü’nde konuk araştırmacı olan Prof. Dr. James Goltz.

Kapat