3 Kasım 2024, Pazar - 04:48

  • google plus
  • twitter
  • facebook
  • rss

Genç şarkıcı Beyza Doğuç: “Bir kişi bile eşlik etse kendime ‘güzel yaşadın’ diyorum”

Tarih: 08 Mart 2019

|

Kategori:

|

Yazdır

|

Okunma: 1.054

Beyza Doğuç, uzun yıllardır amatör olarak yürüttüğü çalışmalarının ardından “Ben Hep Buradayım” şarkısına çektiği ilk profesyonel kliple müzikseverlerle buluştu.

Beyza Doğuç, uzun yıllardır amatör olarak yürüttüğü çalışmalarının ardından “Ben Hep Buradayım” şarkısına çektiği ilk profesyonel kliple müzikseverlerle buluştu. Klip, Athena, Mor ve Ötesi, Aylin Aslım, Tuna Kiremitçi gibi pek çok grup ve sanatçıyla çalışan Pasaj Müzik tarafından yayımlandı.

Genç şarkıcı Beyza Doğuç, büromuzda misafirimiz oldu. “Misafir” diyoruz ama aslında kısa süre önce kendisi de büroda misafir ağırlayan bir “ev sahibi” idi.

İLEF mezunu, GÖRÜNÜM eski muhabiri Beyza Doğuç, bir zamanlar kendisinin oturduğu sandalyeyi GÖRÜNÜM’ün şimdiki muhabirlerine bıraktı ve ilk klibinin ardından karşı sandalyeye geçerek sorularımızı yanıtladı.

İlk klibiniz yayımlandı, tebrik ederiz. İlk tepkiler nasıl?
Takipçilerimin ilk tepkisi “Seni şu anki yerinde görmek çok mutlu ediyor çünkü sıfırdan başladın”  oldu, çünkü yaklaşık 14 yaşımdan beri internette kliplerimi, coverlarımı, kendi düzenlemelerimi paylaşıyorum. Bundan dolayı benim nasıl ilerlediği kendileri görmüş oldular. İlk başta telefonumla evde kaydederken, daha önce konser vermemişken yavaş yavaş, ilerleye ilerleye şuan geldiğim noktada yaptığım şeyin benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorlar. Bana  “Çok şaşırıyoruz. Burada olmayı hak ediyorsun” diyorlar. Bu noktaya bir nevi onlarla beraber geldik.

Klibiniz kısa sürede pek çok kişinin beğenisini kazandı. Nasıl ortaya çıktı, bir hikâyesi var mı?
Genelde şarkılarımı yazdığım ortamlar metro, metrobüs, otobüs gibi yerler oluyor. Yine bir metrobüs yolculuğunda yazdığım bir şarkıydı “Ben Hep Burdayım”. Bir şarkı yazarken kelimeler bir anda çıkıyor. Beste yaparken üzerine düşünüp “şimdi bu konu hakkında bir şey yazayım” demiyorsun. Şarkıyı yazdıktan veya besteledikten sonra fark ediyorsunuz içinizden dökülenleri. Şarkıyı tamamladım ve sonrasında şarkıyı kendi kafamda nasıl betimlediğime baktım. “Bu neyi anlatıyor?” diye düşündüm. Bu şarkı ürkek, duvarları olan, kendini dışarıya açmakta sıkıntı yaşayan, bu konuda çekingen olan bir insanı anlatıyor. O kişi daha önce hiç misafir almadığı duvarların ardına ilk kez birisini davet ediyor. Bu yüzden bunu en iyi biçimde betimleyecek şeyin aslında çadır olduğunu düşündüm. Klipte çadırı tamamen metafor olarak kullanıyoruz. Klibi çektiğimiz gün hava çok yağmurlu ve karlıydı. Çadırı dışarıya kurarak bir çekim yapmamız mümkün değil. Bunun üzerine “ne yapabiliriz” diye düşünmeye başladım. Çadırdan vazgeçmek istemiyordum. Wes Anderson’ın “The Royal Tenenbaums” filmini izlerken çadırın odanın içine kurulmuş olduğu bir sahne ile karşılaştım. Ardından çadırı dışarı kurmak zorunda olmadığımızı ve bir metafor olarak kullanılacak olduğu için odanın içine de kurabileceğimizi düşündüm. Sonuçta hem kendi kafamda şarkıya verdiğim anlamla hem Wes Anderson’ın filmine gönderme yaparak ortaya çıkmış oldu.

