Fakir Baykurt ölümünün 20’nci Yıl dönümünde ÇSM’de anıldı

Fakir Baykurt, ölümünün 20’nci yıl dönümünde sevenleri tarafından dün saat 10.00’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen ekinlikte anıldı. Dil Derneği, Literatür Yayınevi ve Çankaya Belediyesi ortaklığında düzenlenen anma törenine Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, Literatür Yayınevi kurucusu Kenan Kocatürk, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, Köy Enstitüleri Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı, eğitimci ve yazar Niyazi Altunya ile CHP 26’ncı Dönem Milletvekili ve avukat Şenal Sarıhan da katıldı.

Açılış konuşmasını Sevgi Özel’in yaptığı anma töreninde ilk oturumu Niyazi Altunya yönetti. İlk sözü alan Sevgi Özel, Fakir Baykurt’la Türk Dil Kurumu’nda (TDK) tanıştığını belirterek, Baykurt’la olan anılarından bahsetti. Özel, “Fakir Bey yaşasaydı kültürel açıdan birçok şey farklı olurdu” dedi ve sözü Çankaya Belediyesi Başkan Yardımcısı Nafiz Kaya’ya bıraktı.

Konuşmasına Dil Derneği ve Literatür Yayınevinin önemli bir organizasyon gerçekleştirdiğinden bahseden Nafiz Kaya, Fakir Baykurt hakkında “İnanılmaz bir vatan sevgisine sahip mütevazi bir insan” diye söz etti. Doğruluğu temsil ettiğini ve Fakir Baykurt’un en sevdiği karakterin Don Kişot olduğunu söyleyen Kaya, tüm insanlığın Baykurt gibi doğruluğun arkasından gitmesi gerektiğini söyledi.

Sözlerine törene gelen herkese teşekkürlerini sunarak başlayan Kenan Kocatürk da, Fakir Baykurt’un kitaplarından “Birini okuduktan sonra ardı arkası kesilmiyor” diye bahsetti. Kendisinin gecekonduda büyüdüğünden bahseden Kocatürk, Baykurt’un “Irazca’nın Dirliği” kitabını okuduktan sonra ailesinin de bir Irazca” olduğunu düşündüğünü söyledi. Baykurt’un kitaplarından övgüyle söz eden Kocatürk “İnsanın hayatını değiştirecek türden kitapları var” diye konuştu.

Kenan Kocatürk’ün ardından anma töreninin birinci oturumunu yönetecek olan Niyazi Altunya söz aldı.

Altunya: “Baykurt’un temel görevi insanlığı uyandırma göreviydi.”

Konuşmasına Fakir Baykurt’la aynı okulda okuduklarından bahsederek başlayan Niyazi Altunya, Baykurt’la meslek hayatında seyrek de olsa görüştüklerini söyledi. Onuncu Köy romanının bir yazı dizisi olduğunu aktaran Altunya, “Gazeteyi heyecanla beklerdik. Bazen gazete o gün gelmez, bir iki gün sonra gelirdi ama bizim heyecanımız hiç gitmezdi” dedi. Fakir Baykurt’un toplumla ilgili derin düşünceleri olduğundan da bahseden Altunya, “Baykurt’un temel görevi insanlığı uyandırma göreviydi” dedi.

Kaya: “Onun ışığı hiç sönmeyecek”

Niyazi Altunya’nın ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya söz aldı. Kaya, Fakir Baykurt’un öğretmenlik, yazarlık ve insanlık hayatında topluma çok şey kattığından söz etti. Almanya’da bulunduğu vakit Baykurt’tan Eğitim Sen Divan Kurulu başkanlığı yapmasını istediğini ve telefonla aradığını kaydeden Kaya, “İlk başlarda çok zorladı ancak ihtiyaç olduğu zaman karşı çıkmama gibi bir huyu vardı. Bu sebeple Divan Kurulu Başkanlığını kabul etti” diye konuştu. Fakir Baykurt’un toplumdaki örnek kişilerden olduğunu söyleyen Yıldırım Kaya, “Her yıl 11 Ekim’de bir hüzün çöker” dedi. Fakir Baykurt’un kendilerine ağabeylik yaptığından da söz eden Yıldırım “Onun ışığı hiç sönmeyecek” ifadelerini kullandı.

Atıcı: “Fakir Baykurt denince benim dünyam değişiyor”

Yıldırım Kaya’nın konuşmasının ardından Köy Enstitüleri Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı söz aldı. Vakıflarında her yıl Fakir Baykurt’u andıklarını anlatan Atıcı, “Bu yıl da sizlerle olmaktan onur duyuyorum” dedi. Sözlerine okulda öğretmeniyle yaşadığı bir anısını anlatarak devam eden Atıcı, “Okulda bir İngilizce öğretmeni Onuncu Köy Romanını tutuşturuverdi elime. Okuyup okumayacağımdan şüphe etti mi bilmiyorum ama ben o kitabın kapağını kapattığımda öğretmen olmaya çoktan karar vermiştim” diye konuştu. Fakir Baykurt’un kitaplarıyla ilgili çıkarımlarda da bulunan Atıcı, “Fakir Baykurt denince benim dünyam değişiyor” dedi.

Sarıhan: “Baykurt, öğretmenlerin daima topluma hizmet etmesi gerektiğini söylerdi”

Sözlerine Fakir Baykurt’un iyi bir eğitimci olduğunu ve en büyük övgüyü onun hak ettiğini söyleyerek başlayan Şenal Sarıhan, 1961 Anayasasının her ne kadar özgürlükçü gibi olduğu söylense de memur haklarının yeteri kadar olmadığını söyleyerek, o dönemde özgürlükçü anayasanın dönemin siyasileri tarafından boğulmak istendiğini aktardı. Sarıhan, Fakir Baykurt’un “Öğretmenler daima topluma hizmet etmelidir” diyerek, örgütlü öğretmen mücadelesini başlatan kişi olduğunu söyledi.