Hasan Akyar: “Kamuoyunda içme suyuyla ilgili bilgi kirliliği var”

Anıtpark Forumu son zamanlarda sıkça tartışılan Ankara’nın musluk suyunun içilebilir olup olmadığı konusunu değerlendiren bir etkinlik düzenledi. Etkinlik dün saat 20.00’de “Ankara’nın musluk suyu içilebilir mi?” başlığıyla Varuna Gezgin’de yapıldı.

Konuşmasına neden bu etkinliğe gerek duyduklarını açıklayarak başlayan Akyar, “Doğru bilgileri paylaşmam lazım çünkü kamuoyunda çok değişik bana göre doğru olmayan kimi belli amaçlarla yönlendirilmiş bir bilgi kirliliği var” dedi.

Akyar: “Ben musluktan su içmiyorum”

Musluktan su içilebilir mi tartışmalarını kendinden örnek vererek yanıtlayan Akyar, “Kişi olarak ben musluktan su içmiyorum. Sağlıksız olduğu için değil tadından dolayı. Ben sert su sevmiyorum. Ph’ı yaklaşık 6.5-7 arası olan su benim ağız tadıma uygun. Yoksa musluktan akan su mikrobiyolojik olarak sağlıklı” dedi.

Ankara’nın aslında dünya standartlarına göre kaliteli bir su arıtma tesisine sahip olduğunu belirten Akyar, “Gelen suyun kalitesine göre dünyadaki en iyi tasarlanmış su arıtma tesisinden biridir. İvedik Arıtma Tesisleri Konvensiyonel dediğimiz ileri derecede özel bazı parametreleri giderme yolunda değil genel yüzeysel şeyleri arıtacak en mükemmel tasarlanmış, projelendirilmiş ve de yabancıların dediği gibi ‘friendly use’ yani çok kolay işletilebilir bir arıtma tesisidir. Ph’ı 7’nin üzerindedir” dedi. Akyar, Melih Gökçek döneminde 2007’de Kızılırmak’tan su alınmadan devam edilseydi Gerede projesinin devreye girebileceğini vurguladı.

Akyar: “Dünyada 30 kilometrelik hiçbir içme suyu yolu yok”

Gerede içme suyu yolu projesi hakkındaki sorunlara değinen şöyle konuştu: “Dünyada 30 kilometrelik hiçbir içme suyu yolu yok. Bunu ihale yaptılar 2010 yılında, ihale sonunda iş bitim tarihi Aralık 2014’tü, 5 yıl da gecikti. Sonuç olarak Gerede tünelinin delinme işlemi 3 Ocak 2019’da tamamlandı. Tünelin içinden şahin uçurursanız bir ucundan öbürüne geçer ama su geçmez çünkü içinin kaplanması lazım çünkü düşük kodlarda ön görmedikleri bir sürü sorunlar çıktı. Biz bunu yazdık, raporlarda var. Dedik ki ‘düşük kodlara gelince yer altı dereleriyle karşılaşacaksınız bu kesit yetmez. İki üsten Maşruka deresi denilen bir yer geçiyor bu gider kaybolur.’ Dedik ki ‘bu kaybolan şey senin şimdi seçtiğin bu tünel güzergahında çıkacak başına dert olacak.’ Bir başka şey, bizim seçtiğimiz 9 kilometrelik hatta her türlü sondajı yapmıştık. Düşünün 9 kilometrelikte bile dağın tepesinde 14 tane yerel fay hattı var aşağıda hiç inceleme yapılmadı, belki yüzlerce fay hattı var. Bir başka şey, alt katmanlar metan gazı çıkıyor. Metan kokusu var. Bizzat da gidip bakmışlığım var. Bu sismik bir aktivitenin birikimi. Dünyada inşaat yapılacak en kötü zemin belli bir kildir: Montmorillonit. Bunun özelliği şu, bir miktar suyu aldığınızda yüzde seksen ikiye kadar doygunluk su oranına geldiğinizde yüzde otuz oranında şişer yani üstünde ne varsa yıkar gider.”