Çiğdem Toker: “Medya iktidarı denetlemiyor, onun propagandasını yapıyor”

Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi programı kapsamında Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde düzenlenen etkinliğe usta gazeteci Çiğdem Toker katıldı. Sözcü Gazetesi yazarı Toker, dünkü etkinlikte ekonomi gazeteciliğini değerlendirerek, tarihsel değişim, medya-sermaye-iktidar ilişkisi ve dijital haberciliğe ilişkin görüşlerini paylaştı..

Ekonomi gazeteciliğinin piyasalar, kamu ihaleleri ve ekonomiye dair her şeyi içerdiğini söyleyen gazeteci Toker, mesleğin kendisi için başka türlü bir hissediş biçimi olduğunu söyledi. “Hem kalpte hem de vicdanda farklı hissedilmesi gerekiyor” diyerek, mesleği çok da yatışmayan bir isyan duygusu ile icra ettiğini belirtti.

“Ekonomi siyasetten arındırıldı”

Toker, 12 Eylül sonrası ortaya çıkan apolitikleşmenin ekonomi gazeteciliği için de etki yarattığını kaydederek, şunları söyledi:

“Liberalleşmeyle gazetelerde ekonomiye ayrılan sayfalar arttı ve artık ekonomi yoğun konuşulan bir alana dönüştü. Ekonomi siyasete göbekten bağlı, iktidarın tasarruflarından ayrılamayacak bir alan ama o dönem ekonomi siyasetten arındırıldı. Siyaset dışı bir alana dönüştürülerek kullanışlı bir şekilde uygulandı ve gazetecilik açısından da öyle etkisi oldu.”

Dönemin değişim sürecini anlatan Toker “İşçi hakları, gelir dağılımı, işsizlik, kalkınma gibi daha kitlesel ve daha kamu yararına dönük alanlardan büyük sermayenin çıkarlarına hizmet eden borsa ve finans haberlerine ağırlık veren bir gazetecilik biçimi vücut bulmaya başladı” diye konuştu.

“Medya iktidarı denetlemiyor onun propagandasını yapıyor”

Usta gazeteci, medya-sermaye- iktidar ilişkilerinin dünü ve bugününü “Eskiden medya sahipleri iktidara yakın olmak için kamu ihalelerine girerken şimdi iktidar kendisine yakın şirketlere medya sahipliği empoze ediyor. Daha açık bir deyimle gazeteleri ve televizyonları aldırtıyor” diyerek değerlendirdi. Toker, “Medya iktidarı denetlemiyor onun propagandasını yapıyor. Son dönemin ayırıcı farkı bu. Onun üzerinden bir de saldırıya geçiyor, gazetecilik yapmak isteyenleri hedef gösteriyor. Ekonomi gazeteciliği o nedenle buralarda giderek daha önemli hale geldi. Ekonomi gazeteciliğinin yapılması ve yapılmaması arasındaki farkı bu noktalarda daha iyi görüyoruz” dedi.

“Çıkış yolu yine yeni imkanlardan olacak gibi gözüküyor “

Türkiye’ye özgü siyasi ve ekonomik olaylardan etkilenilmesinin yanı sıra dijital medya diye bir olgu olduğunu ve bundan da etkilenildiğini ifade eden gazeteci Toker, “İnternetle beraber yazılı, görsel, işitsel fonlar birleşti. Haberi ileten ve onu alanın aynı sürede eşitlenmesi habercilik açısından önemli. Haberin sık sık gözden geçirilmesi, düzenlenmesi, ekleme-çıkarma yapılabilmesi önemli bir değişim” diye konuştu.

“Bir gücü mutlu etmek zorunda kalmadan ve sermaye bağımlılığı olmadan haber üretimi yapmak artık mümkün” diyen Toker  “Kurumsal yapılar dağıldı ve eskisi gibi değil. İktidar medyası var. İktidar medyasının medyanın yüzde 90’ını kontrol ettiğini hissederek biliyoruz. Ya sahiplik yönünden ya diğer araçlarla kontrol ediyor  ve denetliyor. Kurumsallık yönünden bir tenhalığımız var bu nasıl eski haline gelir ya da gelir mi bilmiyorum. Çıkış yolu yine yeni imkanlardan yeni formlardan olacak gibi gözüküyor ama gazeteciliğin özü değişmiyor” ifadelerini kullandı.