Dr. Aydın Çam: “Datathon kuşaklar arası iletişimi sağlıyor”

Türkiye’de 6 farklı Üniversiteyle ortaklaşa yürütülen yeni medya çalışmaları laboratuvarı NETlab, bu yılki son etkinliğini dün düzenledi. Bilkent Üniversitesindeki “Sinema Tarihi Çalışmalarında Dijital Yöntemler: Datathon” başlıklı söyleşi saat 13.40’da başladı. Etkinlikte Çukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Aydın Çam, Adana’daki sinema salonlarının haritalandırıldığı “Datathon” projesini anlattı.

“Sinema bölge halkını Türkleştirmek için yoğun kullanıldı”

Konuşmasına Adana’daki sinema tarihinden bahsederek başlayan Dr. Aydın Çam, Adana’da ilk sinemanın 1902’de kurulduğunu, yıllar geçtikçe sinemanın geliştiğini söyledi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında sinemanın bölge halkını Türkleştirmek için yoğun bir şekilde kullanıldığını aktaran Çam, “Bu propagandayla örtüşen sinema tarihi, şehirdeki sinemanın seyir deneyiminin çok önemli bir parçası. Çünkü öyle ya da böyle kitleleri perdeyle tanıştırmış oluyor ” dedi. Köylerde bir nevi sinema arkeolojisi yaptıklarını söyleyen Çam, sinema mekanlarını haritalandırmaya çalıştıklarını dile getirdi. Sinema salonlarının yerlerini belirlemek için daha önce bu alanda çalışmış 6 kişilik bir ekip oluşturduklarına değinen Çam, “Tek başımıza 3 yıl içerisinde topladığımız 90 sinema salonuna karşılık bir günde 30 yeni yer bulduk. Bu çalışma çok hızlı bir şekilde veri toplamayı sağladı” dedi. Çalışmalarının gelecek nesillere de aktarılacağını belirten Çam, “Bu proje kuşaklar arası iletişimi sağlıyor” cümlesini kurdu.

“Yeniden sahaya gitmemiz gerekecek”

Projenin dezavantajlı kısımlarının da olduğundan bahseden Çam, çalışmalar sadece sinema mekanlarının konumlarıyla ilintili olduğu için o dönemin sosyal, toplumsal, kültürel yapısıyla ilgili olarak hiçbir şey almadıklarını söyledi. Sinema salonlarının hangi dönemde kim tarafından işletildiği bilgilerine ulaşmaları gerektiğini dile getiren Dr. Aydın Çam, “Başka verilere de ihtiyacımız var. Bunun için de yeniden sahaya gitmemiz gerekecek” dedi. Bilgiyi oluşturmaya ve elde etmeye çalıştıklarını söyleyen Çam şöyle dedi: “Bunun için ontolojik kaygılarımız var. Aynı zamanda yeni bir terminoloji de kurmaya çalışıyoruz bu çalışma için. Aynı zamanda yine bağlamsal ve ilişkisel bir yöntem modellemesi de yapmaya çalışıyoruz, çözümlemeler ve haritalandırmalar yapıyoruz. Veri güvenliğini onaylamaya çalışıyoruz ve tüm bunların sonunda da bir bilgi üretme meselesini bir nebze olsun gerçekleştirmiş oluyoruz.” İnsanlarla sahaya çıkıp 110 sözlü tarih çalışması yaptıklarını söyleyen Çam, bu görüşmelerin ses kayıtlarının alındığını ve yazıya döküldüğünü dile getirdi. Bütün bilgileri bir internet sitesinde toplamak istediklerine değinen Çam, “Tüm bu veriyi eğer bir fon bulabilirsek web sitesi içinde çalışır hale getirmek, veri girişini açık hale getirmek ve kitlesel veri girişine açarak insanların deneyimlerini, belki fotoğraflarını belki de başka bilgileri derlemenin toplamanın yolunu açmak istiyoruz. Elimizdeki bütün malzemeyi aslında diğer araştırmacılara açmak gibi bir hedefimiz var” dedi.

Söyleşi soru cevap bölümünün ardından sona erdi.