2 Kasım 2024, Cumartesi - 19:33

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Etik, internet haberciliğinin de sorunu

Tarih: 31 Ocak 2018

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 525

İnternet gazeteciliğindeki etik sorununu Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici ve Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhdan Uzun’a sorduk.

Yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte insanların haberlere ulaştıkları kaynaklar da değişiyor. Habere ulaşabilmek için artık gazetenin basılması veya televizyonda haber bülteninin başlamasını bekleme zorunluluğu ortadan kalkıyor.

İnsanlar yeni medya sayesinde gelişmelerden anında haberdar olabiliyor ve olayları canlı olarak izleyebiliyorlar. Yeni medya, sadece içeriğinin hızlı bir şekilde bireylere ulaştırması bakımından değil, aynı zamanda yorum yapabilme ve soru yöneltebilme olanaklarıyla da içeriğe kullanıcının katılabilmesine imkân veriyor. Bu nedenle de internet gazetelerinin daha demokratik olduğu yönünde görüşler söz konusu.

Bu kolaylıklara rağmen yeni medya, beraberinde bazı sorunları da getiriyor. İçeriğin hızlı bir şekilde teyit edilmeden yayımlanması, nefret söylemlerinin yaygınlaşması, haber içeriğiyle reklamın aynılaşması gibi birçok probleme sebep oluyor.

GÖRÜNÜM, internet gazeteciliğindeki etik sorun ile belirsizliği ve bunların çözümüne dair önerileri Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici ve Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruhdan Uzun’a sordu.

Hız faktörü ve muhabirin sorumluluğu

İnternet gazeteciliğiyle birlikte okuru habere anında ulaştırabilme gücünün ortaya çıkması gazeteler arasında haberi önce girme rekabetinin başlamasına neden oluyor. Teyit edilmeden dolaşıma sokulan haberler, yanıltıcı haberlerin artmasına sebep oluyor. Amacı haberi çarpıtmak olmayan internet gazetecileri de hız faktöründen dolayı bu yanlışa düşmeye ve yanlış haberin yayılmasına yol açıyor.

İnternet gazeteciliğinde gazetelerdeki günlük haberin yerini anlık haberlerin aldığını söyleyen Faruk Bildirici, ne olursa olsun internet teknolojisinin hızına mağlup olunmaması gerektiğinin altını çiziyor.

Bildirici, konuyla ilgili “Haberin unsurlarının tamamlanması için öncelikle çok iyi araştırma yapılması gerekiyor. İyi araştırma yapıldıktan sonra bütün taraflarıyla konuşarak haberin kontrol edilmesi gerekiyor. Haber ancak ondan sonra yayımlanabilir” diyor. Faruk Bildirici, bu tür yanlışlarda editöryel zincirin tamamının hatalı olduğuna inandığını dile getirdi. Ortaya bir yanlış çıktığında iki tarafta da hata olduğunu söyleyen Bildirici, muhabir ve editörün görevlerine ilişkin “Muhabir bir haberi hazırlarken araştırmakla, gerektiği gibi soruşturmakla, eksik unsur bırakmamakla yükümlüdür. Ama editörler de o haberi sorgulamakla, ‘burada neden bu eksik, neden böyle bir şey var’ demekle sorumludur” şeklinde konuşuyor.

Prof. Dr. Ruhdan Uzun da bu tür yanlışların gazetecinin kendi sorumsuzluğundan kaynaklandığını, sorunun hızdan dolayı olmadığını söylüyor. Doğru haberin her zaman hız faktörünün önünde olması gerektiğini belirten Uzun, “En basit gazetecilik kuralı nedir? Bir yerden gelen bilgiyi en az iki kaynaktan doğrulatmadan vermemektir.  Gazeteciler çok basit bir kuralı, gazeteciliğin temel kuralını ihlal ediyorlar. Bu ondan kaynaklanıyor” diyor.

Prof. Dr. Ruhdan Uzun

Haberin doğruluğu

Prof. Dr. Ruhdan Uzun, haberin doğruluğunun gazeteciliğin en önemli ilkesi olduğunu, çünkü gerçek olaylardan, olgulardan kaynaklandığını, ama internet haberciliğine bakıldığında gerçeklerin giderek azaldığının görüldüğünü dile getiriyor. Uzun, gelen bilgilerin hangi kaynaktan olursa olsun birkaç kaynaktan doğrulatılmadan okura ulaştırılmaması gerektiğinin de altını çiziyor.

