Emine Bulut davasında 2. duruşma

Emine Bulut’u kızının gözleri önünde boğazından bıçaklayarak öldüren eski koca Fedai Varan, ikinci kez hakim karşısına çıktı. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada hakkında hiçbir indirim uygulanmaksızın, “canavarca hisle öldürme” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” istenen sanık Fedai Varan, ilk duruşmada susma hakkını kullanmıştı. Bugün gerçekleşen davada sanık avukatının kovuşturmanın genişletilmesine ilişkin sunduğu beş talebin reddedilmesinin ardından sanık Fedai Varan, kasten öldürme suçundan hiçbir indirim uygulanmaksızın müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Kadınlardan KADEM’e tepki

Kadın örgütleri duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yaptı. Kadın Savunma Ağı adına Buse Üçer’in okuduğu açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“9 Ekim’de gerçekleşen ilk duruşmada kadın mücadelesinin ilkelerini duruşmanın gündemi yapan katil avukatı erkek yargının aklama yöntemlerine bir yenisini eklemiştir. Adliye önünde gelip açıklama yapan KADEM ise İstanbul Sözleşmesi’ne saldırılar yapılırken, kadın düşmanlığı yapılırken sessiz kalarak erkek iktidarla uzlaşmayı tercih etmiştir. Şimdi ise Emine Bulut davasını takip ediyor görüntüsü vermesi ikiyüzlülüktür. Soruyoruz: Kadın mücadelesinin ilkelerine saldırı yapılırken neredeydiniz? 12 yaşındaki çocuklar evlenebilir fetvaları verilirken neredeydiniz? Emine Bulut cinayetinden hepiniz sorumlusunuz. 17 yıllık iktidarı ile kadınların yaşamlarına saldıran AKP’nin kadın düşmanı politikalarına sessiz kalarak, boşanma hakkımızdan, İstanbul Sözleşmesine kadar tüm haklarımıza saldıran, mecliste komisyonlar kuran erkek iktidara sessiz kalarak, ‘6284 sayılı kanun Yuva Yıkıyor’ diyen yandaş medyasına sessiz kalarak kadın cinayetlerinin faillerdensiniz! Kadın düşmanlarının karşısına feminist öz savunmamızla dikileceğiz.”

İlk talep: Kadın örgütleri müdahil olsun

İlk duruşmada kadın örgütlerinin müdahil olmasını talep ederek dikkat çeken sanık avukatı Ersoy Aytaç, ikinci celsede de bu talebini yineledi. İlk duruşmada susma hakkını kullanan sanık, bu celsede savunma yapmak için beş şart öne sürdü. Şartlardan ilki, kadın örgütlerinin davaya müdahil olmaları oldu. Aytaç, Emine Bulut’un cezaevindeki kardeşi Bekir Bulut’un, diğer kardeş Kazım Bulut’un Emine Bulut’u öldürmekle tehdit ettiği iddiasını hatırlatarak cinayetin aile içi şiddet suçu olduğunu ve bu konunun üzerine gidilmesi gerektiğini söyledi. Kadın örgütlerinin davaya katılma talebine ilişkin sözlerine şöyle devam etti: “Size de bize de fakültede kadın cinayeti diye bir suç öğretilmedi. Biz bu dosyanın aile içi şiddet olduğunu düşünüyoruz. Modern hukukun ise kadın cinayeti diye bir suç türü vardır. Biz de bu görüşlere katılmaktayız. İstanbul Sözleşmesi kapsamında kadın örgütlerinin davaya katılma hakları var. Kadın örgütleri katılamadan yargılama yapılamaz ve ceza verilemez. Teknik olarak yapılabilir ve yapıyorsunuz ama bu adil yargılama değildir.”

Aytaç, ikinci talep olarak basına dün yansıyan MOBESE görüntüleri dâhil olmak üzere, dosyadaki tüm belgelerin kendilerine verilmesini istedi. Belgelerin kendilerine verilmemesini hak ihlali olarak değerlendiren Aytaç, bu ihlalin kararın bozulması için bir gerekçe olduğuna işaret etti.

Tanıklar yeniden dinlensin

Üçüncü talep ise geçen duruşmada dinlenen tanıkların beyanlarının yeniden alınması oldu. Aytaç, geçen celsenin sonunda, tanıkların Allah ve namus üzerine ettiği yeminlerin geçersiz oluşuyla ilgili itirazını yineledi. Söz konusu yemin metninde 2011 yılında değişikliğe gidilmiş ve Allah ve namus üzerine edilen yemin, “kutsal saydığım tüm değerler üzerine” şeklinde düzenlenmişti. Aytaç, tanıkların arasında en son ifade veren sanık Fedai Varan’ın arkadaşının beyanını ilk ifadesinin aksine, aleyhte değiştirdiğini ve diğer tanıkların beyanlarından etkilenmiş olabileceğini kaydetti.

“Polis tutanağı sonradan tuttu” iddiası

Dördüncü talebinde cinayet öncesi Emine Bulut’la görüşen kolluk görevlilerinin bilgisine başvurulmamıştı” diyen sanık avukatı, tutanağın Emine Bulut karakoldan ayrıldıktan sonra tutulmuş olabileceğini söyleyerek polis memurlarının ifadesinin alınmasını talep etti. Tutanağın ne zaman hazırlandığının kestirilemeyeceğini söyleyen Aytaç, cinayetten sonra bile hazırlanmış olabileceğini ileri sürdü.

“Çocuk özenle dinlenmedi”

Sanık avukatı son talep olarak ise ilk duruşmada müşterek çocukla doğru iletişim kurulmadığı için çocuğun Adli Görüşme Odasında tekrar dinlenmesini talep etti. Aytaç, çocuğun, yeterince özenli dinlenmediğini söyleyerek, “Travma yaşamış bir çocukla nasıl konuşacağınıza dair bir eğitim almadığınızı düşünüyoruz. Yaklaşık 2 ay önce annesi babası tarafından öldürülmüş bir çocuğa okulu sorularak rahatlatılmaz. Çocuğun yeniden dinlenmesi adlı görüşme odasında yapılmalı” diye konuştu.

Bulut’un avukatları müessil olmayan taleplerin, süreci uzatmak için kaydedildiğini belirterek sanık avukatın esasa ilişkin beyanı olmadığı için taleplerinin reddedilmesini istedi.

Sanık ve sanık avukatının talepleri değerlendirildi. Savcı, sanık hakkında hiçbir indirim uygulanmaksızın “canavarca hisle öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesi talebini yineledi.

“Çocuğa izletilmedi, canavarca his yok”

Sanık avukatı, savcı mütalaasındaki canavarca hisle öldürme üzerine yaptığı savunmasında, “Bu dosyadaki cinayet böyle bir cinayet değildir. Suçun gözleri önünde işlenmesi TCK 82. Madde kapsamında değerlendirilmesi için ancak çocuğa bunun zorla izletilmesi gerekir” dedi. Celsenin başında kendilerine verilmediği için itiraz ettiği, basına yansıyan MOBESE görüntülerini işaret ederek,  “Olay öncesinde Emine Bulut’un arkasına dönüp sanığa bir şeyler söylediği görülüyor. Burada hakaret etmiş olabilir. Bu hakaret Yargıtay içtihatlerine göre haksız tahrik indirimi sebebidir” diye konuştu. Avukat, bunun yanında, sanık Fedai Varan’ın çocuğuyla görüştürülmediği yönündeki iddiası üzerine ise Emine Bulut’un velayet hakkını kötüye kullandığını ileri sürdü.

Haberin en güncel hali için tıklayınız.