Nasıl başladınız müziğe, profesyonellik nasıl geldi, neler yaptınız bugüne kadar?
Hayatımdaki müziği bir “başlama tarihi” şeklinde veremem, çünkü müzik küçüklüğümden beri var olan bir şey. Başlangıcı ilk konuşmayı öğrendiğim yıllarda şarkı söylemeye başlamamla olan ardından ortaokul ve lisede okul korosunda devam eden bir süreçti. Karne hediyesi olarak babam bana gitarlar, orglar alırdı. Müzik konusunda beni destekleyen bir ailem vardı diyebilirim. Bu sebeple müzik hep hayatımın içindeydi zaten. Küçüklüğümden beri edebiyatla da iç içeydim. Bir yandan şiir yazardım, bir yandan beste yapardım. Devamlı beste yapardım diyebilirim. Bir süre sonra herkes yaptığı coverları internete atmaya başlamıştı . YouTube yeni yeni oluşuyordu ve bunu görünce ben de internete yüklemeye başladım. İnsanların ilgisini çektiğini gördükçe de yaptığım şeyleri daha çok paylaşmaya başladım. Fakat amacım internette tanınmak ve dinlenmek değildi. Sadece kenarda dursun diye internete koydum ancak insanların ilgisini çekti.

Sosyal medyayı, özellikle de YouTube’u çok aktif kullanıyorsunuz. Uzun süredir kendi kanalınızda kendi hazırladığınız videoları da paylaşıyorsunuz. Başından beri sürecin bir parçası mıydı bunlar?
Hayır. Dediğim gibi küçüklüğümden beri bir şeyler üretmeyi hep seviyordum. Örneğin okulda öğretmenim slayt ödevi verdiği zaman ben onu video haline getirirdim. O şekilde öğretmenime sunardım. Kısa film tadında videolar çekmeyi seviyordum. Bu nedenle yaptığım müzikleri de kendim filmleştirmek istedim. Yapmış olduğum videoları da bir kanal açıp orada paylaştım. İlk zamanlar çok takipçim de izleyenim de yoktu. Sonradan insanların hoşuna gitmeye başladı uğraştığım şeyler. Onların hoşuna gittikçe ben daha çok devam ettim koymaya. Bu şekilde doğaçlama gelişen sonradan büyüyen bir şey oldu benim için.

Amatörlükten profesyonel kariyere giden süreçten bahseder misiniz? Nasıl gerçekleşti? Stüdyo ile imza attığınız ilk an duygularınız ne oldu?
YouTube’a videolarımı koydukça bana prodüktörler veya adını duyduğum duymadığım müzik şirketleri yazmaya başlamıştı. Fakat ben sözleşme yapmaktan çekiniyordum. YouTube’da şarkılarımı paylaşırken kendi özgürlüğüme sahibim. İstediğim şarkıyı söylüyorum ve istediğim şekilde onları klipliyorum. Orada tamamen özgür bir dünyam vardı ve bir şirketin özgürlüğümü kısıtlamasını istemiyordum. İstemediğim bir noktaya sürüklenmek ve özümden uzaklaşmak konusunda kaygılarım vardı. Fakat Pasaj Müzik, herhangi bir sözleşmeye imza atmayacağım ve bana yalnızca müziğimi yapmak için imkan tanıyacakları konusunda güvence verdi. Ayrıca Pasaj Müzik, sektörde ismini duyduğum ve güvendiğim bir şirket de olduğu için de tekliflerini kabul ettim. Ardından stüdyoya ilk kez yaklaşık iki ay önce girdik ve kaydımızı 2018’in sonlarında bitirdik. Şarkımızı bitirdikten sonra klibimizi çektik. İlk profesyonel işimi yapmış olduğum için benim için de her şey henüz çok yeni.

Beyza Doğuç’un Ben Hep Burdayım klibinden

Müziğinizi ve tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Sizi etkileyen isimler kimler?
Alternatif müzik yapıyorum, tam olarak müziğimi tanımlayan bir kelime yok aslında. Türkiye’de bu müziğe çok yakın müzik yapan, dinlemekten keyif aldığım isimler olsa da örnek aldığım çok isim yok. Daha çok yurt dışında çok fazla bilinmeyen grupları takip ediyorum ve onlardan ilham alıyorum diyebilirim. Men I Trust ya da daha çok tanınan Mac DeMarco dinlediğim ve hoşuma giden gruplardan bazıları.

Çok çeşitli coverlarınız da var. Bunların devamı gelecek mi?
Coverlara devam edeceğiz ancak iş profesyonelleştikçe ve takip eden kitle büyümeye başladıkça daha özenli ve yasalar çerçevesinde yapılma zorunluluğu ortaya çıkıyor. O nedenle yavaşlasa da devam etmek istiyorum.

Sırada ne var? İkinci klip veya albüm hazırlıkları var mı mesela?
Tabii ki. Şu an birkaç şarkının üzerinde çalışmaya başladık. Benim internette paylaştığım yaklaşık 20 kadar bestem var. Onların içerisinden “Belki Gelirsin Diye” isimli şarkımın üzerinde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Evimde küçük bir stüdyo var. İçinde mikrofon ve klavye gibi gerekli aletler mevcut. Onlarla ilk başta düzenlememizi yapıyoruz. Son haline getirdikten sonra stüdyoya gidip her şeyin üzerinden geçiyoruz. Şu an o düzenleme aşamasındayız. Bir yandan da birkaç covera bakıyoruz. Bunu yapalım mı, yaparsak nasıl olur diye düşünüyoruz. Birkaç ay içerisinde yeni şarkılar gelecek.

