ÇGD’den Adalet ve Demokrasi Haftasında Gazetecilik Paneli

Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından düzenlenen “Yargılanan Gazetecilik ve Haklın Haber Alma Hakkı” paneli, Çağdaş Sanatlar Merkezinde yapıldı. Etkinliğe gazeteci Yeliz Koray, Eski CHP Genel Başkanı, Gazeteci-Yazar Altan Öymen ve Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Gazeteci Faruk Bildirici konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ÇGD Genel Başkanı Can Güleryüzlü yaptı.

Güleryüzlü: “Kılavuzumuz dün olduğu gibi yarın da Uğur Mumcu gazeteciliğidir”

Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfına teşekkür ederek konuşmasına başlayan ÇGD Genel Başkanı olan Can Güleryüzlü, bu yıl ÇGD’nin 40 yaşına girdiğini ve Mumcu’un 39 yıldır ÇGD üyesi olduğunu hatırlatarak Mumcu etkinliklerinin bu yılki en önemli dernek çalışmaları olduğunu söyledi.

Kuruluşundan bu yana ÇGD‘nin, temel etik kurallara ve örgütlü güce inanarak her daim mesleğine sahip çıktığını belirten Güleryüzlü, “Meslektaşlarına her düzlemde sahip çıkan derneğimiz, içinden geçtiğimiz baskılara karşı da her zaman gür bir sesle itirazlarına devam etmektedir. Bu itirazda kılavuzumuz dün olduğu gibi yarın da Uğur Mumcu gazeteciliğidir” diye konuştu.

Koray: “Hala yargılanan gazeteciliği tartışıyor olmamız çok acı”

Panelin ilk konuşmacısı Kocaeli Koz Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Yeliz Koray oldu. “Bize yıllarca ilkokullarda ‘Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir’ cümlesini öğrettiler. Gelişmekte olan bir ülkede hala yargılanan gazeteciliği tartışıyor olmamız çok acı” diyen Koray, Sınır Tanımayan Gazetecilerin 2017 Basın Özgürlüğü raporunu da hatırlattı. Raporda Türkiye’nin 180 ülke arasında 155. sırada yer aldığını belirten Koray, Türkiye’nin gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesini oluşturduğunu söyledi.

Koray konuşmasına kendi dava sürecini anlatarak devam etti. 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında “Filler Tepişti”, “Yerim Destanınızı” ve askerlerle ilgili yaptığı bir haberden ötürü hakkında üç ayrı dava açılan Koray, “İktidar gibi değilseniz vatan hainisiniz dediğimiz bir noktaya geldik” diyerek yazdıklarından ötürü terör örgütü propogandası yapmak ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle suçlandığını ifade etti.

Öymen: “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz sözü demokrasinin esasıdır”

Etkinliğin ikinci konuşmacısı CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen oldu. Türkiye’de basının ve kamuoyunun geçmişte eziyet çektiğini söyleyen gazeteci-yazar Öymen, bu eziyetin sonucunda demokrasinin işleyemediğini söyledi. Türkiye’nin de imzacı olduğu 1948 İnsan Hakları Bildirgesinden bahseden Öymen, insanların doğdukları andan itibaren söz söyleme hakkına sahip olduğunu belirterek demokratik olduğunu söyleyen her devletin, vatandaşlarının ifade özgürlüğünü sağlamakla yükümlü olduğunu ifade etti.

Öymen, çok partili hayata geçişin demokratikleşmede bir temel oluşturduğunu belirtti. Tek parti dönemindeki basın kanununun Demokrat Parti döneminde değiştirilmesiyle demokratikleşme konusunda önemli bir adım atıldığını belirten Öymen, 54 ve 56’daki basın kanunlarından itibaren demokratikleşme konusunda bir geriye gidilme yaşandığını söyledi.

Öymen, “Burada Uğur Mumcu için toplandık, onun ‘Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz’ sözü demokrasinin esasıdır. Örneğin, oy kullanmak için bir kararınız olmalı. Hangisinin iyi olduğunu tespit etmek için kimin ne söylediğini bilmeniz lazım” diyerek basın özgürlüğünün önemini vurguladı.

Bildirici: “Her şeye rağmen gazetecilik yapmaya çalışan insanlar var”

Sözlerine katledilen tüm gazetecileri anarak başlayan Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, günümüzde gazeteciliğin zamanında gazeteciliğe emek vermiş bu katledilen isimler sayesinde mümkün olduğunu söyledi. Bildirici şöyle konuştu:

“Geçmişte gazeteciler doğru yazmak adına mücadele ettiler, emek verdiler ama bazen de yapamadılar, yaptırılmadı. Eskiler hep iyi yaptı diye bir şey asla olmadı ama iyi yapanlar ve yapmaya çalışanlar oldu. Bugün için de aynı şey geçerli. Evet, çok kötü koşullardayız ama her şeye rağmen gazetecilik yapmaya çalışan insanlar var.”

Gazetecilerin habere her zaman eleştirel bir gözle bakması gerektiğini vurgulayan Bildirici, eleştirel yazının bırakılmasıyla tek tipleşen haberlerin ortaya çıktığını ve bunun da medyaya ve siyasete olan güvenirliliğin azalmasına neden olduğunu söyledi. Ayrıca gazetecinin, koşullar ne kadar zor olursa olsun haberi insanlara aktarmada yeni yollar bulması gerektiğinden bahseden Bildirici, umudun asla yitirilmemesi gerektiğini kaydetti.

Panel, soru-cevap kısmının ardından sona erdi.

Her yıl, Uğur Mumcu’nun katledildiği 24 Ocak (1993) ile Muammer Aksoy’un katledildiği 31 Ocak (1990) günleri arasında düzenlenen Adalet ve Demokrasi Haftası, bu yıl 25’inci kez yapılıyor.