İLEF’te sakat olmak ve roman olmak konuşuldu

Ayrımcılığa Karşı Dersler bu hafta, Engelli Kadın Derneği kurucu üyelerinden Arzu Şenyurt ve Gizem Tonay Aksu ve Romankara Derneği kurucularından Selçuk Karadeniz’in katılımlarıyla yapıldı. ATK Sanatevi’nde dün 13.30’da başlayan etkinlikte Şenyurt ve Tonay “Türkiye’de Sakat Olmak”, Karadeniz ise “Türkiye’de Roman Olmak” konularını işledi.

Sakatlık sadece bir durum

Fotoğraf: Uğur Kocager

Türkiye’deki sakatlar ve ayrımcılığa karşı alınan tedbirlerin konuşulduğu ilk oturumda, Arzu Şenyurt ve Gizem Tonay Aksu Engelli Kadın Derneği’nin kuruluş hikayesini anlattı. Engelli olarak toplumdan ve kadın olarak da engelli erkeklerden ayrımcılık gördüklerini, bunun sonucunda dernekleştiklerini söyleyen Aksu, en yaygın ayrımcılığın engelli bir kadının bir sahibinin olması gerektiği düşüncesi olduğunu söyledi, bu fikir ile mücadele ettiklerini ekledi. Aksu, engelli olmanın sakatların toplumsal bir engel ile karşılaşmasıyla meydana geldiğini sakatlığın ise sadece bir durum olduğunu söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Aksu’dan sonra söz alan Şenyurt, doğuştan kör olan biri olarak sakat çocukların aile içinde zaman zaman çok iyi, zaman zaman çok eksik hissettirilmeleri sonucunda kendileri olamadıklarına değindi. Şenyurt, filmlerde kötü kişilerin en sonunda engelli kalarak cezalandırılmasıyla engelli bireylerin ikinci kez mağdur edildiğini vurguladı.

Fotoğraf: Cemgazi Yoldaş

“Bu kadar önyargının içinde nasıl ben Romanım diyebilecek?”

Türkiye’de Roman olmanın konuşulduğu ikinci açık ders Selçuk Karadeniz’in konuşmasıyla başladı. Karadeniz, çingene kelimesinin kökenini ve Roman dillerinin özelliklerini açıkladı. Karadeniz, Romanların son zamanlarda yaşadığı en büyük sıkıntının bazı kurumların Romanları mesleki gruplara göre ayırmaya çalışması olduğunu söyledi. “Romanlar şu anki eğitim sistemine ayak uyduramamışlar” diyen Karadeniz, topluma entegre olma sıkıntısının da buradan doğduğunu vurguladı.

Bazı romanların kimliklerinden çekindiğini belirten Karadeniz, “Bu kadar önyargının içinde nasıl ben Romanım diyebilecek?” dedi.

Fotoğraf: Cemgazi Yoldaş

“Kendimize gelelim”

Araştırmacı-yazar Mustafa Aksu’da derste söz alarak derse katılım da bulundu. Aksu, Romanların içinde okumuş çok kişi olduğunu belirtti. Birçok meslek grubunda Romanların olduğunu vurgulayan Aksu, “Onları ben çözdüm, onlar kapalıydılar” dedi. Çingenelere yönelik yapılan haksız ve ağır suçlamaları ancak 13. yüzyılda çözebildiğini söyleyen Aksu “Kendimize gelelim, kimlik gizleme ihtiyacımızdan kurtulalım” dedi.