Sormasak olmaz… İLEF, GÖRÜNÜM?
GÖRÜNÜM’ün bir parçası olmak benim için inanılmaz bir gurur kaynağı. İnsanlar bana “müzik yapıyorsun da sen kimsin, nereden mezunsun, ne yapıyorsun” diye sorduklarında “gazetecilik mezunuyum ve bir süre GÖRÜNÜM’de muhabirlik yaptım” derken göğsüm gerçekten kabarıyor. Bu konuda kendimi oldukça iyi hissediyorum. Bana GÖRÜNÜM’deki deneyimlerimin, GÖRÜNÜM’deki hocalarımın kattığı çok şey var. Belki uzaktan bakınca gazetecilik ve müzisyenlik çok birbirleriyle ilgili değil gibi bir düşünce yaratıyor. Fakat ben şu anki kariyerimde bunun inanılmaz derecede pozitif etkileri olduğunu ve burada geçirdiğim 4 yılın hayatıma geri alınamaz bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

Bu soru genelde ilk sorulur ama biz sonda sormak istiyoruz. Kendinizden biraz bahseder misiniz? Kimdir Beyza Doğuç? Ne istiyor, ne kadarını yaptı?
Beyza Doğuç… Açıkçası kendimi tek bir şeyle tanımlamaya çalıştıkça daha farklı özelliklerim kenardan beni çekiştirip “Ben de varım, beni unuttun” diyor. Kendimi genelleyerek meraklı, bir şeyler yapmayı ve üretmeyi seven bir insan olarak tanımlayabilirim. Evet, şu an müzik yapıyorum ama bu işin gerisinde lisedeyken roman yazdığım bir dönem de var. Resim yapmayı seviyorum. Ortaokuldayken ebru yaptığım bir dönemim oldu. Fotoğraf çekmeyi seviyorum. Klipler izlemeyi ve “ben olsaydım nasıl olurdu?” diye hayal etmeyi seviyorum. O yüzden sanatın her alanında ve yaratıcılığın buluştuğu her noktada kendimi görebiliyorum. Tabii ki de hepsine yetişebileceğimi sanmıyorum. İster istemez bir noktaya eğilmek gerekiyor. Yazarlık yönümde veya kafamda bir şeyler tasarlayıp onları ortaya dökmek konusunda müzik ortak nokta gibi oldu. Bir yandan resimler yapıp onları kolaj halinde kliplere dönüştürdüm. Kendimden bahsederken en ayırt edici özelliğim olarak meraklı bir insan olduğumu söyleyebilirim. Küçüklüğümden beri kulağımda müzik varken acaba bu şarkıyı sahnede söyleseydim nasıl söylerdim, nasıl hareket ederdim şeklinde hayaller kurardım ama hiçbir zaman hayatta “Ben müzisyen olacağım. Benim hayalim ve idealim bu” şeklinde hareket etmedim. Sadece müzik yapmaktan ve bunu insanlarla paylaşmaktan çok keyif aldım. Öğrendim ki hayatımdaki çarkın dönmesi “Bunu istiyorum. Başarmak için her şeyi yapıyorum” şeklinde olmuyor. Bir şeyi gerçekten mutlu olarak, içimden gelerek, severek ve tüm pozitif enerjilerle yapıyorsam yaptığım şey beni mutlu edecek iyi yerlere götürüyor. O nedenle şu anda da bulunduğum noktada tatmin olmamış bir halde değilim. “Çok ünlü olmalıyım, sokakta tanınmalıyım” diye düşünmektense “Müzik yapıyorum ve bu beni mutlu ediyor” diye düşünüyorum. Kaygılarım “müziğim ne kadar insana ulaşır” şeklinde değil. Ben bir şeyler yapıyorum, bu bir kişiye bile olsa dokunuyorsa, o kişi karşımda ben o şarkıyı söylerken eşlik ediyorsa bu benim için “hayatını güzel bir şekilde yaşadın” hissi veriyor. Bu sebeple istediğim noktadayım ve hep öyle olacakmışım gibi hissediyorum.

Vakit ayırdığınız için çok teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.

Haberi Duyur

Kısa Adres: http://gorunum.tk/21910
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Genç şarkıcı Beyza Doğuç: “Bir kişi bile eşlik etse kendime ‘güzel yaşadın’ diyorum”

Yorumla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde Ankara’daydı

Eskişehirli kadın çiftçiler, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü Ankara’da çeşitli etkinliklerle kutladı. Anıtkabir’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Başkent Kalkınma Projesi’ni ziyaret eden çiftçiler, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yapılan forumda kürsüden seslendi: “Çiftçi doğduk, çiftçi öleceğiz.”

Kapat