Cumhuriyet Gazetesi yazarları gazeteciliğin geleceğini tartıştı
Cumhuriyet Gazetesi yazarları Çiğdem Toker ve Güray Öz; İLEF Basın Baykuşları Topluluğu, Yaz Hocam ve Genç Gazete’nin düzenlediği “Gazetecilik nereye gidiyor” etkinliğinde gazeteciliğin geleceğini tartıştı.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Çiğdem Toker ve gazetenin okur temsilcisi Güray Öz; dün İLEF Basın Baykuşları Topluluğu, Yaz Hocam ve Genç Gazete’nin düzenlediği “Gazetecilik nereye gidiyor” etkinliğinde gazeteciliğin geleceğini tartıştı.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklamasının üstünden bir hafta geçtiğini belirterek konuşmaya başlayan Toker, Dündar ve Gül’ün tutuklamasının Basın Yasası’ndaki “suç işleme tarihinden itibaren 4 ay içinde davanın açılması” hükmünden dolayı hukuksuz olduğunu dile getirdi. Suç duyurusundaki tutarsızlığa dikkat çeken Toker, gerçeği yansıtmayan bir haber söz konusuysa casusluğunun nasıl gerçekleştiğinin tartışma konusu olduğuna dikkat çekti.
“İyi gazetecilik yapmayı sürdüreceğiz”
Tutuklamanın gerçekleşmesi için iki ihtimalin (kaçma ve delil karartma) de söz konusu olmadığını kaydeden Toker, tutuklamanın, Anayasa’nın 90. maddesinde bahsedilen AİHM kararlarındaki ifade ve basın özgürlüğünün ihlali olduğunu söyledi. Savcının Dündar ve Gül’ün sorgulaması sırasında yönelttiği “Bunların ulusal güvenliğe aykırı olduğunu düşünmediniz mi” sorusunun meselenin özü olduğunu ifade eden Toker, gazetecinin ulusal güvenliği gözetmek gibi bir görevi olmadığını hatırlattı; siyasetçilerin ve kamu görevlilerinin durduğu yerden tarif ettikleri “kamu yararı” tanımı ile gazetecilerin tanımı arasındaki başlıca farklardan bahsederek, yayınladıkları haberleri de bu tanımı ve ilkeleri göz ederek yayınladıklarını belirtti.
Toker, 90’lı yıllardan beri “Gazetecilik nereye gidiyor” sorusunu sorduklarını ve bu sorunun, baskının şiddetlendiği dönemde “Biz kimin için haber yapıyoruz” şeklinde değiştiğini anlattı. Can ve Gül’ün cezaevinde olma nedenlerinin “kişisel kahramanlık” değil “habercilik yapmaları” olduğunu belirten Toker, konuşmasını, “başka türlüsü ellerinden gelmeyen iyi gazeteciliği” sürdüreceklerini söyleyerek bitirdi.
“Hiçbir zaman gazetelerin ve gazetecilerin başı beladan kurtulmuyor”
Cumhuriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Güray Öz, Cumhuriyet’in başının her dönem belada olduğunu söyledi. Cumhuriyet’in bir tür “belalar arşivi” olduğunu söyleyen Öz, “Doğruyu anlatacaksanız, kamu yararı gözetecekseniz başınız beladan kurtulmaz” dedi. Türkiye’nin yeni bir döneme girdiği zaman yine bunun hesabının gazetecilerden sorulacağından bahseden Öz, bundan “gocunmamak” gerektiğini sözlerine ekleyerek, “Çünkü Türkiye’nin tarihi ileriye doğru gittikçe bizim bu belalarla karşılaşmamız ve onları alt etmemiz Türkiye’nin gelişmesi ve ilerlemesi anlamına gelir” dedi.
Öz, halkın haber alma hakkını savunmanın geçmiş dönemlere göre daha “daha zor” olduğunu ve bunun “bedel ödeyerek” gerçekleştiğini belirtti. Öz, ideolojik ayrılıkla en fazla mücadele etmesi gereken aydınlar olduğunu kaydederek, “Biz gazeteciler, diğer aydınlar, entelektüeller bu konuda çaba göstermez, yazıp çizmezsek, anlatmazsak sonunda davayı kaybedeceğiz. Davayı kaybetmek istemiyorsanız, böyle bir üniversitenin özgür öğrencileri olarak okumak istiyorsanız direnmeniz gerekiyor” şeklinde devam etti.
“İş haberse bütün ideolojilerden arındıracaksın. Orada tek bir ideoloji olacak o da gerçek”
Konuşmaların ardından soru cevap kısmına geçildi. Bir öğrenci, Toker’in “Okur kalitesi artık hızla düşmekte. Bunun nedeni de okurun kendi ideolojisine, kendi çözümleme sistemine göre yazı seçerek okuması, değerlendirmesini buna göre yapması” ifadesi üzerine “Her gazetecinin ya da gazetenin belli bir ideolojisi var. Gazeteciler seçicilik yapıyorken okurların yapmaması ne kadar makuldür? Tek suçlu okurlar mıdır” diye sordu.
Öz, bu soruyu şöyle cevapladı: “Okur suçlu değil, belli ideolojik baskı altında bu sonuca varıyor. Gazetelerin yüzde 99’unda insanları belli bir ideolojiye göre şekillendirmeye çalışıyorsanız, sonunda varılacak nokta, insanların çoğunluğunun ona inanması olur. Siz insanları hep din üzerine eğitiyorsanız onların algıladığı ve bağlandıkları ideoloji bu olur. Din de tarafsız bir şekilde anlatılabilir, her türlü görüş savunulabilir… O zaman böyle bir tablo ile karşılaşmayız. Şu anda Türkiye’de gazetelerin yüzde 99’u hükümet yandaşı olmayı gazetecilik sanıyor. Geriye kalan çok küçük bir azınlık ise yalnızca barıştan ve halkın haber alma hakkından yana gazetecilik yapıyor. Bu gazeteler belli bir ideolojinin peşinde koşmuyor, çok sayıda ideolojinin peşinde koşuyor. İş haberse bütün ideolojilerden arındıracaksın. Orada tek bir ideoloji olacak, o da gerçek. Muhabirin tek ideolojisi budur. Gerçeği yazarsanız ondan taraf olursunuz.”
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/9202
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Cumhuriyet Gazetesi yazarları gazeteciliğin geleceğini tartıştı
Bir cevap yazın