Faruk Bildirici de Türkiye’de olduğu gibi dünyada da sürekli yanlış haberler yayımlandığını, gazetecilerin haberi birkaç dakika geç verip, kontrol etmeleri gerektiğini ifade ediyor.

“Kopyala yapıştır haberciliği”

İnternet gazeteciliğiyle yaygınlaşan sorunlardan biri de haber içeriğinin başka sitelerden kopyalanıp paylaşılıyor olması. Böylece internet sitesinde çalışan gazeteciler arasında haber üretmek değil, yapılmış haberleri paylaşmak yaygın hale geliyor.

Gazeteci Faruk Bildirici, internet gazeteciliğindeki temel sorunun gazetecilerin büyük çoğunluğunun içerik üretmeyip, içerik çalmasında olduğunu söylüyor. Yapılanı içerik hırsızlığı olarak nitelendiren Bildirici, bundan vazgeçildiğinde sorunların çözüleceğini söyleyerek, “İnternet gazeteciliği yaptığını iddia eden sitelerin, portalların önemli bölümünde aslında ya hiç gazeteci çalışmıyor ya da çok az gazeteci çalışıyor” diyor.

Ruhdan Uzun, konuyla ilgili sitelerin, özellikle internet portallarının yeni haber, yeni içerik üretmek yerine başka sitelerin içeriğini kopyaladığını sölüyor. Bunun hem telif hakkı ihlaline neden olduğunu, hem de etik olmadığını belirten Prof. Dr. Uzun, “İnternet öyle bir medya ki haberi kaynak göstererek sitenizde verseniz de etik sorun giderilmemiş oluyor” diyor. Uzun, nitelikli habercilik yapmanın pahalı bir iş olduğunu, yetişmiş, eğitimli, uzman ekipler gerektirdiğini, ama bazı haber sitelerinin bunu yapmadığını söyleyerek, bu sitelerin aslında haber sitesi değil, haber kopyalama sitesi olduğunu belirtiyor.

Haber üretmenin maliyetli bir iş olduğuyla ilgili Faruk Bildirici de gazetelerin muhabirlerine haber yapmaları için on binlerce lira harcadığını, bazı gazetecilerin de bu haberi kopyaladığını söyleyerek, bunun ciddi bir haksızlık olduğunun altını çiziyor. Bildirici, bu konuda yasal düzenlemelerin yetersiz kaldığına dikkat çekerek, “Telif hakları yasası Türkiye’de maalesef haberi ve haberciliği korumuyor. Haberi hala anonim bir ürün olarak kabul ediyor” diyor.

Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici

Ticarileşme

Okurlar internet gazetelerini açtıklarında büyük bir reklam hücumuna maruz kalıyor. Haber içeriğiyle reklam giderek iç içe geçiyor, aynılaşıyor. Bu da medya ve ticari kuruluşlar arasındaki ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda bazı etik kaygılara neden oluyor.

Ruhdan Uzun, internet gazeteciliğinde bütün etik kodlarda geleneksel olarak yer alan haberle reklamın ayrı olması gerektiği yönündeki ilkenin ihlal edildiğini, bu sınırın bulanıklaştığını söyleyerek “doğal reklam” (advertorial) olgusuna dikkat çekiyor: “Bu doğal reklam, bulunduğu medyayı ve oradaki formatı taklit ediyor. Advertorial’lar aslında haber formatındaki reklamlar. Bunlar para karşılığı olarak yazılı basın veya internet sitelerine veriliyor. Bunlar haberleri de taklit ediyorlar ve okur ticari içeriği gazetecinin nesnel, tarafsız bakış açısıyla araştırarak yazdığı bir haber zannediyor. Halbuki bir reklam.” Uzun, bu tür içeriklerin etik olarak reklam, ilan olduğunun belirtilmesi gerektiğini ama çoğunlukla ya belirtilmediğini ya da görünmemesi için küçük puntolarla yazıldığını söylüyor.

