“Hayatımı sanata tutunarak yarattım”
Doğumu sırasında yapılan yanlış müdahale sonucu sadece sağ elini kullanarak davul çalan Kaan Çelen, caz müziğe nasıl başladığını, hayatını ve gelecek planlarını GÖRÜNÜM’e anlattı.
Doğumu sırasında yapılan yanlış müdahale sonucu sadece sağ elini kullanarak davul çalan Kaan Çelen, yer aldığı caz projeleri ile adından söz ettiriyor. Cazın hayatını değiştirdiğini söyleyen Çelen, müziğe nasıl başladığını, hayatını ve gelecek planlarını konuştuk.
Merhaba Kaan, bize biraz kendinden bahsedebilir misin?
Merhaba, 25 Mart 1994 yılında Bolu’da dünyaya geldim. Hayatın bana verdikleriyle bazı duvarları geçip kendi benliğimi kazandıktan sonra hayatımı Tanrı’nın insana ve aynı şekilde insanın hayata hediyesi olan sanata adadım.
Davul çalmaya nasıl başladın? Birilerinin yönlendirmesiyle mi oldu yoksa tamamen senin kararın mıydı?
Aslında hayatımın en önemli kısmıdır bu bölüm. O yıllarda sol kolum için fizik tedavi görüyordum. Bir gün fizyoterapistime “Ben gitar çalabilir miyim?” diye sordum. “Aslında gitar değil de davul diye bir enstrüman var, onu çalabilirsin. Hem bu şekilde belki sol kolunu biraz da olsa geliştirebiliriz, aynı zamanda Rick Allen diye bir davulcu var. O da tek koluyla çalıyor” demişti. Maalesef Ankara’daki doktorum tam tersine, sol koluma zararı olacağını söyleyince bırakmak zorunda kaldım ve tek kolla çalmaya devam ettim. O güne kadar aslında içimde hep bir duygu vardı, “Sen bir şey yapacaksın ve bu senin için çok güzel bir şey olacak.” meğer davulmuş. O günden sonra hiç bırakmadım.
Sol kolunu kullanamamak müziğe başlarken veya başladıktan sonra herhangi bir sıkıntıya neden oldu mu?
Evet. İlk başta teknik olarak çok gerideydim ve sadece tek bir kolum vardı. Ediz Hafızoğlu’yla tanıştıktan sonra birçok yeni teknik geliştirerek tek kolumu davulda daha iyi kullanır hale geldim.
Caz, davul hayatının başlangıcından itibaren var mıydı yoksa sonradan mı tanıştın?
İlk başta rock çalıyordum ama bir türlü sevemedim. Ondan sonra hayatımı değiştiren cazla tanıştım.
Bolu gibi görece küçük sayılabilecek bir ilde yaşıyorsun, çalışmalarını Bolu’da sürdürmenin eksileri veya artıları neler?
Aslında tek eksik yanı çalışılacak kimsenin olmaması. Benim için artısı ise, evimden hiç çıkmadığım için davul, müzik ve sanat üzerine daha verimli çalışabiliyorum.
Müzik hayatını İstanbul’da sürdürmenin veya müzik üzerine eğitim almış olmanın şimdikinden herhangi bir farkı olacağını düşünüyor musun?
İstanbul’da ayda 1-2 konser veriyorsam eğer İstanbul’da yaşıyor olsaydım bu sayı 10-20 olurdu herhalde.
Müzik hayatında senin için en önemli an neydi?
Benim için kesinlikle Nardis konserimde İmer Demirer’in bana eşlik etmesiydi Milestones parçasını çalarken sanki Tony Williams ve Miles Davis’in arasındaki bağı kendi aramızda hissettim diyebilirim.
Şimdiye kadar birçok isimle müzikal çalışmalar yaptın. Bu isimleri öğrenebilir miyiz?
Tabii, aklıma ilk gelenler: İmer Demirer, Volkan Topakoğlu, Barış Ertürk, Siney Yılmaz, Serhan Erkol, Cem Tuncer, Volkan Polat, Andreas Metzler, Can Tutuğ, Sideridis Nikolaos, Yalın Doğu Şahin, Mixalis Petrousis.
Müzikal hayatında seni en çok etkilemiş müzisyenler kimler? Bu isimlerden herhangi biriyle tanışma veya çalışma imkânın oldu mu?
Aslında saymakla bitmez ama beni en çok etkileyen müzisyen kesinlikle John Coltrane’dir. Sonrasında ise Elvin Jones, Philly Jo Jones, Art Tatum ve son olarak Bill Stewart. Sadece Bill Stewart ile tanışabildim. Diğerleriyle diğer dünyada artık.
Geleceğe dair planların neler? Gelecekte neler yapmak istiyorsun?
İleride kendi bestelerimden oluşan bir albüm ve Ravi Coltrane ile beraber çalacağımız bir albüm yapmayı hayal ediyorum. Son olarak bir şekilde bu işin kalbi olan New York’ta konser vermek istiyorum.
Son olarak bu söyleşiyi okuyacak olanlara söylemek istediğin bir şey var mı?
Bu hayat bana sadece acı verdi ve hala vermeye devam ediyor. Yine de bir şekilde sanata tutunarak kendi hayatımı kendim yarattım. Lütfen pes etmeyin. Başınıza ne gelirse gelsin sizin içinizdeki ağaç bir o kadar büyür. Bir sonraki olay için de bir o kadar güçlü olursunuz. Bazı acılar vardır ki, o içinizdeki ağacı kesecek kadar kuvvetlidir. Unutmayınız ki içimizdeki düşünce ormanı nice ağaçlara gebedir. Her zaman daha farklı bir yol vardır, her zaman yeni bir ağaç.
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/16293
Yol: Ana sayfa » Yazılar » “Hayatımı sanata tutunarak yarattım”
Bir cevap yazın