21 Nisan 2024, Pazar - 10:13

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Esnaf dükkanını para kazanmak için değil “unutmak” için açıyor

Tarih: 14 Şubat 2024

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 45

Kahramanmaraş’ta esnaf, geçmiş acılı günler ile geçmeyen belirsiz günler arasında sıkışıp kalmış.

Depremin birinci yıl dönümü. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş. Henüz otobüsteyken konteyner kentler karşılıyor. Yan yana dizilmiş onlarca, yüzlerce konteyner. O andan itibaren “deprem bölgesi” gerçeği insanın yüzüne vuruyor.

Maraş’ın merkezinde yıkımın en yoğun olduğu yerlerden biri de Trabzon Caddesi. Buradaki esnaf depremden sonra  konteynerlere taşınmış. Pideci, berber, çiçekçi, bakkal, eczane, tavuk dönerci, çaycı, konfeksiyoncu… Hepsi burada.  Bir çiçekçinin önünden geçerken “işler nasıl, kazanç yetiyor mu” diye soruyorum. Bir yandan saksıları değiştirirken “Dükkanı para kazanmak için açmıyorum ki” diyor. “Ya?” diye yanaşıyorum. “Yaşadığımız şeyleri hatırlamamak için, bir uğraş olsun diye. Zaman öldürüyorum yani burada” diyor. Birkaç saattir aynı saksıları değiştirip durduğu belli. Dükkanların önündeki esnafın bazısı sorulara yanıt verecek halde bile değil, duymazdan gelip işiyle ilgilenenler oluyor.

“Çok çocuk öldü tanıdığımız”

Trabzon Caddesi’nde bir konteyner dükkan. Sahibi, Ali Açıksarı, 43 yaşında ve doğma büyüme Kahramanmaraşlı.  “Neye sevinip neyden şikayetçi olacağımızı şaşırdık” diyor. En çok da çocuk ölümlerine üzülüyor. “Çok çocuk öldü tanıdığımız” diyor. Hem iş yeri hem de evi konteyner. Binalara sağlam dense de inanmıyor.

“Bir sene oldu ama ben hâlâ betonarme eve giremiyorum. Konteynerde yaşıyorum bir senedir. Aslında durumum da var ama eve giremiyorum. Bir senedir hiç evde yatmadım, benim evim yıkıldı ilk gün, bize bir şey olmadı ama eşya meşya hiçbir şey kalmadı, komple yıkıldı. Ama şükrediyoruz, evimizin yıkıldığına bile şükrediyoruz neredeyse.”

Açıksarı, 10 aydır konteynerde üç çocukla yaşıyor. Bölgedeki çoğu esnafın söylediği gibi o da konteynerlerin içine sıkışmış olmaktan huzursuz. Esnafa konteyner verildiğini ama daha sonra “Biz burada inşaata başladık, geri çıkın” dediklerini anlatıyor. Ne olacağını bilememekten şikayet ediyor:

“Bir şekilde yaşıyoruz ama psikolojik sıkıntı büyük çünkü gelecek belirsizliği var. Geçmişe mi üzeleceksin, geleceğe mi üzüleceksin, plan mı yapacaksın, hayal mi kuracaksın. Hayal kuramıyoruz şu an. Ben ‘iki sene sonra şunu yapacağım’ diyemiyorum.”

Açıksarı’nın Onikişubat ilçesinde bulunan evi ikinci depremde yıkılmış. Sorumluların cezasızlığını anlatıyor,,0

“Biz ölmedik, bizimki Elbistan depreminde yıkıldı, biz dışarıdayken komple yıkıldı. İlk depremde yıkılsaydı biz 100 kişiydik apartmanda, 100’ümüzde ölürdük. Ölmediğimiz için müteahhiti içeri bile atmadılar, geziyor dışarıda.”

Depremden sonra şehir olarak saat ve gün kavramlarını yitirdiklerini söylüyor. Açıklanan sayılara ise inanmıyor, “Ben gözümle gördüğüme bakarım” diyor.

Ali Açıksarı (Esnaf)

“100 kiloluk bir adamın 15 kiloluk bir çocuğu var gücüyle salladığını düşünün”

Civardaki konteynerlerin bir düzeni yok, oldukça dağınık, sağa sola rastgele konulmuş gibi. İçlerinden biri, Sandalzade Bulvarı’nda, kırtasiyeci Abdullah Topuz. Depremde iş yerini kaybetmiş, evi ise ağır hasarlı. Şu anda ailesiyle konteynerde yaşıyor. Belediyenin onlara verdiği konteynerde işlerini devam ettirmeye çalışıyor. Bir yılı şöyle anlatıyor:

“Burada bir yıl bizim için çok sıkıntılı bir süreçti. İşimizi kaybettik, yaklaşık 7 ay kadar işsiz kaldık, parasız kaldık, sıkıntı çektik. Konteynerlerde yaşadık. Bu konteynerde işimize tekrardan başlamış olduk, yeni yeni kendimizi toparlamaya çalışıyoruz ama hâlâ sıkıntılar her türlü devam ediyor.”

Geleceği, “belirsiz”. Yine de konteyner de olsa çalışmanın, bir uğraşı olmasının daha iyi hissettirdiğini söylüyor. Deprem anını ise şöyle anlatıyor:

“100 kiloluk bir adamın 15 kiloluk bir çocuğu var gücüyle salladığını düşünün. Kendimize gelemedik, sabah üstümüzde başımızda hiçbir şey yoktu, bir eşofman altıyla kısa kollu tişörtle aşağıya indik. İnsanların çığlıkları, yıkılan binalar, herkes perişandı. Çok kötü günlerdi. Bazı şeyleri anlatmaya kelimeler yetmiyor.”

Abdullah Topuz

Kahramanmaraş’ın yıkım gören yerlerinde belirsizlik, ümitsizlik ve gelecekten beklentisizlik hakim. Günlük sorunların çözüleceğine bile inanç yarım. Esnaf dükkanını “zaman öldürmek” için açıyor. Dükkanı açınca ellerine doğru dürüst bir para geçmiş olmuyor ama zamanı öldürünce günler geçmiş oluyor.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/37321
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Esnaf dükkanını para kazanmak için değil “unutmak” için açıyor

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kadına şiddet davasında karar: 14 yıl 2 ay hapis cezası

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi ve okulun Ülkü Ocakları sorumlusu Necip Mert Yalçın, ayrıldığı kadın E.M’yi beş yerinden bıçaklayarak ağır bir şekilde yaraladığı ve nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılandığı davada 14 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Kapat