Türkiye’nin ilk Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi açıldı
Türkiye’nin ilk Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden ayrılıp fakülte haline geldi. Fakülte’nin bileşenleri, gelişmeyi GÖRÜNÜM’e değerlendirdi.
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi çatısı altından ayrılan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü, Ocak 2019 itibariyle fakülte haline geldi. Ankara Üniversitesi Hemşirelik ve Sağman Okulu´na bağlı olarak 1961’de kurulan bölüm, Türkiye’nin ilk Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümü olarak başladığı öğretim hayatına, yüksekokul olarak Hacettepe Üniversite’sinde devam etmişti. Yeni bir sürece giren bölüm, son gelişmelerin ardından ülkenin ilk Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi oldu. Yeni yapılanmayla birlikte; öğrencilerin stajlarda gördüğü branşların ana bilim dallarına ayrılması hedefleniyor. Bölümün öğretim elemanları Prof.Dr. Ayşe Livanelioğlu, Prof. Dr. Öznur Tunca Yılmaz, Arş. Gör. Ceyhun Türkmen ve bir lisans öğrencisi düzenlemenin okula, derslere ve öğrencilere nasıl yansıyacağı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Livanelioğlu: Türkiye’de ilkiz
HÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Livanelioğlu fakültenin Türkiye’de ilk olmasının yanı sıra dünyada da çok az sayıda benzeri olduğunu belirtirken fakülte olduktan sonra bünyelerinde başka bölümlerin açılıp açılmayacağı sorusu üzerine ise “Sadece Fizyoterapiden 4 yıllık lisans mezunu vermeyi hedefliyoruz, o nedenle farklı bölümler açılması şimdilik planlanmıyor” dedi. Eğitim ve staj olanaklarıyla ilgili ise Prof. Dr. Livanelioğlu, “Ana bilim dallarını gerçekleştireceğiz. Ana bilim dalları yapılanması olunca kadrolaşma ve daha farklı alanlarda farklı hizmetler verme şansımız olacak. Biz bir ilk olduk ama arkamızdan gelecek üniversiteler var. Pamukkale Üniversitesi’nin başvurusu var, 9 Eylül olabilir” sözlerini kaydetti.
Prof. Dr. Tunca: Programlarımızı hep dünya ölçeğinde ayarladık
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öznur Tunca Yılmaz, fakülte olma sürecindeki aşamaları şu ifadelerle değerlendirdi: “Fakülte olma sürecinde kendini iyi sunmak önemli, evet çok köklüyüz ama köklü olmak yetmez. Eğitim kadromuz çok zengin, şu anki kadromuzdaki hocalarımız kendi alanlarında ulusal ve uluslararası düzeyde çok tanınmışlar, işbirlikleriyle fizyoterapi alanını çok farklı alanlarda temsil etmişler. Gerek hizmet gerek eğitim gibi alanlarda işbirlikleriyle çok güzel bağlar kurulmuş. Sadece Hacettepe değil, başka üniversitelerle de iletişimimiz var. Hasta hizmeti sunuyoruz, eğitim veriyoruz. Onlar da bize eğitim veriyorlar. Dolayısıyla bunlar da bir kriter.” Gelişmede bölümün mezunlarının da katkısı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tunca, “Staj imkanımız, zengin kadromuz, yıllardır yaptığımız doktora ve yüksek lisans çalışmaları, mezun ettiğimiz öğrencilerin alanda yaptıkları, başarıları ve tanınmışlıkları birer kriter. A üniversitesiyle B üniversitesi arasındaki farkı sahada çok görüyorsunuz. Stajları ve ders programlarımızı hep dünya ölçeğinde ayarladık. Hacettepe’nin fakülte olmasının sebeplerinden biri bu. Bir diğer etmen de staj olanaklarımız. Şuan Türkiye’de fizyoterapist unvanı verip son sınıfta staj imkanı veremeyen pek çok üniversite var” diye konuştu.
Arş. Gör. Ceyhun Türkmen: Sınırlar keskinleşecek
Arş. Gör. Ceyhun Türkmen öğrenci alımlarının aynı şekilde devam edeceğini ama bunun anabilim dalları mantığında olacağını söyledi. Türkmen, sınırların biraz daha keskinleşeceğini ise şu sözlerle dile getirdi: “Nasıl nörolojinin tıp alanında özerkliği biraz daha fazlaysa, fizyoterapinin de aynı şekilde olacak. Genel fizyoterapi devam edecek ama bir yandan nöroloji fizyoterapistliğinin de özerkliği biraz daha tanınacak. Spor fizyoterapisi gibi mesela. İnsan 4 yıllık eğitim aldıktan sonra özelleşmek ister. Özellikle sağlık personellerinde örnekleri var. Eczacılık, diş hekimliği gibi bölüm mezunlarının uzmanlık sınavlarıyla bir seçim şansı oluyor. Bunların en büyük avantajının anabilim dalları olduğunu düşünüyorum.”
Son olarak lisans programı son sınıf öğrencilerinden Gülbahar Sayılır ise bu gelişmeyi şöyle değerlendirdi: “Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden ayrıldıktan sonra farkındalığın artacağını düşünüyorum. Ben bile okula gelmeden önce bu kadar detaylı, ayrı alanlar olduğunu bilmiyordum. Fakültede 21’e yakın bölüm var. Anabilim dalı açıldıkça daha yetkin mezunlar olacaktır diye düşünüyorum. Hepimiz fizyoterapist olacağız, bu uygulamayla ise istediğimiz alanda daha kolay uzmanlaşabileceğiz. Mezun olduktan sonra atama, özelleşme iş imkanı gibi olanaklar da artacaktır.”
Haberi Duyur
Kısa Adres: http://gorunum.tk/21766
Yol: Ana sayfa » Yazılar » Türkiye’nin ilk Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi açıldı
Bir cevap yazın