Faruk Bildirici, insanların bir haberi rahatça okuyamaz hale geldiklerini, reklamla ilgili sınırlamaları gazetenin kendisinin yapması gerektiğini ifade ediyor. İnternet gazetelerinde para kazanılması gerektiği için reklam, ilan olmasının kabul edilebilir olduğunu belirten Bildirici, bunun okuru rahatsız etmeyecek dengeye getirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Nefret söyleminin yaygınlaşması

İnternet haberlerinde yazılı basından farklı olarak okuyucuyla interaktif bir iletişim ortaya çıkıyor. Habere yorum yaparak kendi düşüncelerini, fikirlerini geniş kitleye aktarabilen okur; ırkçı, ayrımcı söylemleri de rahatlıkla paylaşabiliyor. Nefret söyleminin yaygınlaşması sadece okur yorumlarında değil, internet haberlerinin içeriklerinde de ortaya çıkıyor. Bu da beraberinde birtakım hukuki ve etik sorunları meydana getiriyor. Editörlerin gelen çok sayıda yorumu denetleyerek siteye anında girememesi ve yoğun filtreler kullanması gibi uygulamalar da okurun itirazına neden oluyor.

Faruk Bildirici, Doğan Yayın İlkeleri’nde ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde haberlerde ırkçı, ayrımcı, nefret söylemlerini engelleyen maddelerin olduğunu, bu ifadelere yer vermenin gazetecinin temel değerlerine, insanlığa aykırı olduğunu vurguluyor. Yayımlanan ayrımcı, aşağılayıcı, ırkçı ifadeler için internet haber kurumlarının da sorumlu olduğunu, mahkemelerin hem siteyi hem de okuru sorumlu kabul ettiğini söyleyen Bildirici, bazen okurların farklıtakma isim veya IP kullanmalarından dolayı bulunamadıklarını dile getiriyor.

Ruhdan Uzun, internet sitelerinde okurların habere yorum yapmak ya da habere tepki göstermek yerine birbirleriyle kavga ettiklerini, çatıştıklarını, birbirlerine küfrettiklerini söylüyor.Uzun, okur yorumlarının olduğu gibi yayımlanmaması, internet haber kurumlarının bundan tamamen sorumlu olması gerektiğinin altını çiziyor.

Gazeteci Faruk Bildirici, haber içeriklerindeki nefret söylemine karşı mücadelede okurun ve kanunun önemine dikkat çekerek, “Bu tek taraflı bir şey değil. Okurlar da onları okumayacak ya da onlara bize tepki gösterdiklerinden daha fazla tepki gösterecekler ve tabii ki bu ülkeyi yönetenler de kanunlarla, yönetmeliklerle bunları engelleyecekler” değerlendirmesinde bulunuyor.

Etik sorunların çözümünde devlet

Hem telif hakları hem nefret söylemi sorununda devletin rolüne vurgu yapan Faruk Bildirici, devletin telif hakları yasasıyla ilgili bir çalışması olduğunu, bu konuda meslek örgütleriyle birlikte çalıştığını, ama gazeteci örgütlerinin muhatap alınmadığını söylüyor. Devletin gazeteciye içerik üretmiyormuş gibi baktığına dikkat çeken Bildirici, “Öncelikle devletin haberin de bir eser olduğunu, telif hakkının olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Bunu kabul ettikten sonra yaptırıma bağlanabilir” diye konuşuyor.

Bildirici, yasal düzenlemelere ilişkin “Türkiye’de henüz internet gazeteciliğini düzenleyen hiçbir yasal düzenleme yok” derken, Prof. Dr. Ruhdan Uzun internet haberciliği değil ama internetle ilgili olarak “İnternet yasasına baktığımızda çok sayıda yasak var, sansür var” diyor. Devletin yasa koyucu olduğunu, koyulan yasalara bakıldığında hepsinin basın özgürlüğünü sınırlayıcı yasalar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uzun sözlerine şöyle devam ediyor: “Bir toplum özgürlükçüyse, toplumdaki yönetim demokratik bir yönetimse, yapılan yasalarda da demokratik yönelimler ön plana çıkıyor. Ama demokrasisi tartışılır toplum söz konusuysa yapılan yasalar da basın özgürlüğünü sınırlayıcı yönde oluyor.”

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/16996
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Etik, internet haberciliğinin de sorunu

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat